Anayasa Mahkemesinin 1/4/2015 Tarihli ve E: 2015/22, K: 2015/37 Sayılı
Kararı (15.04.2015 t. 29327 s. R.G.) |
Anayasa Mahkemesi Başkanlığından:
Esas Sayısı : 2015/22
Karar Sayısı : 2015/37
Karar Tarihi: 1.4.2015
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN : Ankara 11. İdare
Mahkemesi
İTİRAZIN KONUSU : 27.10.1999 tarihli ve 4458 sayılı
Gümrük Kanunu'nun geçici 6. maddesinin birinci fıkrasının
(3) numaralı bendinin ikinci paragrafında yer alan "...veya
kusurlu olarak yapan ya da bu Kanunda yer alan mesleğin genel prensiplerine
aykırı harekette bulunan... " ibaresinin Anayasa'nın 2., 10. ve
38. maddelerine aykırılığı ileri sürülerek iptaline karar verilmesi istemidir.
I- OLAY
II- İTİRAZIN GEREKÇESİ
Başvuru kararının gerekçe bölümü şöyledir:
"Anayasa'nın 2. maddesinde yer alan "Hukuk Devleti
ilkesinin" gerçekleştirilmesinin unsurlarından biri "belirlilik"
ilkesidir. Bu ilkeye göre, yasal düzenlemelerin hem kişiler hem de idare
yönünden herhangi bir duraksamaya ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık, net,
anlaşılır, uygulanabilir ve nesnel olması, ayrıca kamu otoritelerinin keyfi
uygulamalarına karşı koruyucu önlem içermesi de gereklidir. Belirlilik ilkesi,
hukuksal güvenlikle bağlantılı olup birey, yasadan, belirli bir kesinlik
içinde, hangi somut eylem ve olguya hangi hukuksal yaptırımın veya sonucun
bağlandığını bilmelidir. Ancak bu durumda kendisine düşen yükümlülükleri
öngörebilir ve davranışlarını ayarlar. Hukuk güvenliği, normların öngörülebilir
olmasını, bireylerin tüm eylem ve işlemlerinde devlete güven duyabilmesini,
devletin de yasal düzenlemelerde bu güven duygusunu zedeleyici yöntemlerden
kaçınmasını gerekli kılar.
Anayasa'nın 38. maddesinde yer bulan "Suç ve Cezanın Kanuniliği"
ilkesi, Anayasa 'nın yasaklayıcı ve buyurucu kuralları ile gerek toplum yaşamı,
gerek kişi hak ve özgürlükleri yönlerinden getirdiği güvencelere aykırı olmamak
koşuluyla bu konuda gerekli düzenlemeleri yapma yetkisinin yalnız yasa koyucuya
ilişkin olmasını zorunlu kılar. Bu ilkenin esası, kişilerin yasak eylemleri ve
bunlar karşılığında verilecek cezaları önceden bilmelerini sağlamak düşüncesine
dayanmaktadır. Suç ve cezaların yalnızca yasayla konulup kaldırılması da
yeterli olmayıp, kuralların kuşkuya yer vermeyecek biçimde açık ve sınırlarının
da belli olması gerekir. Anayasa'nın 38. maddesinde idari ve adli cezalar
arasında bir ayrım yapılmadığından disiplin cezaları da bu maddede öngörülen
ilkelere tabidir.
Anayasa'nın 10. maddesinde yer verilen "Eşitlik ilkesinin" amacı
ise, aynı durumda bulunan kişilerin kanunla aynı işleme bağlı tutulmalarını
sağlamak ve kişilere kanunlar karşısında ayrım yapılmasını ve ayrıcalık
tanınmasını önlemektir. Bu ilkeyle, aynı durumda bulman kimi kişi ve
topluluklara ayrı kurallar uygulanarak kanun karşısında eşitliğin ihlali
yasaklanmıştır. Kanun önünde eşitlik ilkesi herkesin her yönden aynı kurallara
bağlı tutulacağı anlamına gelmez. Durum ve konumlardaki özellikler, kimi
kişiler ya da topluluklar için değişik kurallara bağlı tutulursa Anayasa 'nın
öngördüğü eşitlik ilkesi ihlal edilmiş olmaz.
4458 sayılı Kanunun geçici 6. maddesinin 2. fıkrasında gümrük müşavirleri
için öngörülen dört ayrı disiplin cezasının tanımlamasının yapıldığı, kınama
cezasının, meslek mensubuna görevinde ve davranışında kusurlu sayıldığının yazı
ile bildirilmesi şeklinde tanımlandığı, geçici olarak mesleki faaliyetten
alıkoyma cezasının ise, altı aydan az ve bir yıldan çok olmamak üzere mesleki
sıfat saklı kalmak koşuluyla mesleki faaliyetten alıkonulma olarak
tanımlandığı, aynı maddenin 3. fıkrasında ise, hangi fiil karşılığında hangi
cezanın verileceği hususunun düzenlendiği, buna göre, mesleki kurallara,
mesleğin vakar ve onuruna aykırı fiil ve harekette bulunanlarla, görevin
gerektirdiği güveni sarsıcı harekette bulunan meslek mensupları hakkında, ilk
defasında uyarma, tekrarında ise kınama cezası uygulanacağının, öte yandan,
görevini bağımsızlık, tarafsızlık ve dürüstlükle yapmayan veya kusurlu olarak
yapan ya da bu Kanunda yer alan mesleğin genel prensiplerine aykırı harekette
bulman meslek mensupları için geçici olarak mesleki faaliyetten alıkoyma cezası
uygulanacağının kurala bağlandığı görülmektedir.
4458 sayılı Kanunun geçici 6. maddesinin 2. fıkrasında kınama cezası meslek
mensubunun görevinde kusurlu sayılması şeklinde tanımlanmış olmasına karşın
aynı maddenin 3. fıkrasında görevin kusurlu yapılmasının geçici olarak mesleki
faaliyetten alıkoyma cezasını gerektirdiği kurala bağlanmıştır.
Ayrıca, 4458 sayılı Kanunun geçici 6. maddesinin 3. fıkrasının ilk
cümlesinde, mesleki kurallara aykırı fiil ve harekette bulunmanın ilk defasında
uyarma tekrarında kınama cezasını gerektirdiğinin kurala bağlanmasına karşın
aynı fıkranın ikinci cümlesinde 4458 sayılı Kanunda yer alan mesleğin genel
prensiplerine aykırı harekette bulunmanın mesleki faaliyetten alıkoyma cezasını
gerektirdiği kurala bağlanmıştır. Bu arada, gümrük müşavirliğinin mesleki
kurallarının veya mesleğin genel prensiplerinin neler olduğu hususunda
mevzuatta herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır.
Görüldüğü üzere, görevin kusurlu yapılması yahut aynı anlama gelen
görevinde kusurlu sayılmanın hangi disiplin cezasını gerektirdiği hususunda
Kanunda bir netlik olmadığı gibi, mesleki kurallara veya mesleğin genel
prensiplerine aykırı harekette bulunanlara hangi disiplin cezasının
uygulanacağı hususunda da bir karışıklık olduğu görülmektedir.
Tüm bu veriler ışığı altında, hangi fiile hangi disiplin cezası verileceği
hususunun açık ve net bir biçimde ortaya konulmaması "hukuki belirlilik''
ilkesini zedelediği gibi "suç ve cezaların kanuniliği" ilkesine de
aykırılık oluşturmaktadır. Bunun yanında, idarenin aynı fiil için değişik
disiplin cezası vermesinin Kanunun bu haliyle mümkün olması karşısında ilgili
Kanun hükmü "eşitlik" ilkesine de ters düşmektedir. ''
III- YASA METİNLERİ
A- İtiraz Konusu Yasa Kuralı
Kanun'un itiraz konusu kuralı da içeren geçici 6. maddesi şöyledir:
"Geçici Madde 6- Gümrük müşavirleri ve gümrük müşavir yardımcıları
çıkarılacak bir kanunla bağlı bulundukları gümrük ve muhafaza başmüdürlüğü
görev alanı itibariyle kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu şeklinde
örgütleninceye kadar aşağıdaki hükümler uygulanır:
1. 1615 sayılı Gümrük Kanunu hükümlerine göre kurulan Gümrük Komisyoncuları
Dernekleri faaliyetlerine devam eder ve sınav açılması ile izin belgeleri
verilmesi
a)
b) 227 ve 228 inci maddelerde belirtilen koşulları sınavın açıldığı
yılbaşında sağlamış olanlar, o yıl açılan
c)
2.
a) Uyarma: Meslek mensubuna mesleğinin icrasında daha dikkatli davranması
gerektiğinin yazı ile bildirilmesidir.
b) Kınama: Meslek mensubuna görevinde ve davranışında kusurlu sayıldığının
yazı ile bildirilmesidir.
c) Geçici olarak mesleki faaliyetten alıkoyma: Mesleki sıfatı saklı kalmak
şartıyla altı aydan az, bir yıldan çok olmamak üzere mesleki faaliyetten
alıkoymadır.
d) Meslekten çıkarma: Meslek mensubunun izin belgesinin geri alınarak, bir
daha bu mesleği icra etmesine izin verilmemesidir.
3. Mesleki kurallara, mesleğin vakar ve onuruna aykırı fiil ve harekette
bulunanlarla, görevin gerektirdiği güveni sarsıcı harekette bulunan meslek
mensupları hakkında, ilk defasında uyarma, tekrarında ise kınama cezası
uygulanır.
Görevini bağımsızlık, tarafsızlık ve dürüstlükle yapmayan veya kusurlu olarak yapan ya da bu Kanunda
yer alan mesleğin genel prensiplerine aykırı harekette bulunan meslek
mensupları için geçici olarak mesleki faaliyetten alıkoyma cezası uygulanır.
Sahte belgelere dayanılarak yanlış beyanda bulunulduğunun, ancak bu durumun
gümrük müşavirinin bilgisi dışında olduğunun, bununla birlikte, bir araştırma
sonucunda gerçek durumun öğrenilebileceğinin Gümrük Müsteşarlığı merkez denetim
elemanlarınca rapora bağlandığı durumlarda, ilgili gümrük müşavirine ilk
defasında kınama cezası verilir. Bu hususun tekerrür etmesi halinde geçici
olarak mesleki faaliyetten alıkoyma cezası uygulanır.
7.1.1932 tarihli ve 1918 sayılı Kaçakçılığın Men ve Takibine Dair Kanun
hükümlerine göre kaçakçılık suçundan mahkûmiyet kararı kesinleşen meslek
mensuplarına, meslekten çıkarma cezası verilir.
4. Üç yıllık dönem içinde iki veya daha fazla disiplin cezasını gerektiren
davranışta bulunan meslek mensubuna, her yeni suçu için bir öncekinden daha
ağır ceza uygulanabilir. Beş yıllık dönem içinde iki defa mesleki faaliyetten
alıkoyma cezası ile cezalandırılmasından sonra bu cezayı gerektiren fiili
yeniden işleyen meslek mensupları hakkında meslekten çıkarma cezası uygulanır.
Disiplin kurulları bir derece ağır veya bir derece hafif disiplin cezasının
uygulanmasına karar verebilirler. Takibat ve hüküm tesisi, disiplin
soruşturması yapılmasına ve disiplin cezası uygulanmasına engel değildir.
5. Meslek mensubu hakkında savunması alınmadan disiplin cezası verilemez.
Yetkili disiplin kurulunun on günden az olmamak üzere verdiği süre içinde
savunma yapmayanlar, savunma hakkından vazgeçmiş sayılırlar.
Disiplin cezaları kesinleşme tarihinden itibaren uygulanır.
6. Gümrük müşavirleri ve gümrük müşavir yardımcıları, görevleri sırasında
veya görevleri sebebiyle işledikleri suçlardan dolayı fillerinin niteliğine
göre Türk Ceza Kanununun Devlet memurlarına ait hükümleri uyarınca
cezalandırılır.
7. Disiplin cezaları bir dava sonucuna bağlı olmaksızın mevzuat hükümlerine
aykırılığı gümrük idarelerince tespit edildiği tarihten itibaren üç yıl süreyle
uygulanmadığı takdirde zamanaşımına uğrar. Mevzuata aykırı işlem ve eylemlerin
aynı zamanda bir adli kovuşturma konusu olması halinde, bu aykırılık için Türk
Ceza Kanununda öngörülen zamanaşımı hükümlerine göre disiplin cezası
verilebilir.
8. 2 numaralı bentte belirtilen uyarma ve kınama cezası yetkili gümrük
başmüdürü, geçici olarak mesleki faaliyetten alıkoyma cezası Müsteşarlık Merkez
Disiplin Kurulu, meslekten çıkarma cezaları Müsteşarlık Yüksek Disiplin Kurulu
tarafından verilir.
9. Bu Kanuna ve gümrüklerde uygulanan mevzuat hükümlerine aykırı
hareketleri görülen gümrük müşavirleri ve gümrük müşavir yardımcılarının izin
10. (Ek: 18/6/2009-5911/65 md.) Gümrük müşavir derneklerince, gümrük
müşavirlerinin yapacakları iş ve işlemler karşılığı alacakları asgari ücretleri
gösteren ve takvim yılı bazında belirlenen Asgari Ücret Tarifesi, Müsteşarlıkça
uygun görülerek onaylanmak suretiyle uygulamaya konulur. "
B- Dayanılan Anayasa Kuralları
Başvuru kararında, Anayasa'nın 2., 10. ve 38. maddelerine dayamlmıştır.
IV- İLK İNCELEME
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü hükümleri uyarınca Zühtü ARSLAN, Serruh KALELİ,
Alparslan ALTAN, Serdar ÖZGÜLDÜR, Osman Alifeyyaz PAKSÜT,
V- ESASIN İNCELENMESİ
Başvuru kararı ve ekleri, Raportör Ayhan KILIÇ tarafından hazırlanan işin
esasına ilişkin rapor, itiraz konusu yasa kuralı, dayanılan Anayasa kuralları
ve bunların gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra
gereği görüşülüp düşünüldü:
Başvuru kararında, Kanun'un geçici 6. maddesinin disiplin cezalarını
düzenleyen (2) numaralı bendinin (b) alt bendinde, "görevinde ve
davranışında kusurlu sayılmak", kınama cezasının bir unsuru olarak
sayılmasına rağmen (3) numaralı bendinin ikinci paragrafında, görevin kusurlu
yapılmasının geçici olarak mesleki faaliyetten alıkoyma cezasını gerektiren
fiiller arasında sayılmasının çelişki doğurduğu, ayrıca (3) numaralı bendin
birinci paragrafında, mesleki kurallara aykırılık, ilk işlenişinde uyarma
cezasını, tekrarında kınama cezasını gerektiren bir fiil olarak sayıldığı
hâlde, aynı bendin ikinci paragrafında mesleğin genel prensiplerine aykırı
harekette bulunmanın mesleki faaliyetten geçici olarak alıkoyma cezasını gerektiren
bir eylem olarak düzenlendiği, meslek kurallarının ve mesleğin genel
prensiplerinin neler olduğu yolunda mevzuatta herhangi bir düzenlemenin de
bulunmadığı, tüm bu nedenlerden itiraz konusu kuralın hukuki belirlilik, suç ve
cezaların kanuniliği ve eşitlik ilkeleriyle bağdaşmadığı belirtilerek,
Anayasa'mn 2., 10. ve 38. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
Kanun'un geçici 6. maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendinde,
gümrük müşavirleri ve gümrük müşavir yardımcılarına uygulanacak disiplin
cezaları gösterilmiş; (3) numaralı bendinde ise disiplin cezasını gerektiren
fiiller düzenlenmiştir.
Maddenin birinci fıkrasının (2) numaralı bendinde,
Maddenin birinci fıkrasının (3) numaralı bendinin birinci paragrafında,
mesleki kurallara, mesleğin vakar ve onuruna aykırı fiil ve harekette
bulunanlarla görevin gerektirdiği güveni sarsıcı harekette bulunan meslek
mensupları hakkında, ilk defasında uyarma, tekrarında ise kınama cezasının;
itiraz konusu kuralın da yer aldığı ikinci paragrafında ise görevini
bağımsızlık, tarafsızlık ve dürüstlükle yapmayan veya kusurlu olarak yapan ya
da Kanun'da yer alan mesleğin genel prensiplerine aykırı harekette bulunan
meslek mensupları için geçici olarak mesleki faaliyetten alıkoyma cezasının
uygulanacağı ifade edilmiştir.
Maddenin birinci fıkrasının (3) numaralı bendinin ikinci paragrafında
düzenlenen ve "
Anayasa'nın 2. maddesinde belirtilen hukuk devleti, insan haklarına
dayanan, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, eylem ve işlemleri hukuka
uygun olan, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek
sürdüren, Anayasa'ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, hukuku tüm devlet
organlarına egemen kılan, Anayasa ve kanunlarla kendini bağlı sayan, yargı
denetimine açık olan devlettir.
Anayasamın 2. maddesinde yer alan hukuk devletinin temel ilkelerinden biri
"belirlilik'tir. Bu ilkeye göre, yasal düzenlemelerin hem kişiler hem de idare
yönünden herhangi bir duraksamaya ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık, net,
anlaşılır ve uygulanabilir olması, ayrıca kamu otoritelerinin keyfi
uygulamalarına karşı koruyucu önlem içermesi de gereklidir. Belirlilik ilkesi,
hukuksal güvenlikle bağlantılı olup birey hangi somut eylem ve olguya hangi
hukuksal yaptırımın veya sonucun bağlandığını, bunların idareye hangi müdahale
yetkisini doğurduğunu bilmelidir. Birey ancak bu durumda kendisine düşen
yükümlülükleri öngörebilir ve davranışlarını belirler. Hukuk güvenliği,
normların öngörülebilir olmasını, bireylerin tüm eylem ve işlemlerinde devlete
güven duyabilmesini, devletin de yasal düzenlemelerde bu güven duygusunu
zedeleyici yöntemlerden kaçınmasını gerekli kılar.
Anayasa'nın 38. maddesinin birinci fıkrasında, "Kimse, işlendiği
zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı
cezalandırılmaz..." denilerek "suçun kanuniliği"
üçüncü fıkrasında da "Ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri
ancak kanunla konulurifadesine yer verilerek "cezanın kanuniliği"'
ilkesi getirilmiştir. Anayasa'nın 38. maddesinde yer alan "suçta ve
cezada kanunilik" ilkesi uyarınca, hangi eylemlerin yasaklandığı ve bu
yasak eylemlere verilecek cezaların hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak biçimde
kanunda gösterilmesi, kuralın açık, anlaşılır ve sınırlarının belli olması
gerekmektedir. Kişilerin yasak eylemleri önceden bilmeleri düşüncesine dayanan
bu ilkeyle temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alınması amaçlanmaktadır.
Anayasa'nm 38. maddesinde İdari ve adli cezalar arasında bir ayrım
yapılmadığından disiplin suç ve cezaları da bu maddede öngörülen ilkelere
tâbidir.
Gerek adli gerekse idari suçlarda, davranış normlarına aykırı ve haksızlık
teşkil eden bir fiille kanun koyucunun koruma altına aldığı bir hukuki değerin
ihlali söz konusu olduğundan her iki suç türü arasında büyük benzerlikler
bulunmaktadır. Adli suçlarla idari suçlar arasındaki fark, esas itibarıyla
nicelik yönünden olup adli suçlardaki haksızlık içeriği idari suçlara nazaran
daha yoğundur. Öte yandan, adli suçlar karşılığında öngörülen yaptırımlar idari
suçlardan farklı olarak hürriyeti bağlayıcı cezayı gerektirse de her iki alanda
öngörülen yaptırımlar yoğun maddi cebir içermektedir. Bu nedenle Anayasa'nm 38.
maddesinde öngörülen ilkelerin idari suçlar yönünden de uygulanması
gerekmektedir.
Bununla birlikte, idari suçlarda kanun koyucunun daha az önem atfettiği bir
hukuki değerin ihlal edilmesi, hürriyeti bağlayıcı ceza dışında bir yaptırımın
öngörülmesi ve öngörülen yaptırımın da genellikle idari bir makam tarafından,
idari usuller izlenerek uygulanması nedeniyle Anayasa'nın 38. maddesindeki
ilkelerin aynı boyut ve kapsamıyla idari suçlara da uygulanması işin mahiyetine
uygun düşmemektedir. Bu bağlamda, yasama organının ağır işleyen yapısı ile ekonomik
ve teknik hayatın hızla değişen ve gelişen şartları gözetilerek, suç ve
cezalarda kanunilik ilkesinin idari suçlar yönünden daha esnek uygulanması
gerekmektedir.
Anayasa Mahkemesinin kimi kararlarında vurgulandığı üzere, idari suçun
kanunda tanımlanmış ve karşılığında bir cezanın gösterilmiş olması yeterli olup
suç sayılan eylem ve cezası kanunda açıkça gösterildikten sonra yasama
organının uzmanlık ve idare tekniğine ilişkin konularda alınacak önlemlerin
duyulan gereksinmelere uygunluğunu sağlamak amacıyla yürütme organına kimi
kararlar almak üzere yetki vermesi idari kararlarla suç ihdası ve dolayısıyla
kanunilik ilkesinin ihlali anlamına gelmemektedir.
Disiplin cezaları, kamu hizmetlerinin yürütülmesi ve kamu yararının
devamlılığının sağlanması amacıyla yasal olarak düzenlenmiş idari
yaptırımlardır. Kamu hizmetlerini yürütenlerin görev anlayışları, yetki ve
sorumlulukları kamu hizmeti ve hizmet gerekleri ile sınırlandırılmış, bu
sınırlar dışına çıkanların ise disiplin cezaları ile cezalandırılmaları ilgili
kanunlarda öngörülmüştür.
Maddenin birinci fıkrasının (2) numaralı bendinin (b) alt bendinde yer alan,
"meslek mensubuna görevinde ve davranışında kusurlu sayıldığının yazı
ile bildirilmesi" ibaresi, bir yaptırım olan kınama cezasını
tanımlamakta olup ceza gerektiren bir eylemi ifade etmemektedir. Diğer bir
deyişle, sözü edilen bentte geçen "görevinde ve davranışında kusurlu
sayıldığı" ifadesi ceza gerektiren herhangi bir eylemin unsuru olmayıp
kınama cezasının mahiyetini açıklamaktadır. Maddenin birinci fıkrasının (3)
numaralı bendinin ikinci paragrafında ise mesleki faaliyetten geçici olarak
alıkoyma cezasını gerektiren fiiller düzenlenmekte olup itiraz konusu kuralda
geçen "kusurlu olarak yapan" ifadesi ile "
Öte yandan geçici 6. maddenin birinci fıkrasının (3) numaralı bendinin
birinci paragrafında, ilk işlenişinde uyarma cezasını, tekrarında ise kınama
cezasını gerektiren bir eylem olarak sayılan "mesleki kurallara
aykırılık" fiili ile ikinci paragrafında (itiraz konusu kuralda),
mesleki faaliyetten geçici olarak alıkoyma cezasını gerektiren bir eylem olarak
düzenlenen, "Kanun 'da yer alan mesleğin genel prensiplerine aykırı
harekette bulunmak" fiili birbirinden farklıdır. İtiraz konusu kuralda
düzenlenen "Kanun 'da yer alan mesleğin genel prensiplerine aykırı
harekette bulunmak' fiilinde sözü edilen mesleğin genel prensipleri, Kanun'da
İtiraz konusu kural kapsamında, ihlali karşılığında disiplin suçu öngörülen
Diğer taraftan suç olarak düzenlenen fiilin, farklı hareket biçimleriyle
işlenebilir olması, belirsiz olduğu anlamına gelmez. Kanun'un, muhataplarının
gerektiğinde hukuki yardım almak suretiyle, hangi eylemin disiplin suçu teşkil
ettiğinin ve bu eyleme bağlanan yaptırımın ne olduğunun, belli bir açıklık ve
kesinlikte öngörebilmelerine imkân verecek şekilde kaleme alınmış olması,
kanunilik ilkesinin sağlanması bakımından yeterlidir. Yukarıda açıklandığı
üzere, itiraz konusu kuralla, Kanun'da gümrük müşavirlerine yüklenen ödevlerin
ihlali, mesleki faaliyetten geçici olarak alıkoyma cezasını gerektiren bir
disiplin suçu olarak düzenlenmiş olup gümrük müşavirlerine yüklenen ödevlerin
neler olduğunun Kanun'dan tespiti mümkün olduğundan bir belirsizlik ve
öngörülemezlikten, dolayısıyla suç ve cezaların kanuniliği ilkesine
aykırılıktan söz edilemez.
Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa'nm 2. ve 38. maddelerine
aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir.
Kuralın, Anayasa'nın 10. maddesiyle ilgisi görülmemiştir.
VI- SONUÇ
27.10.1999 tarihli ve 4458 sayılı Gümrük Kanunu'nun geçici 6. maddesinin birinci fıkrasının
(3) numaralı bendinin ikinci paragrafında ye alan "...veya kusurlu
olarak yapan ya da bu Kanunda yer alan mesleğin genel prensiplerine aykırı
harekette bulunan... " ibaresinin Anayasa'ya aykırı olmadığına ve
itirazın REDDİNE, 1.4.2015 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Başkan |
Başkanvekili |
Başkanvekili |
||||
Zühtü
ARSLAN |
Serruh
KALELİ |
Alparslan
ALTAN |
||||
|
|
|
||||
Üye |
Üye |
Üye |
||||
Serdar
ÖZGÜLDÜR |
Osman
Alifeyyaz PAKSÜT |
|
||||
|
|
|
||||
Üye |
Üye |
Üye |
||||
Burhan
ÜSTÜN |
Engin
YILDIRIM |
Nuri
NECİPOĞLU |
||||
|
|
|
||||
Üye |
Üye |
Üye |
||||
Hicabi
DURSUN |
Celal
Mümtaz AKINCI |
Erdal
TERCAN |
||||
|
|
|
||||
|
Üye |
|
Üye |
|
||
|
Muammer
TOPAL |
|
M. Emin
KUZ |
|
||
|
|
|
|
|
||
|
Üye |
|
Üye |
|
||
|
Hasan
Tahsin |
|
GÖKCAN
Kadir ÖZKAYA |
|