Sınai Mülkiyet Kanunu - 6769 (10.01.2017 t. 29944 s. R.G.)

Sınai Mülkiyet Kanunu - 6769 (10.01.2017 t. 29944 s. R.G.)


Sınai Mülkiyet Kanunu - 6769 (10.01.2017 t. 29944 s. R.G.)- Uğurlu Gümrük Müşavirliği Ltd.Şti.

Sınai Mülkiyet Kanunu - 6769 (10.01.2017 t. 29944 s. R.G.)

Kanun No. 6769

Kabul Tarihi: 22/12/2016

BAŞLANGIÇ HÜKÜMLERİ
Amaç, Kapsam, Tanımlar ve Korumadan Yararlanacak Kişiler

Amaç ve kapsam

Madde 1- (1) Bu Kanunun amacı; marka, coğrafi işaret, tasarım,  patent, faydalı model ile geleneksel ürün adlarına ilişkin hakların  korunması ve bu suretle teknolojik, ekonomik ve sosyal ilerlemenin  gerçekleştirilmesine katkı sağlamaktır.

(2) Bu Kanun; marka, coğrafi işaret, tasarım, patent, faydalı model ile  geleneksel ürün adlarına ilişkin başvurulan, tescil ve tescil sonrası  işlemleri ve bu hakların ihlaline dair hukuki ve cezai yaptırımları kapsar.

Tanımlar

Madde 2- (1) Bu Kanunun uygulanmasında;

a) Amblem: Coğrafi işaretler ve geleneksel ürün adlarının bu  Kanun hükümlerine uygun olarak tescil edilmiş olduğunu gösteren ve Kurum  tarafından oluşturulan; tescil edildiği adla birlikte ürün veya ambalajı  üzerinde kullanılan ya da niteliği gereği ürünün kendisi veya ambalajı  üzerinde kullanılamadığı durumlarda kolayca görülebilecek şekilde hak  sahibi kullanıcılar tarafından uygulanan ve coğrafî işaretler bakımından  kullanılması zorunlu olan işareti,Sınai Mülkiyet Kanunu - 6769  (10.01.2017 t. 29944 s. R.G.)

b) Bitki çeşidi: Bir veya birden fazla genotipin ortaya  çıkardığı bazı özellikleri ile tanımlanan, aynı tür içindeki diğer  genotiplerden en az bir tipik özelliğiyle ayrılan ve değişmeksizin  çoğaltılmaya uygunluğu bakımından bir birim olarak kabul edilen en küçük  taksonomik kısım içerisinde yer alan bitki grubunu,

c) Biyolojik materyal: Genetik bilgi içeren ve kendi kendine  üreyebilen ya da bir biyolojik sistemde üretilebilen herhangi bir  maddeyi,

ç) Bülten: Yayım ortamının türüne bakılmaksızın bu Kanunda  belirtilen hususların yayımlandığı ilgili yayım,

d) Çalışan; Özel hukuk sözleşmesi veya benzeri bir hukuki  ilişki gereğince, başkasının hizmetinde olan ve bu hizmet ilişkisini  işverenin gösterdiği belli bir işle ilgili olarak kişisel bir bağımlılık  içinde ona karşı yerine getirmekle yükümlü olan kişiler ile kamu  görevlilerini,

 

a) Kurum: Türk Patent ve Marka Kurumunu,

b) Kurul: Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı  bünyesinde yer alan Kurulu,

c) Marka vekili: Marka, tasarım ve coğrafi işaret ile  geleneksel ürün adlarına ilişkin konularda, hak sahiplerini Kurum  nezdinde temsil eden kişileri,

ğ) Paris Sözleşmesi: 8/8/1975 tarihli ve 7/10464 sayılı  Bakanlar Kurulu Kararı ile onaylanan Sınai Mülkiyetin Himayesine Mahsus  Milletlerarası Bir İttihat İhdas Edilmesine Dair 20/3/1883 tarihli  Sözleşmeyi ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından usulüne göre yürürlüğe  konulmuş bu Sözleşme ile ilgili değişiklikleri,

d) Patent vekili: Patent, faydalı model ve tasarım haklarına  ilişkin konularda, hak sahiplerim Kurum nezdinde temsil eden kişileri,

ı) Sınai mülkiyet hakkı: Markayı, coğrafi işareti, tasarımı,  patent ve faydalı modeli,

e) Sicil: Sınai mülkiyet hakları ile geleneksel ürün adlarına  ilişkin bilgilerin yer aldığı kayıt ortamını,

j) Ücret: Bu Kanun kapsamında yer alan hizmetlere ilişkin  olarak ilgili mevzuat hükümlerine göre Kurum tarafından belirlenen varsa  vergi ve harç dâhil ücreti, ifade eder.

Korumadan yararlanacak kişiler

MADDE 3- (1) Bu Kanunla sağlanan korumadan;

a) Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları,

b) Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yerleşim yeri olan veya sınai  ya da ticari faaliyette bulunan gerçek veya tüzel kişiler,

e) Paris Sözleşmesi veya 15/4/1994 tarihli Dünya Ticaret Örgütü  Kuruluş Anlaşması hükümleri dâhilinde başvuru hakkına sahip kişiler,

ç) Karşılıklılık ilkesi uyarınca, Türkiye Cumhuriyeti uyruğundaki  kişilere sınai mülkiyet hakkı koruması sağlayan devletlerin uyruğundaki  kişiler, yararlanır.

BİRİNCİ KİTAP
Marka
BİRİNCİ KISIM
Marka Hakkı ve Kapsamı

Marka olabilecek işaretler

Madde 4- (1) Marka, bir teşebbüsün mallarının veya hizmetlerinin  diğer teşebbüslerin mallarından veya hizmetlerinden ayırt edilmesini  sağlaması ve marka sahibine sağlanan korumanın konusunun açık ve kesin  olarak anlaşılmasını sağlayabilecek şekilde sicilde gösterilebilir olması  şartıyla kişi adları dâhil sözcükler, şekiller, renkler, harfler, sayılar,  sesler ve malların veya ambalajlarının biçimi olmak üzere her tür işaretten  oluşabilir.

Marka tescilinde mutlak ret nedenleri

Madde 5- (1) Aşağıda belirtilen işaretler, marka olarak tescil  edilmez;

a) 4 üncü madde kapsamında marka olamayacak işaretler,

b) Herhangi bir ayırt edici niteliğe sahip olmayan işaretler.

 

c) Ticaret alanında cins, çeşit, vasıf, kalite, miktar, amaç, değer,  coğrafi kaynak belirten veya malların üretildiği, hizmetlerin sunulduğu  zamanı gösteren veya malların ya da hizmetlerin diğer özelliklerini  belirten işaret veya adlandırmaları münhasıran ya da esas unsur olarak  içeren işaretler.

ç) Aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetlerle ilgili olarak tescil  edilmiş ya da daha önceki tarihte tescil başvurusu yapılmış marka ile  aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer işaretler.

d) Ticaret alanında herkes tarafından kullanılan veya belirli bir  meslek, sanat veya ticaret grubuna mensup olanları ayırt etmeye yarayan  işaret veya adlandırmaları münhasıran ya da esas unsur olarak içeren  işaretler.

e) Malın doğası gereği ortaya çıkan şeklini ya da başka bir  özelliğini veya teknik bir sonucu elde etmek için zorunlu olan veya mala  asli değerini veren şeklî ya da başka bir özelliğim münhasıran içeren  işaretler.

f) Mal veya hizmetin niteliği, kalitesi veya coğrafi kaynağı gibi  konularda halkı yanıltacak işaretler.

g) Paris Sözleşmesinin 2 nci mükerrer 6 ncı maddesine göre  reddedilecek işaretler.

ğ) Paris Sözleşmesinin 2 nci mükerrer 6 ncı maddesi kapsamı dışında  kalan ancak kamuyu ilgilendiren, tarihi ve kültürel değerler bakımından  halka mal olmuş diğer işaretler ile yetkili mercilerce tescil izni  verilmemiş olan armaları, nişanları veya adlandırmaları içeren  işaretler.

h) Dinî değerleri veya sembolleri içeren işaretler.

ı) Kamu düzenine veya genel ahlaka aykırı işaretler.

i) Tescilli coğrafi işaretten oluşan ya da tescilli coğrafi işaret  içeren işaretler.

(2) Bir marka, başvuru tarihinden önce kullanılmış ve başvuruya konu mal  veya hizmetler bakımından bu kullanım sonucu ayırt edici nitelik kazanmışsa  bu markanın tescili birinci fıkranın (b), (c) ve (d) bentlerine göre  reddedilemez,

(3) Bir marka başvurusu, önceki marka sahibinin başvurunun tesciline  açıkça muvafakat ettiğini gösteren noter onaylı belgenin Kuruma sunulması  hâlinde birinci fıkranın (ç) bendine göre reddedilemez. Muvafakatnameye  ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir.

Marka tescilinde nispi ret nedenleri

MADDE 6- (1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş  veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği  ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle,  tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk  tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa  itiraz üzerine başvuru reddedilir.

(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve  haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar  benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı  üzerine reddedilir.

(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir  marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde  edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.

(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki  tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı  veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.

(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir  markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir  yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt  edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da

 

benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı  kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde  yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı  üzerine reddedilir.

(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret  unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet  hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.

(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma  süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya  garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya  hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine  reddedilir.

(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona  ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer  olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki  marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın  kullanılmış olması şartıyla reddedilir.

(9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.

Marka tescilinden doğan hakların kapsamı ve  istisnaları

Madde 7- (1) Bu Kanunla sağlanan marka koruması tescil yoluyla  elde edilir.

(2) Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir,  Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen  fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır:

a) Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil  kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması.

b) Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın  kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri  kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile  ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan  herhangi bir işaretin kullanılması.

c) Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına  bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de  ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın İtibarından haksız bir  yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici  karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir  sebep olmaksızın kullanılması.

(3) Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması  hâlinde, ikinci fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir:

a) İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması.

b) İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim  edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret  altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi.

c) İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi.

ç) İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması.

d) İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya  meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin  internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici  kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması.

e) İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması.

 

i) İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda  kullanılması.

(4) Markanın sahibine sağladığı haklar, üçüncü kişilere karşı marka  tescilinin yayım tarihi itibarıyla hüküm ifade eder. Ancak marka  başvurusunun Bültende yayımlanmasından sonra gerçekleşen ve marka tescilinin  ilan edilmiş olması hâlinde yasaklanması söz konusu olabilecek fiiller  nedeniyle başvuru sahibi, tazminat davası açmaya yetkilidir. Mahkeme, öne  sürülen iddiaların geçerliliğine ilişkin olarak tescilin yayımlanmasından  önce karar veremez,

(5) Marka sahibi, üçüncü kişiler tarafından dürüstçe ve ticari hayatın  olağan akışı içinde, markasının aşağıda belirtilen biçimlerde kullanılmasını  engelleyemez:

a) Gerçek kişilerin kendi ad veya adresini belirtmesi.

b) Malların veya hizmetlerin türüne, kalitesine, miktarına, kullanım  amacına, değerine, coğrafi kaynağına, üretim veya sunuluş zamanına ya da  diğer niteliklerine ilişkin açıklamalarda bulunulması.

c) Özellikle aksesuar, yedek parça veya eşdeğer parça ürünlerinde,  malın ya da hizmetin kullanım amacının belirtilmesinin gerekli olduğu  hâllerde kullanılması.

Markanın başvuru eserlerinde yer alması

MADDE 8- (1) Tescilli bir markanın, basılı olarak veya elektronik  ortamda sunulan sözlük, ansiklopedi ya da başka bir başvuru eserinde,  tescilli olduğu belirtilmeden jenerik ad izlenimi verecek şekilde  yayımlanması durumunda, marka sahibinin talebine bağlı olarak yayımcı,  elektronik ortamda sunulan eserlerde derhâl, basılı eserlerde ise yayımın  talebi takip eden ilk baskısında markanın tescilli olduğunu belirtmek  suretiyle yanlışlığı düzeltir ya da markayı eserden kaldırır.

Markanın kullanılması

Madde 9- (1) Tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde haklı bir  sebep olmadan tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından marka sahibi  tarafından Türkiye’de ciddi biçimde kullanılmayan ya da kullanımına beş yıl  kesintisiz ara verilen markanın iptaline karar verilir.

(2) Aşağıda belirtilen durumlar da birinci fıkra anlamında markayı  kullanma kabul edilir:

a) Markanın ayırt edici karakteri değiştirilmeden farklı unsurlarla  kullanılması.

b) Markanın sadece ihracat amacıyla mal veya ambalajlarında  kullanılması.

(3) Markanın, marka sahibinin izni ile kullanılması da marka sahibi  tarafından kullanım olarak kabul edilir.

Ticari vekil veya temsilci adına tescilli markaya  ilişkin talepler

Madde 10- (1) Marka sahibinin izni olmadan markanın aynı veya  ayırt edilemeyecek kadar benzerinin ticari vekil ya da temsilci adına  tescilinin yapılması hâlinde, ticari vekil veya temsilcinin haklı bir sebebi  yoksa marka sahibi mahkemeden, markasının kullanımının yasaklanmasını talep  edebileceği gibi söz konusu tescilin kendisine devredilmesini de talep  edebilir.

 

İKİNCİ KISIM
Başvuru ve İtiraz
BİRİNCİ BÖLÜM
Başvuru, Rüçhan Hakkı ve İnceleme

Başvuru şartlan, sınıflandırma ve bölünme

Madde 11- (1) Marka başvurusu;

a) Başvuru sahibinin kimliğine ilişkin bilgileri içeren başvuru  formunu,

b) Marka örneğini,

c) Başvuruya konu mal veya hizmetlerin listesini,

ç) Başvuru ücretinin ödendiğini gösterir bilgiyi,

d) Başvuru, ortak marka veya garanti markası için yapılmışsa 32 nci  madde kapsamında düzenlenmiş teknik şartnameyi,

e) Rüçhan hakkı talebi varsa rüçhan hakkı talep ücretinin ödendiğini  gösterir bilgiyi,

f) Marka örneğinde Latin alfabesi dışında harf veya harfler  kullanılmışsa bunların Latin alfabesindeki karşılığım,

kapsar.

(2) Her başvuruyla sadece bir markanın tescili talep edilebilir.

(3) Başvuruya konu mal veya hizmetler 12/7/1995 tarihli ve 95/7094 sayılı  Bakanlar Kurulu Kararı ile katılmamız kararlaştırılan Markaların Tescili  Amacıyla Mal ve Hizmetlerin Uluslararası Sınıflandırılmasına İlişkin Nis  Anlaşmasına göre sınıflandırılır. Kurum, başvuruda yer alan mal veya  hizmetlerin ait olduğu sınıflarda ve sınıf numaraları üzerinde gerekli  düzeltmeleri yapabilir.

(4) Mal veya hizmetlerin aynı sınıflarda yer almaları benzer olduklarına,  farklı sınıflarda yer almaları da benzer olmadıklarına karine teşkil etmez.

(5) Marka başvurusu, başvuru sahibinin talebi üzerine, tescil edilene  kadar, başvuru kapsamındaki mal veya hizmetler bakımından iki ya da daha  fazla başvuruya bölünebilir.

(6) Marka başvurusunda yer alan içerikte, marka örneğinde veya mal ya da  hizmet listesinde değişiklikleri kapsamayan imla hataları ve açık maddi  hatalar başvuru sahibinin talebi üzerine düzeltilir.

(7) Başvuru, sınıflandırma ve bölünmeye ilişkin usul ve esaslar  yönetmelikle belirlenir.

Rüçhan hakkı ve etkisi

MADDE 12- (1) Paris Sözleşmesi veya Dünya Ticaret Örgütü Kuruluş  Anlaşmasına taraf devletlerden birinin uyruğunda olan ya da bu devletlerden  birinin uyruğunda olmamakla birlikte bunlardan birinde yerleşim yeri veya  işler durumda ticari müessesesi bulunan gerçek ya da tüzel kişiler veya  bunların halefleri, bu devletlerin herhangi birinde yetkili mercilere  markanın tescili için usulüne uygun olarak yaptıkları başvuru tarihinden  itibaren altı aylık süre içinde, Paris Sözleşmesi hükümleri kapsamında aynı  marka ve aynı mal veya hizmetler için Türkiye’de başvuru yapma konusunda  rüçhan hakkından yararlanır. Bu süre içinde kullanılmayan rüçhan hakları  düşer. Rüçhan hakkından yararlanılabilmesi İçin ilk başvuru yapılan devletin  yetkili makamından rüçhan hakkı belgesi alınması şarttır.

 

(2) Birinci fıkrada belirtilen gerçek veya tüzel kişiler ya da bunların  halefleri, Paris Sözleşmesi ve Dünya Ticaret Örgütü Kuruluş Anlaşmasına  taraf olmayan herhangi bir devlette yaptıkları usulüne uygun marka  başvurusuna dayanarak birinci fıkrada belirtilen esaslar çerçevesinde rüçhan  hakkından yararlanır.

(3) Başvuruya konu markanın kullanılacağı mal veya hizmetleri Türkiye’de  açılan ulusal ya da uluslararası sergilerde ya da Paris Sözleşmesi veya  Dünya Ticaret Örgütü Kuruluş Anlaşmasına taraf devletlerde açılan resmî ya  da resmî olarak tanınan uluslararası sergilerde markayla birlikte teşhir  eden ve markanın tasdikli örneğini ibraz eden 3 üncü maddede belirtilen  gerçek veya tüzel kişiler, teşhir tarihinden itibaren altı ay içinde  Türkiye’de aynı markanın tescili için başvuru yapma konusunda rüçhan  hakkından yararlanır.

(4) Başvuruda belirtilen markanın kullanılacağı mal veya hizmetler,  sergide görünür şekilde, resmî açılış tarihinden önce markayla birlikte  teşhir edilmişse rüçhan hakkı süresi, malların sergiye konulduğu veya  hizmetin teşhir edildiği tarihten itibaren başlar.

(5) Herhangi bir sergide teşhir edilmiş mal veya hizmetler bakımından  birden çok başvuru yapılmışsa, bu mal veya hizmetleri ilk teşhir eden kişi,  aynı zamanda teşhir edilmesi hâlinde ise ilk başvuruda bulunan kişi rüçhan  hakkından yararlanır.

(6) Rüçhan hakkına dayanılarak başvuru yapıldığı takdirde, rüçhan  hakkının doğduğu tarihten sonra üçüncü kişiler tarafından yapılan ve rüçhan  hakkına konu olan marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer olan  ve aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetleri kapsayan başvurular  reddedilir.

Rüçhan hakkının talep edilmesi ve hükmü

MADDE 13- (1) Başvuru sahibi, yararlanmak istediği rüçhan hakkını  başvuruyla birlikte talep ücretini ödeyerek belirtir, Başvuru sahibi, rüçhan  haldi belgesini başvuru tarihinden itibaren üç ay içinde vermediği takdirde  rüçhan hakkı talebi yapılmamış sayılır.

(2) Rüçhan hakkının hüküm ve sonuçlan, 12 nci maddede belirtilen tarihler  itibarıyla doğar.

(3) Marka başvurusu için birden fazla rüçhan hakkı talep edilmesi  durumunda rüçhan hakkı, geçerli olan ilk rüçhan tarihi itibarıyla başlar.

(4) Rüçhan hakkı talebine ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle  belirlenir.

Madrid Protokolü kapsamında yapılan uluslararası  marka başvuruları

Madde 14- (1) 5/8/1997 tarihli ve 97/9731 sayılı Bakanlar Kurulu  Kararı ile katılmamız kararlaştırılan Markaların Uluslararası Tescili  Konusundaki Madrid Sözleşmesi ile ilgili Protokol kapsamında yapılan bir  uluslararası başvuru, Kuruma doğrudan yapılan bir başvuruyla aynı sonuçları  doğurur. Bu başvuru, uluslararası başvuru tarihinin ilk saat ve dakikasında  yapılmış sayılır. Aynı tarihli birden çok uluslararası başvurunun bulunması  hâlinde uluslararası tescil numarası küçük olan başvuru önce yapılmış  sayılır,

(2) Uluslararası başvuru, başvuru veya varsa rüçhan tarihinden sonraki  tarihte yapılmış olan ancak kendisinden daha önceki tarihte Kuruma sunulmuş  marka başvurusu veya tescilli marka nedeniyle reddedilemez. Sonraki tarihli  marka başvurusu, önceki tarihli uluslararası marka başvurusu dikkate  alınarak 16 ncı maddenin birinci fıkrası hükmüne göre yemden  değerlendirilir.

(3) Madrid Protokolü kapsamında Kurum tarafından yapılan işlemler için  alınan ücretler tebliğle belirlenir.

 

Şeklî inceleme, şeklî eksikliklerin giderilmesi ve  başvuru tarihi

MADDE 15- (1) Kurum, başvurunun 3 üncü ve 11 inci maddelere  uygunluğunu şeklî bakımdan inceler. Şeklî eksiklik bulunmadığına karar  verilmesi hâlinde başvuru, başvurunun alındığı tarih, saat ve dakika  itibarıyla kesinleşir. Şeklî eksiklik bulunması hâlinde başvuru sahibine  eksikliği gidermesi için iki ay süre verilir.

(2) 11 inci maddenin birinci fıkrasının (a), (b), (c) ve (ç) bentlerine  ilişkin eksiklik bulunması hâlinde başvuru tarihi eksikliğin giderildiği  tarih, saat ve dakika itibarıyla kesinleşir. 11 inci maddenin birinci  fıkrasının (d), (e) ve (f) bentlerine ilişkin eksiklikler başvuru tarihinin  kesinleşmesini etkilemez.

(3) Süresi içinde eksiklikleri giderilmeyen başvuru işlemden kaldırılır.  Ancak başvurunun birden fazla sınıfı kapsayan mal veya hizmetler için  yapılmış olması ve sınıflara ilişkin ücret eksikliğinin süresinde  giderilmemesi hâlinde başvuru, ödenen ücretin kapsadığı sınıf veya sınıflar  açısından incelenir. 11 inci maddenin birinci fıkrasının (e) bendi uyarınca  rüçhan hakkına ilişkin eksikliklerin giderilmemesi, rüçhan hakkının kaybı  sonucunu doğurur.

(4) 3 üncü madde kapsamına girmeyen gerçek veya tüzel kişilerin başvurusu  reddedilir,

Başvurunun mutlak ret nedenleri açısından  incelenmesi ve yayımlanması

MADDE 16- (1) Kurum, başvurunun şeklî yönden eksikliği  bulunmadığına karar verirse 5 inci madde kapsamında başvuruyu inceler.  İnceleme sonucunda, başvurunun, başvuru kapsamındaki mal veya hizmetlerin  bir kısmı ya da tamamı için tescil edilemeyeceği sonucuna varılırsa başvuru  bu mal veya hizmetler bakımından reddedilir.

(2) Başvuru şartları eksiksiz şekilde yerine getirilmiş ve 15 inci madde  ile bu maddenin birinci fıkrası hükümlerine göre reddedilmemiş başvuru  Bültende yayımlanır.

(3) Başvurunun, 15 inci madde ile bu maddenin birinci fıkrası hükümlerine  göre reddedilmesine yayımdan sonra karar verilmesi hâlinde bu karar da  Bültende ayrıca yayımlanır.

İKİNCİ BÖLÜM
Üçüncü Kişilerin Görüşleri, İtirazlar ve İtirazların İncelenmesi

Üçüncü kişilerin görüşleri

MADDE 17- (1) Marka başvurusunun yayımlanmasından sonra herkes,  marka başvurusunun 5 inci maddenin birinci fıkrasının (ç) bendi hariç diğer  bentleri kapsamında tescil edilemeyeceğini belirten yazılı ve gerekçeli  görüşlerini markanın tesciline kadar Kuruma sunabilir. Ancak bu kişiler,  Kurum nezdinde işlemlere taraf olamaz.

(2) Kurum, görüşleri değerlendirir ve görüşlerin yerinde olduğuna kanaat  getirirse marka başvurusunu kısmen veya tamamen reddeder.

Yayıma itiraz

MADDE 18- (1) Bültende yayımlanmış bir marka başvurusunun, 5 inci  veya 6 ncı maddelere göre tescil edilmemesi gerektiğine ilişkin itirazlar  ilgili kişiler tarafından marka başvurusunun yayımından itibaren iki ay  içinde yapılır.

(2) İtiraz, yazılı ve gerekçeli olarak Kuruma yapılır. İtiraz  gerekçelerinin birinci fıkrada belirtilen süre içinde sunulmaması hâlinde  itiraz yapılmamış sayılır. İtirazın incelenmesi için

 

itiraz süresi içinde ücretin ödenmesi ve aynı süre içinde ücretin  ödendiğine ilişkin bilginin Kuruma sunulması zorunludur.

Yayıma itirazın incelenmesi

MADDE 19- (1) Kurum, başvuru sahibinden itirazlara ilişkin  görüşlerini süresi içinde bildirmesini ister. Kurum gerekli gördüğü takdirde  taraflardan ek bilgi ve belge sunmalarını isteyebilir. Görüşlerin veya  istenilen ek. bilgi ve belgelerin süresinde Kuruma sunulmaması hâlinde  itiraz, mevcut bilgi ve belgeler kapsamında değerlendirilir.

(2) 6 ncı maddenin birinci fıkrası kapsamında yapılan itirazlarda, itiraz  gerekçesi markanın itiraza konu başvurunun başvuru veya rüçhan tarihinde  Türkiye’de en az beş yıldır tescilli olması şartıyla, başvuru sahibinin  talebi üzerine, itiraz sahibinden, itiraza konu başvurunun başvuru veya  rüçhan tarihinden önceki beş yıllık süre içinde itiraz gerekçesi markasını  itirazına dayanak gösterdiği mal veya hizmetler bakımından Türkiye’de ciddi  biçimde kullanmakta olduğuna ya da kullanmamaya dair haklı sebepleri  olduğuna ilişkin delil sunması talep edilir. İtiraz sahibi tarafından bu  hususların ispatlanamaması durumunda itiraz reddedilir. İtiraz gerekçesi  markanın, tescil kapsamındaki mal veya hizmetlerin sadece bir kısmı için  kullanıldığının ispatlanması hâlinde itiraz, sadece kullanımı ispatlanan mal  veya hizmetler esas alınarak incelenir.

(3) İnceleme neticesinde markanın, başvuru kapsamındaki mal veya  hizmetlerin bir kısmı ya da tamamı için tescil edilemeyeceği sonucuna  varılırsa, başvuru bu mal veya hizmetler bakımından reddedilir. Aksi hâlde  itirazın reddine karar verilir,

(4) Kurum gerekli görmesi hâlinde tarafları uzlaşmaya teşvik edebilir.  Uzlaşma ile ilgili hususlarda 7/6/2012 tarihli ve 6325 sayılı Hukuk  Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu hükümleri uygulanır.

(5) Yayıma itiraza ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir.

Karara itiraz

MADDE 20- (1) Kurum tarafından bu Kitap kapsamında alınan  kararlardan zarar gören taraflar, kararlara karşı Kurum nezdinde itiraz  edebilir.

(2) İtiraz, kararın bildirim tarihinden itibaren iki ay içinde yazılı ve  gerekçeli olarak Kuruma yapılır. İtiraz gerekçelerinin bu süre içinde  sunulmaması hâlinde itiraz yapılmamış sayılır. İtirazın incelenmesi için  itiraz süresi içinde ücretin ödenmesi ve aynı süre içinde ücretin ödendiğine  ilişkin bilginin Kuruma sunulması zorunludur. İtiraz süresinden sonra itiraz  gerekçeleri değiştirilemez ve yeni gerekçeler eklenemez.

Karara itirazların incelenmesi

Madde 21- (1) Şeklî eksiklik içermeyen itirazlar, Kurul tarafından  incelenir.

(2) Kurul, taraflardan itirazlara ilişkin görüşlerini süresi içinde  bildirmelerini ister. Kurum gerekli gördüğü takdirde taraflardan ek bilgi ve  belge sunmalarını isteyebilir. İstenilen ek bilgi ve belgelerin veya  görüşlerin süresinde Kuruma sunulmaması hâlinde itiraz, mevcut bilgi ve  belgeler kapsamında değerlendirilir,

(3) Kurul, 19 uncu maddenin üçüncü fıkrası uyarınca verilen kararlara  karşı yapılan itirazlarda, gerekli görürse, tarafları 19 uncu maddenin  dördüncü fıkrasına göre uzlaşmaya teşvik edebilir.

 

(4) Kurul, itiraz hakkında yapacağı inceleme ve değerlendirme sonucunda  Kurumun nihai kararım verir,

ÜÇÜNCÜ KISIM
Tescil, Koruma Süresi ve Yenileme

Tescil

MADDE 22- (1) Başvurusu eksiksiz yapılmış veya eksiklikleri  giderilmiş, 16 ncı madde uyarınca incelenmiş, yayımlanmış, hakkında itiraz  yapılmamış veya yapılan itirazların tümü nihai olarak reddedilmiş ve tescil  ücretinin ödendiğine ilişkin bilgi de dâhil olmak üzere eksik evrakı, süresi  içinde Kuruma sunularak bütün aşamaları tamamlanmış bir başvuru tescil  edilerek sicile kaydedilir ve Bültende yayımlanır. Markanın tescil  edilmesine ilişkin ücretin ödenmemesi ve ödendiğine ilişkin bilginin süresi  içinde Kuruma sunulmaması hâlinde başvuru işlemden kaldırılır.

(2) Birinci fıkrada belirtilen aşamalardan herhangi biri tamamlanmadan  tescil edilen marka, tescilli marka olarak kabul edilmez, başvuru işlemleri  tamamlanmayan aşamadan devam ettirilir ve bu durum Bültende yayımlanır. Bu  başvuruların tekrar tesciline karar verilirse daha önce ödenen tescil ücreti  tekrar talep edilmez. Ancak tescil tarihinden itibaren iki yıl geçmiş olması  hâlinde, markanın tescil durumu tamamlanmayan aşamadan etkilenmez,

(3) Sicil alemdir. Talep edilmesi ve ücretinin ödenmesi şartıyla sicil  örneği verilir.

(4) Sicile kayıt, yayım ve tescil işlemlerine ilişkin usul ve esaslar  yönetmelikle belirlenir.

Koruma süresi ve yenileme

MADDE 23- (1) Tescilli markanın koruma süresi başvuru tarihinden  itibaren on yıldır. Bu süre, onar yıllık dönemler hâlinde yenilenir.

(2) Yenileme talebinin marka sahibi tarafından koruma süresinin sona  erdiği tarihten önceki altı ay içinde yapılması ve aynı süre içinde yenileme  ücretinin ödendiğine ilişkin bilginin Kuruma sunulması gerekir. Bu süre  içinde talebin yapılmaması veya yenileme ücretinin ödendiğine ilişkin  bilginin Kuruma sunulmaması hâlinde, yenileme talebi, koruma süresinin sona  erdiği tarihten itibaren altı aylık süre içinde ek ücretin ödenmesi şartıyla  da yapılabilir.

(3) Marka, tescil kapsamında bulunan mal veya hizmetlerin bir kısmı için  de yenilenebilir.

(4) Ortak markanın yenilenmesi için gruba dâhil işletmelerden birinin  talebi yeterlidir.

(5) Yenileme, önceki koruma süresinin sona erdiği tarihi izleyen günden  itibaren hüküm ifade eder. Yenileme, sicile kaydedilir ve Bültende  yayımlanır.

DÖRDÜNCÜ KISIM
Lisans

Lisans

MADDE 24- (1) Marka hakkı, tescil edildiği mal veya hizmetlerin  bir kısmı ya da tamamı için lisans sözleşmesine konu olabilir.

(2) Lisans, inhisari lisans veya inhisari olmayan lisans şeklinde  verilebilir. Sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa lisans, inhisari değildir.  İnhisari olmayan lisans sözleşmelerinde lisans veren markayı kendi  kullanabileceği gibi üçüncü kişilere de başka lisanslar verebilir. İnhisari  lisans sözleşmelerinde lisans veren, başkasına lisans veremez ve hakkını  açıkça saklı tutmadıkça kendisi de markayı kullanamaz.

(3) Sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa lisans sahipleri, lisanstan  doğan haklarını üçüncü kişilere devredemez veya alt lisans veremez.

(4) Lisans veren, lisans alan tarafından üretilecek malın veya sunulacak  hizmetlerin kalitesini garanti altına alacak önlemleri alır. Lisans alan,  lisans sözleşmesinde yer alan şartlara uymak zorundadır. Aksi takdirde marka  sahibi, tescilli markadan doğan haklarını lisans alana karşı ileri  sürebilir.

BEŞİNCİ KISIM
Hakkın Sona Ermesi
BİRİNCİ BÖLÜM
Hükümsüzlük ve İptal

Hükümsüzlük hâlleri ve hükümsüzlük talebi

Madde 25- (1) 5 inci veya 6 ncı maddede sayılan hâllerden birinin  mevcut olması hâlinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar  verilir.

(2) Menfaati olanlar, Cumhuriyet savcıları veya ilgili kamu kurum ve  kuruluşları markanın hükümsüzlüğünü mahkemeden isteyebilir.

(3) Marka hükümsüzlük davası, dava tarihinde sicilde marka sahibi olarak  kayıtlı kişilere veya hukuki haleflerine karşı açılır. Markanın hükümsüzlüğü  davalarında Kurum taraf gösterilmez.

(4) Bir marka, 5 inci maddenin birinci fıkrasının (b), (c) ve (d)  bentlerine aykırı olarak tescil edilmiş olup da kullanım sonucunda tescil  edildiği mal veya hizmetler bakımından hükümsüzlük talebinden önce ayırt  edici nitelik kazanmışsa hükümsüz kılınamaz.

(5) Hükümsüzlük hâlleri, markanın tescil edildiği bir kısım mal veya  hizmete ilişkin bulunuyorsa, sadece o mal veya hizmet yönünden kısmi  hükümsüzlüğe karar verilir. Marka örneğini değiştirecek biçimde hükümsüzlük  kararı verilemez.

(6) Marka sahibi, sonraki tarihli bir markanın kullanıldığını bildiği  veya bilmesi gerektiği hâlde bu duruma birbirini izleyen beş yıl boyunca  sessiz kalmışsa, sonraki tarihli marka tescili kötüniyetli olmadıkça,  markasını hükümsüzlük gerekçesi olarak ileri süremez.

(7) 6 ncı maddenin birinci fıkrası uyarınca açılan hükümsüzlük  davalarında 19 uncu maddenin ikinci fıkrası hükmü defi olarak ileri  sürülebilir. Bu durumda kullanıma ilişkin beş yıllık sürenin belirlenmesinde  dava tarihi esas alınır. Hükümsüzlüğü istenen markanın başvuru veya rüçhan  tarihinde, davacının markası en az beş yıldır tescilli ise davacı ayrıca,  söz konusu başvuru veya rüçhan tarihinde 19 uncu maddenin ikinci fıkrasında  belirtilen şartların yerine getirildiğini ispatlar.

İptal hâlleri ve iptal talebi

Madde 26- (1) Aşağıdaki hâllerde talep üzerine Kurum tarafından  markanın iptaline karar verilir:

a) 9 uncu maddenin birinci fıkrasında belirtilen hâllerin mevcut  olması.

 

b) Marka sahibinin fiillerinin veya gerekli önlemleri almamasının  sonucu olarak markanın, tescilli olduğu mal veya hizmetler için yaygın  bir ad hâline gelmesi.

c) Marka sahibi tarafından veya marka sahibinin izniyle  gerçekleştirilen kullanım sonucunda markanın, tescilli olduğu mal veya  hizmetlerin özellikle niteliği, kalitesi veya coğrafi kaynağı konusunda  halkı yanıltması.

ç) 32 nci maddeye aykırı kullanımın olması.

(2) İlgili kişiler, Kurumdan markanın iptalini isteyebilir.

(3) Marka iptal talepleri, talep tarihinde sicilde marka sahibi olarak  kayıtlı kişilere veya hukuki haleflerine karşı ileri sürülür.

(4) Markanın, beş yıllık sürenin dolması ile iptal talebinin Kuruma  sunulduğu tarih arasında tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından ciddi  biçimde kullanılmış olması hâlinde, birinci fıkranın (a) bendine ilişkin  iptal talepleri reddedilir. İptal talebinde bulunulacağı düşünülerek  kullanım gerçekleşmişse talebin Kuruma sunulmasından önceki üç ay içinde  gerçekleşen kullanım dikkate alınmaz.

(5) İptal hâlleri, markanın tescil edildiği bir kısım mal veya hizmete  ilişkin bulunuyorsa, sadece o mal veya hizmet yönünden kısmi iptale karar  verilir. Marka örneğini değiştirecek biçimde iptal karan verilemez.

(6) İptal incelemesi sırasında hak sahibinin değişmesi hâlinde, sicilde  hak sahibi olarak görünen kişiye karşı işlemlere devam edilir.

(7) İptal talepleri, iptali istenen markanın sahibine tebliğ edilir.  Marka sahibi bir ay içinde talebe ilişkin delillerini ve cevaplarım Kuruma  sunar. Söz konusu bir aylık süre içinde talep edilmesi hâlinde Kurum bir aya  kadar ek süre verir. Kurum gerekli gördüğü takdirde ek bilgi ve belge  sunulmasını isteyebilir. Kurum, iddia ve savunmalar ile sunulan deliller  çerçevesinde dosya üzerinden kararını verir.

Hükümsüzlüğün ve iptalin etkisi

Madde 27- (1) 25 inci madde gereğince markanın hükümsüzlüğüne  karar verilmesi hâlinde bu karar marka başvuru tarihinden itibaren etkili  olup, markaya bu Kanunla sağlanan koruma hiç doğmamış sayılır.

(2) 26 ncı madde gereğince markanın iptaline karar verilmesi hâlinde ise  bu karar, iptal talebinin Kuruma sunulduğu tarihten itibaren etkilidir.  Ancak talep üzerine, iptal hâllerinin daha önceki bir tarihte doğmuş olması  hâlinde iptal kararının bu tarihten itibaren etkili olacağına karar  verilebilir.

(3) Marka sahibinin ağır ihmali veya kötüniyetli olarak hareket etmesi  nedeniyle zarar görenlerin tazminat talepleri saklı kalmak üzere,  hükümsüzlük ve ikinci fıkranın ikinci cümlesinde düzenlenmiş olan iptal  kararının geriye dönük etkisi aşağıdaki durumları etkilemez:

a) Karardan önce, markanın sağladığı haklara tecavüz nedeniyle açılan  davada verilen kesinleşmiş ve uygulanmış kararlar.

b) Karardan önce kurulmuş ve uygulanmış sözleşmeler.

(4) Üçüncü fıkranın (b) bendi kapsamındaki sözleşmeler uyarınca ödenmiş  bedelin, hakkaniyet gereği kısmen ya da tamamen iadesi istenebilir.

 

(5) Markanın hükümsüzlüğüne veya iptaline ilişkin kesinleşmiş kararlar,  herkese karşı hüküm doğurur.

(6) Hükümsüzlük kararının kesinleşmesinden sonra mahkeme, bu kararı  Kuruma resen gönderir.

(7) Hükümsüzlük veya iptal kararının kesinleşmesinden sonra marka  sicilden terkin edilir ve durum Bültende yayımlanır.

İKİNCİ BÖLÜM
Diğer Sona Erme Hâlleri ve Sonuçları

Sona erme ve sonuçları

Madde 28- (1) Aşağıdaki hâllerde marka hakkı sona erer:

a) Koruma süresinin dolması ve markanın süresi içinde yenilenmemesi.

b) Marka sahibinin marka hakkından vazgeçmesi.

(2) Marka hakkının sona ermesi, sona erme sebebinin gerçekleşmiş olduğu  andan itibaren hüküm ifade eder.

(3) Marka sahibi, markanın tescil kapsamındaki mal veya hizmetlerin  tamamından veya bir kısmından vazgeçebilir. Vazgeçme yazılı olarak Kuruma  bildirilir ve vazgeçme nedeniyle marka hakkının sona erdiği Bültende  yayımlanır. Vazgeçme, sicile kayıt tarihi itibarıyla hüküm doğurur.

(4) Sicile kaydedilmiş hak ve lisans sahiplerinin izni olmadıkça marka  sahibi marka hakkından vazgeçemez. Marka üzerinde, üçüncü kişi tarafından  hak sahipliği iddia edilmiş ve bu hususta alman tedbir kararı sicile  kaydedilmişse, bu kişinin izni olmadıkça, markadan doğan haklardan  vazgeçilemez.

(5) Marka başvurusu, markanın tescil edilmesinden önce, başvuru sahibi  tarafından geri çekilebilir. Marka hakkından vazgeçmeye ilişkin hükümler  marka başvurusunun geri çekilmesi hakkında da uygulanır.

ALTINCI KISIM
Marka Hakkına Tecavüz

Marka hakkına tecavüz sayılan fiiller

Madde 29- (1) Aşağıdaki fiiller marka hakkına tecavüz sayılır:

a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen  biçimlerde kullanmak.

b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek  kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.

c) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak  suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği  hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak,  dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine  tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne  dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.

 

ç) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz  genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek.

(2) 19 uncu maddenin ikinci fıkrası hükmü tecavüz davalarında defi olarak  ileri sürülebilir. Bu durumda kullanıma ilişkin beş yıllık sürenin  belirlenmesinde dava tarihi esas alınır.

Marka hakkına tecavüze ilişkin cezai hükümler

Madde 30- (1) Başkasına ait marka hakkına iktibas veya iltibas  suretiyle tecavüz ederek mal üreten veya hizmet sunan, satışa arz eden veya  satan, ithal ya da ihraç eden, ticari amaçla satın alan, bulunduran,  nakleden veya depolayan kişi bir yıldan üç yıla kadar hapis ve yirmi bin  güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır,

(2) Marka koruması olduğunu belirten işareti mal veya ambalaj üzerinden  yetkisi olmadan kaldıran kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beş bin  güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır,

(3) Yetkisi olmadığı hâlde başkasına ait marka hakkı üzerinde devretmek,  lisans veya rehin vermek suretiyle tasarrufta bulunan kişi iki yıldan dört  yık kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır,

(4) Bu maddede yer alan suçların bir tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde  işlenmesi hâlinde ayrıca bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.

(5) Bu maddede yer alan suçlardan dolayı cezaya hükmedebilmek için  markanın Türkiye’de tescilli olması şarttır.

(6) Bu maddede yer alan suçların soruşturulması ve kovuşturulması  şikâyete bağlıdır.

(7) Başkasının hak sahibi olduğu marka taklit edilerek üretilmiş malı,  satışa arz eden veya satan kişinin bu malı nereden temin ettiğini bildirmesi  ve bu suretle üretenlerin ortaya çıkarılmasını ve üretilmiş mallara  elkonulmasını sağlaması hâlinde hakkında cezaya hükmolunmaz.

YEDİNCİ KISIM
Garanti Markası ve Ortak Marka

Garanti markası ve ortak marka

MADDE 31- (1) Garanti markası, marka sahibinin kontrolü altında  birçok işletme tarafından o işletmelerin ortak özelliklerini, üretim  usullerini, coğrafi menşelerini ve kalitesini garanti etmeye yarayan  işarettir.

(2) Garanti markasının, marka sahibinin veya marka sahibine iktisaden  bağlı olan işletmenin mal veya hizmetlerinde kullanılması yasaktır.

(3) Ortak marka, üretim veya ticaret ya da hizmet işletmelerinden oluşan  bir grup tarafından kullanılan işarettir.

(4) Ortak marka, gruptaki işletmelerin mal veya hizmetlerini diğer  işletmelerin mal veya hizmetlerinden ayırt etmeye yarar,

Garanti markası veya ortak marka teknik şartnamesi

Madde 32- (1) Garanti markası veya ortak markanın tescili için  markanın kullanımına ilişkin usul ve esasları gösteren teknik şartnamenin  başvuruyla birlikte sunulması zorunludur.

 

(2) Garanti markası teknik şartnamesi- markanın garanti ettiği mal veya  hizmetlerin ortak özelliklerini, markanın kullanılma usullerini, markayı  kullanım hakkının verilmesinden sonra denetimlerin nasıl ve hangi sıklıkta  yapılacağı ile teknik şartnameye aykırı kullanma hâlinde uygulanacak  müeyyideleri belirler.

(3) Ortak marka teknik şartnamesi; ortak markayı kullanmaya yetkili  işletmeler ile bu işletmelerin oluşturdukları topluluğa üyelik şartlarını,  markanın kullanım şartları ve varsa müeyyideleri belirler. Ortak markanın  tescili ve ortak marka hakkından vazgeçilmesi için gruba dâhil işletmelerin  tümü birlikte hareket eder.

(4) Ortak markayı kullanmaya yetkili olan gruba dâhil işletmeler tek  başına dava açmaya yetkilidir.

(5) Teknik şartnamede yapılacak değişiklikler, Kurum tarafından  onaylanmadıkça uygulanamaz.

(6) Teknik şartname, ikinci ve üçüncü fıkralarda belirtilen şartları  içermediği ya da kamu düzenine veya genel ahlaka aykırı olduğu takdirde,  teknik şartnamede gerekli değişikliklerin yapılması, Kurum tarafından marka  sahibine bildirilir. Marka sahihinin bildirim tarihinden itibaren altı ay  içinde gerekli değişiklikleri yapmaması ve teknik şartnameyi düzeltmemesi  hâlinde garanti markası veya ortak markanın tescil talebi reddedilir.

(7) Marka sahibinin, garanti markası veya ortak markanın devamlılık arz  eder biçimde teknik şartnameye aykırı olarak kullanılmasını engellemek için  gerekli önlemleri almaması sebebiyle ilgili kişilerin, Cumhuriyet savcısının  veya ilgili kamu kurum ve kuruluşunun başvurusu üzerine tanınan süre içinde  söz konusu aykırı kullanımın düzeltilmemesi hâlinde, markanın iptaline karar  verilir,

(8) Teknik şartnameye ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir.

İKİNCİ KİTAP
Coğrafi İşaret ve Geleneksel Ürün Adı
BİRİNCİ KISIM
Coğrafi İşaret ve Geleneksel Ürün Adı Hakkı

Koruma kapsamındaki ürünler

MADDE 33- (1) Doğal ve beşerî unsurların bir araya gelmesi sonucu  gıda, tarım, maden, el sanatları ürünleri ve sanayi ürünlerinden bu Kitapta  yer alan şartlara uygun olanlar, tescil edilmesi şartıyla, coğrafi işaret  veya geleneksel ürün adı korumasından yararlanır.

Menşe adı, mahreç işareti ve geleneksel ürün adı

MADDE 34- (1) Coğrafi işaret; belirgin bir niteliği, ünü veya  diğer özellikleri bakımından kökenin bulunduğu yöre, alan, bölge veya ülke  ile özdeşleşmiş ürünü gösteren işarettir. Coğrafi işaretler, aşağıda  belirtilen özelliklerine göre menşe adı ya da mahreç işareti olarak tescil  edilir:

a) Coğrafi sınırları belirlenmiş bir yöre, bölge veya istisnai  durumlarda ülkeden kaynaklanan, tüm veya esas özelliklerini bu coğrafî  alana özgü doğal ve beşerî unsurlardan alan, üretimi, işlenmesi ve diğer  işlemlerin tümü bu coğrafi alanın sınırları içinde gerçekleşen ürünleri  tanımlayan adlar menşe adıdır.

 

b) Coğrafi sınırları belirlenmiş bir yöre, bölge veya ülkeden  kaynaklanan, belirgin bir niteliği, ünü veya diğer özellikleri  bakımından bu coğrafi alan ile özdeşleşen, üretimi, işlenmesi ve diğer  işlemlerinden en az biri belirlenmiş coğrafi alanın sınırları içinde  yapılan ürünleri tanımlayan adlar mahreç işaretidir.

(2) Coğrafi bir yer adı içermese dahi birinci fıkrada yer alan şartları  taşıyan bir ürünü belirtmek için geleneksel olarak kullanılan, günlük dilde  yerleşmiş ve coğrafi bir yer adı içermeyen adlar da menşe adı veya mahreç  işareti olabilir.

(3) Menşe adı veya mahreç işareti kapsamına girmeyen ve ilgili piyasada  bir ürünü tarif etmek için geleneksel olarak en az otuz yıl süreyle  kullanıldığı kanıtlanan adlar, aşağıdaki şartlardan en az birini sağlaması  hâlinde geleneksel ürün adı olarak tanımlanır:

a) Geleneksel üretim veya işleme yöntemi yahut geleneksel bileşimden  kaynaklanması.

b) Geleneksel hammadde veya malzemeden üretilmiş olması.

Tescil edilmeyecek adlar

MADDE 35- (1) Aşağıda sayılanlar coğrafi işaret olarak tescil  edilmez:

a) 34 üncü madde kapsamına girmeyen adlar.

b) Ürünlerin öz adı olmuş adlar.

e) Ürünün gerçek kaynağı konusunda halkı yanıltabilecek olan bitki  tür ve çeşitleri, hayvan ırkları veya benzeri adlar.

ç) Kamu düzenine veya genel ahlaka aykırı adlar.

d) 3 üncü maddede belirtilen şartları taşıyan kişiler tarafından  başvurusu yapılmış olmasına rağmen kendi ülkesinde korunmayan, koruması  sona eren veya kullanılmayan adlar.

e) Tescilli veya başvurusu yapılmış bir coğrafi işaret ile tamamen  veya kısmen eş sesli olan ve tüketiciyi yanıltabilecek adlar.

(2) Aşağıda sayılanlar geleneksel ürün adı olarak tescil edilmez:

a) 34 üncü maddede yer alan geleneksel ürün adına ilişkin şartları  taşımayan adlar,

b) Ürünün genel özelliğini ifade eden adlar.

c) Ürünün niteliği konusunda halkı yanıltabilecek adlar.

ç) Kamu düzeni veya genel ahlaka aykırı adlar.

d) 3 üncü maddede belirtilen şartları taşıyan kişiler tarafından  başvurusu yapılmış olmasına rağmen kendi ülkesinde korunmayan, koruması  sona eren veya kullanılmayan adlar.

İKİNCİ KISIM
Başvuru ve İtirazlar
BİRİNCİ BÖLÜM
Coğrafi İşaret ve Geleneksel Ürün Adı Başvurusu

Başvuru hakkı

MADDE 36- (1) Aşağıda sayılanlar coğrafi işaret ve geleneksel ürün  adı tescil başvurusunda bulunma hakkına sahiptir:

a) Üretici gruplan.

 

b) Ürün veya ürünün kaynaklandığı coğrafi alanla ilgili kamu kurum ve  kuruluşları ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları.

c) Ürünle ilgili olarak kamu yararına çalışan veya üyelerinin  ekonomik çıkarlarım korumaya yetkili demekler, vakıflar ve  kooperatifler.

ç) Ürünün tek bir üreticisi varsa, bu durumu ispat etmesi şartıyla  ilgili üretici.

(2) Bu Kitap kapsamında üretici; tarım ürünlerim, gıda maddelerini,  madenleri, el sanatları ve sanayi ürünlerini üreten veya işleyen yahut  tedarik zincirinde yer alarak ürünün tescile konu özelliklerini etkileyen  bir işlem yapan kişiyi; üretici grupları ise kanuni oluşumuna veya  bileşimine bakılmaksızın aynı ürünün üreticilerinden oluşan birliği ifade  eder.

Başvuru şartları

MADDE 37- (1) Coğrafi işaret başvurusu aşağıda belirtilen  unsurları içerir:

a) Başvuru yapanın kimliğine ve 36 ncı maddede belirtilen başvuru  hakkına sahip olanlardan hangisine dâhil olduğuna ilişkin bilgileri de  içeren başvuru formu.

b) Başvuru yapan gerçek veya tüzel kişinin ürünün tek üreticisi  olması hâlinde, bu hususu ispatlayan bilgi ve belgeler. '

c) Tescili istenen coğrafi işaretin adı, menşe adı veya mahreç  işaretinden hangisine uygun olduğuna ve ürün grubuna ilişkin bilgi ile  coğrafi işaret tanımına uygunluğunu kanıtlayan bilgi ve belgeler.

ç) Ürünün tanımı, ürünün ve gerekiyorsa hammaddesinin fiziksel,  kimyasal, mikrobiyolojik ve duyusal özelliklerini açıklayan teknik bilgi  ve belgeler.

d) Coğrafi alanın sınırlarını açıkça tanımlayan ve belirleyen bilgi  ve belgeler.

e) Üretim metoduna ve varsa söz konusu ürüne özelliğini veren yerel  üretim teknikleri ile usul ve adetlere ilişkin bilgi ve belgeler.

f) Coğrafi işaret tanımı kapsamında coğrafi işaret tesciline konu  olan ürünün niteliğinin, ününün veya diğer özelliklerinin söz konusu  coğrafi alan ile bağlantısını kanıtlayan bilgi ve belgeler,

g) Ürünün söz konusu coğrafi alandaki tarihsel geçmişine ilişkin  bilgi ve belgeler,

ğ) 49 uncu madde hükümlerine uygun olarak denetim biçimini ayrıntılı  olarak açıklayan bilgi ve belgeler.

h) Coğrafi işaretin kullanım biçimi ve varsa etiketleme ve  ambalajlama usullerim açıklayan bilgiler.

ı) Başvuru ücretinin ödendiğine ilişkin bilgi,

(2) Geleneksel ürün adı başvurusu aşağıda belirtilen unsurları  içerir:

a) Başvuru yapanın kimliğine ve 36 ncı maddede belirtilen başvuru  hakkına sahip olanlardan hangisine dâhil olduğuna ilişkin bilgileri  içeren başvuru formu.

b) Tescili istenen geleneksel ürün adına ve ürün grubuna ilişkin  bilgi ile 34 üncü maddede yer alan tanıma uygun olduğunu kanıtlayan  bilgi ve belgeler.

c) Ürünün tanımı, ürünün ve gerekiyorsa hammaddesinin fiziksel,  kimyasal, mikrobiyolojik ve duyusal özelliklerini açıklayan teknik bilgi  ve belgeler.

 

ç) Ürün içeriğinde yer alan hammadde ve diğer bileşenlerin  özellikleriyle birlikte ürün karakteristiğine işaret eden ürün hazırlama  tekniklerinin de açıklandığı üretim metodu tanımı.

d) 49 uncu madde hükümlerine uygun olarak denetim biçimini ayrıntılı  olarak açıklayan bilgi ve belgeler.

e) Geleneksel ürün adının kullanım biçimini ve varsa etiketleme ve  ambalajlama usullerini açıklayan bilgi ve belgeler.

f) Başvuru ücretinin Ödendiğine ilişkin bilgi.

(3) Coğrafi işaret ve geleneksel ürün adı başvurularına ilişkin diğer  usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir.

Başvurunun incelenmesi ve yayımı

MADDE 38- (1) Kurum, coğrafi işaret veya geleneksel ürün adı  başvurularını 33 ila 37 nci ve 39 uncu maddelere göre inceler.

(2) Başvuru yapanın kimliğine ilişkin bilgilerin başvuru formunda  bulunmaması hâlinde başvuru yapılmamış sayılır. Başvurunun yapılmamış  sayılmasına ilişkin karar Kurumun nihai kararı olup, 40 ncı madde kapsamında  itiraza konu olamaz.

(3) Başvuru yapanın kimliğine ilişkin bilgiler hariç olmak üzere  başvuruda 37 nci maddede yer alan şartların yerine getirilmediğinin tespit  edilmesi hâlinde, Kurum bu eksikliklerin giderilmesini ister. Eksik bilgi ve  belgelerin süresi içinde gönderilmemesi veya gönderilen bilgi ve belgelerin  şartları karşılamaması hâlinde başvuru reddedilir. Talep edilmesi hâlinde,  eksikliklerin giderilmesi için iki defayı geçmemek üzere ek süre verilir.

(4) Kurum, teknik bilgilerin değerlendirilmesi amacıyla ilgili kurum ve  kuruluşlardan görüş talep edebilir. Görüş için ilgili kurum ve kuruluşlar  tarafından ücret talep edilmesi hâlinde söz konusu ücret Kurum tarafından  ödenir.

(5) Bu madde kapsamında incelenerek uygun bulunan başvurular Bültende  yayımlanır.

(6) Başvurunun incelenmesi ve yayımına ilişkin usul ve esaslar  yönetmelikle belirlenir.

Yabancı ülke kaynaklı başvurular

MADDE 39- (1) Uluslararası anlaşma hükümleri saklı kalmak  kaydıyla, yabancı ülke kaynaklı coğrafi işaret veya geleneksel ürün adı  başvurularına bu Kanun hükümlerinin uygulanması için 37 nci maddede  belirtilen şartlara ek olarak aşağıdaki şartlar ayrıca aranır;

a) Başvuruya konu coğrafi işaret veya geleneksel ürün adının kaynak  ülke ya da dâhil olduğu uluslararası topluluk tarafından korunuyor  olması.

b) 49 uncu maddede belirtilen denetim şartlarının kaynak ülkede  sağlanmış olması.

c) Kaynak ülkenin, Türkiye’den yapılacak coğrafî işaret veya  geleneksel ürün adı tescil başvurularına eşit koruma sağlaması.

(2) Yabancı ülke kaynaklı coğrafi işaret veya geleneksel ürün adı  başvurusu Türkiye’de korunan coğrafi işaret veya geleneksel ürün adı ile  aynı ise inceleme, bölgesel ve geleneksel kullanım ile benzer adların  tüketici tarafından birbiriyle karıştırılması riski göz önüne alınarak  yapılır. Bu gibi coğrafi işaretlerin ve geleneksel ürün adlarının  kullanımına, sadece üretildiği kaynak ülkenin açık ve görülebilir şekilde  etikette belirtilmesi hâlinde izin verilir.

 

İKİNCİ BÖLÜM
İtiraz ve İtirazın İncelenmesi

İtiraz ve itirazın incelenmesi

MADDE 40- (1) Başvuru yapan, 38 inci madde çerçevesinde reddedilen  başvuruyla ilgili olarak kararın bildirim tarihinden itibaren iki ay içinde  gerekçeli ve yazılı olarak Kuruma itiraz edebilir.

(2) Tescil talebinin 33 ila 37 nci ve 39 uncu maddelere uygun olmadığı  iddiasıyla üçüncü kişiler veya 48 inci madde kapsamında önceki tarihli  herhangi bir hak sahibi tarafından, başvurunun Bültende yayımlandığı  tarihten itibaren üç ay İçinde gerekçeli ve yazılı olarak itirazda  bulunulabilir. Başvuru yapana itiraz yapıldığına ilişkin bilgi verilerek  görüşü istenir.

(3) İtiraza ilişkin ücretin, itiraz süresi içinde ödenmesi ve ödendiğine  ilişkin bilginin aynı süre içinde Kuruma sunulması zorunludur. Aksi takdirde  itiraz yapılmamış sayılır. Kamu kurum ve kuruluşlarınca yapılan itirazlardan  ücret alınmaz.

(4) Birinci ve ikinci fıkralar uyarınca yapılan itirazlar yönetmelikle  belirlenen esaslar çerçevesinde Kurul tarafından incelenir. Kurul itirazda  ileri sürülen hususların değerlendirilmesi için ilgili kurum veya  kuruluşlardan görüş talep edebilir. Görüş için ilgili kurum ve kuruluşlar  tarafından ücret talep edilmesi hâlinde söz konusu ücret itiraz eden  tarafından ödenir.

(5) Kurum gerekli görmesi hâlinde tarafları uzlaşmaya teşvik edebilir.  Uzlaşma ile ilgili hususlarda 6325 sayılı Kanun hükümleri uygulanır.

(6) İtirazın incelenmesi sonucunda başvurunun biçim veya kapsamında  değişiklik yapılması hâlinde başvurunun son hâli, değişikliğe uğrayan kısım  ayrıca belirtilmek suretiyle Bültende yayımlanır. Bu yayıma itiraz edilemez.

(7) İtiraz üzerine başvurunun reddedilmesi hâlinde karar Bültende  yayımlanır.

ÜÇÜNCÜ KISIM
Tescil ve Değişiklik Talepleri

Tescil

MADDE 41- (1) Bültende yayımlandığı tarihten itibaren üç ay içinde  hakkında herhangi bir itiraz yapılmamış, yapılan itirazlar nihai olarak  reddedilmiş veya itirazların değerlendirilmesi sonucunda değişikliğe uğramış  başvuru, bildirim tarihinden itibaren iki ay içinde tescil ücretinin  ödenmesi ve ödendiğine ilişkin bilginin aynı süre içinde Kuruma sunulması  şartıyla tescil edilir, sicile kaydedilir ve Bültende yayımlanır.

(2) Sicil alenidir. Talep edilmesi hâlinde sicil örneği verilir.

(3) Sicile kayıt, yayım ve tescil işlemlerine ilişkin usul ve esaslar  yönetmelikle belirlenir.

Değişiklik talepleri

MADDE 42- (1) Tescil edilen coğrafi işaretin veya geleneksel ürün  adının tescile konu özelliklerinde değişiklik olması hâlinde değişiklik  talebi, ücretinin ödenmesi şartıyla menfaati bulunanlar tarafından  yapılabilir.

 

(2) Değişiklik talebi, 38 inci madde kapsamında incelenir ve uygun  bulunan değişiklikler Bültende yayımlanır. Değişikliğe, yayım tarihinden  itibaren üç ay içinde gerekçeli ve yazılı olarak itiraz edilebilir. Bu  itirazlar, 40 ıncı maddeye göre incelenir. İtiraz olmaması veya inceleme  sonucunda itirazın reddedilmesi hâlinde değişiklikler Bültende yayımlanır ve  yayımı tarihi itibarıyla kesinleşir. Değişiklikler, ilgililer tarafından  yayım tarihinden itibaren en geç bir yıl içinde uygulanır.

(3) Değişiklik taleplerine ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle  belirlenir.

Başvuru yapan veya tescil ettirenlerde değişiklik

MADDE 43- (1) Coğrafi işaret veya geleneksel ürün adı başvurusu  yapanların veya tescil ettirenlerin, 36 ncı ve 49 uncu maddelerde belirtilen  şartları sağlamadığına mahkeme tarafından karar verilmesi veya bu durumun  Kurum tarafından resen tespiti ya da başvuru yapan veya tescil ettiren  kişiler tarafından değişiklik beyanının Kuruma yazılı olarak bildirilmesi  hâlinde bu karar, tespit ya da beyan Bültende yayımlanır. Yayım tarihinden  itibaren üç ay içinde 36 ncı maddedeki şartları taşıyan ilgililer tarafından  başvuru veya tescil kayıtlarında değişiklik talebinde bulunulabilir. Talep  olmaması veya yapılan taleplerin uygun bulunmaması hâlinde coğrafi işaret  veya geleneksel ürün adı hakkı sona erer ve bu durum Bültende yayımlanır.  Birden çok talep olması hâlinde, Kurum, yönetmelikle belirlenen usule uygun  olarak en uygun talebi kabul eder.

(2) Başvuru yapan veya tescil ettiren ile 36 ncı ve 49 uncu maddelerde  belirtilen şartları sağlayanın anlaşması hâlinde kayıtlardaki değişiklik  talebi, belgelerin sunulması ve ücretinin ödenmesi şartıyla Kuruma yapılır,  Talebin kabul edilmesi hâlinde değişiklik Bültende yayımlanır,

(3) Coğrafi işaret veya geleneksel ürün adı başvurusu yapan veya tescil  ettiren kişilerin isim, adres, unvan veya nev’inde meydana gelen  değişiklikler sicile kaydedilerek Bültende yayımlanır,

DÖRDÜNCÜ KISIM
Hakkın Kapsamı, Kullanım ve Denetim

Coğrafi işaret korumasının elde edilmesi ve  tescilden doğan hakların kapsamı

MADDE 44- (1) Bir ürüne ilişkin coğrafi işaret koruması bu Kanun  çerçevesinde tescil yoluyla elde edilir.

(2) Coğrafi işareti tescil ettiren ile tescil edilmiş coğrafi işaretin  kullanım hakkına sahip kişiler, üçüncü kişilerin;

a) Coğrafi işaret tescilinde belirtilen ürün özelliklerini taşımadığı  hâlde coğrafi işaretin ününden yarar sağlayacak şekilde ya da tescil  kapsamındaki ürünler veya bunlarla ilişkilendirilebilecek nitelikteki  ürünlerle ilgili olarak coğrafi işaretin veya 46 ncı madde uyarınca  kullanılması öngörülen amblemin ticari amaçlı olarak doğrudan veya  dolaylı kullanımının,

b) Ürünün gerçek menşeini veya niteliğini belirten açıklamalar yahut  stilinde, tarzında, tipinde, türünde, yöntemiyle, orada üretildiği  biçimde gibi terimler içerse veya başka bir dile tercüme edilmiş olsa  dahi, tescilli coğrafi işaretin, tescil kapsamındaki özelliklerini  taşımayan ya da çağrışım yapacak şekilde benzeri olan ürün üzerindeki  yanıltıcı kullanımının veya taklidinin,

c) Tescilli coğrafi işareti üzerinde taşıyan ürünün iç veya dış  ambalajında, tanıtım ve reklamında veya ürünle ilgili herhangi bir  yazılı belgede, ürünün tescil edilmiş doğal veya esas nitelik ve  özellikleri ile menşeine ilişkin olarak yanlış veya yanıltıcı herhangi  bir açıklama veya belirtiye yer verilmesinin,

ç) Tescilli coğrafi işarete ait amblemin tüketiciyi yanıltıcı biçimde  kullanımının,

önlenmesini talep etme hakkına sahiptir.

(3) Coğrafi işaret tescilinin sağladığı haklar, üçüncü kişilere karşı  tescilin Bültende yayımlandığı tarih itibarıyla hüküm ifade eder. Ancak  başvuru yapan, başvurunun Bültende yayımlanmasından sonra gerçekleşen ve  coğrafi işaret tescilinin yayımlanmış olması hâlinde yasaklanması söz konusu  olabilecek fiiller nedeniyle tazminat davası açmaya yetkilidir. Mahkeme, öne  sürülen iddiaların geçerliliğine ilişkin olarak, tescilin Bültende  yayımlanmasından önce karar veremez.

(4) Tescil edilen coğrafi işaretlerin ürünün öz adına dönüşmüş olduğu  kabul edilmez.

(5) Coğrafi işaret korumasına konu adın bir kısmı, ürünün öz adından  oluşsa bile tescil ile sağlanan koruma bu öz adları kapsamaz.

(6) Ürünün öz adı, o ürünün ilk üretildiği veya pazarlandığı bölge veya  yöreyle ilgili olsa bile bir ürünün genel adı hâline gelmiş adıdır. Bir adın  ürünün öz adına dönüşüp dönüşmediğinin tespitinde, söz konusu ürünün tüketim  alanında halkın bu adı kullanımı ve ilgili diğer kanuni düzenlemeler göz  önünde bulundurulur.

(7) Tescil edilen coğrafi işaret tescil ettirene inhisari hak sağlamaz.

Geleneksel ürün adı korumasının elde edilmesi ve  tescilden doğan hakkın kapsamı

MADDE 45- (1) Bir ürüne ilişkin geleneksel ürün adı koruması bu  Kanun çerçevesinde tescil yoluyla elde edilir.

(2) Geleneksel ürün adım tescil ettiren ile tescil edilmiş geleneksel  ürün adını kullanım hakkına sahip kişiler üçüncü kişilerin aşağıda sayılan  fiillerinin önlenmesini talep etme hakkına sahiptir:

a) Geleneksel ürün adı tescilinde belirtilen ürün özelliklerini  taşımadığı hâlde tescilli ürün adı için 46 ncı madde uyarınca  kullanılması öngörülen amblemin, ürünün ününden yarar sağlayacak şekilde  kullanımı veya tescil kapsamındaki ürünleri andıran ürünlerle ilgili  olarak ticari amaçlı kullanımı.

b) Tescilli ürün adına ait amblemin tüketiciyi yanıltıcı şekilde  kullanımı.

c) Geleneksel ürün adı tescilinde belirtilen ürün özelliklerini ve  tescilli ürün adı için 46 ncı madde uyarınca kullanılması öngörülen  amblemi taşımadığı hâlde, ürünün iç veya dış ambalajında, tanıtım ve  reklamında veya ürünle ilgili herhangi bir yazılı belgede ürünün  tescilde belirtilen özellikleri taşıdığına ilişkin yanıltıcı herhangi  bir açıklama veya belirtiye yer verilmesi.

(3) Geleneksel ürün adı tescilinin sağladığı haklar, üçüncü kişilere  karşı tescilin Bültende yayımlandığı tarih itibarıyla hüküm ifade eder.  Ancak başvuru yapan, başvurunun Bültende yayımlanmasından sonra gerçekleşen  ve geleneksel ürün adı tescilinin yayımlanmış olması hâlinde yasaklanması  söz konusu olabilecek fiiller nedeniyle tazminat davası açmaya yetkilidir.  Mahkeme, öne sürülen iddiaların geçerliliğine ilişkin olarak tescilin  Bültende yayımlanmasından önce karar veremez.

(4) Tescil edilen geleneksel ürün adı tescil ettirene inhisari hak  sağlamaz.

(5) Bu Kanun kapsamında geleneksel ürün adlarına sağlanan koruma, başta  coğrafi işaretler ve markalar olmak üzere diğer sınai mülkiyet hakları  kapsamında kazanılmış haklara halel getirmez.

Tescilli coğrafi işaretin ve geleneksel ürün adının  kullanımı

MADDE 46- (1) Tescilli coğrafi işaretler ve geleneksel ürün adları  sicilde belirtilen şartlara uygun olan ürünlerin üretimi veya pazarlamasında  faaliyet gösterenler tarafından kullanılır. Bu kişiler, tescil ettirene,  coğrafi işaret ve geleneksel ürün adına yönelik üretim ve pazarlama  faaliyeti gösterdiklerine dair bildirimde bulunur.

(2) Tescil edilmiş coğrafi işaretin veya geleneksel ürün adının kullanım  hakkına sahip olan kişiler, söz konusu coğrafi işaret veya geleneksel ürün  adım, amblem ile birlikte ürün veya ambalajı üzerinde kullanır. Coğrafi  işaretler bakımından amblemin kullanılması zorunludur.

(3) Ürünün niteliği gereği, amblem ile birlikte coğrafi işaretin veya  geleneksel ürün adının ürünün kendisi veya ambalajı üzerinde kullanılamadığı  durumlarda, amblem ile tescilli işaret veya ad, kullanım hakkına sahip  olanlar tarafından işletmede kolayca görülecek şekilde bulundurulur.

(4) Geleneksel ürün adının amblemsiz kullanımı bu Kanun hükümlerine tabi  değildir.

(5) Tescilli coğrafi işaretin ve geleneksel ürün adının kullanımı ile  amblem ve amblemin kullanımına ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle  belirlenir.

İyiniyetli kullanım

MADDE 47- (1) Gerçek kişi adının veya tüzel kişi unvanının, söz  konusu kişiler veya halefleri tarafından, ticaret sırasında halkı yanıltıcı  mahiyette olmayan kullanımları, 44 üncü ve 45 inci maddelerde belirtilen  hâllerin ihlali sayılmaz.

Markalarla ilişki

MADDE 48- (1) Coğrafi işaretin tescilinden sonra 44 üncü maddede  belirtilen biçimlerde veya tescile konu coğrafi işaretle ilgili mal veya  hizmetler için kullanılmak üzere yapılan marka başvurusu reddedilir, tescil  edilmiş ise dava yoluyla hükümsüz kılınabilir.

(2) Coğrafi işaretle aynı veya benzer bir marka, coğrafi işaretin  korunmasından önce iyiniyetle tescil edilmiş veya bu markanın kullanım hakkı  iyiniyetle kazanılmışsa, coğrafi işaretin hak sahibine verdiği yetkiler,  marka başvurusunun tesciline ve iyiniyetli kullanımına zarar vermez.

(3) Tescilli bir markanın sahip olduğu itibar, ün ve kullanım süresi de  göz önünde bulundurularak bu marka ile aynı veya benzer olması sebebiyle  markanın varlığına zarar verici veya gerçek kaynağı konusunda yanıltıcı  olacak nitelikteki adların coğrafi işaret veya geleneksel ürün adı olarak  tesciline, önceki tarihli hak sahibinin itirazı üzerine izin verilmez.

Kullanımın denetimi

MADDE 49- (1) Coğrafi işaretlerin ve geleneksel ürün adlarının  kullanımının denetimi; tescilli coğrafi işaretleri ve geleneksel ürün  adlarını taşıyan ürünlerin üretimi, piyasaya arzı veya dağıtımı aşamalarında  veya ürün piyasada iken kullanımının tescilde belirtilen özelliklere  uygunluğunun denetimine ilişkin her türlü faaliyeti kapsar.

(2) Denetim, başvuruda belirtilen ve Kurum tarafından yeterliliği  onaylanan denetim mercii tarafından yerine getirilir. Sicilde yer alan  denetim merciinde değişiklik, Kurumun onayı ile yapılabilir.

(3) Denetim raporları, tescilin Bültende yayımlandığı tarihten itibaren  yılda bir Kuruma sunulur. Ancak şikâyet olması hâlinde, Kurum denetim  raporlarının süresinden önce sunulmasını talep edebilir.

(4) Denetim raporlarının incelenmesi sonucunda eksiklik varsa tescil  ettirene bildirilerek altı ay içinde eksikliğin giderilmesi istenir.  Eksikliğin süresi içinde giderilmemesi veya denetim faaliyetinin usulüne  uygun olarak yerine getirilmediğinin tespit edilmesi hâlinde 43 üncü madde  hükmü uygulanır.

(5) Tescil ettiren, denetime ilişkin masrafları denetlenenlerden talep  edebilir.

(6) Denetime ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir.

(7) Bu Kitapta belirtilen denetim, başvuru yapan tarafından oluşturulan  denetim merciinin yaptığı denetimleri kapsamakta olup, 11/6/2010 tarihli ve  5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu ile  diğer kanunlarda yer alan coğrafi işaretlerin ve geleneksel ürün adlarının  denetimine ilişkin hükümler saklıdır.

BEŞİNCİ KISIM
Hakkın Sona Ermesi
BİRİNCİ BÖLÜM

Hükümsüzlük

Hükümsüzlük talebi ve hükümsüzlük hâlleri

MADDE 50- (1) Coğrafi işaretin veya geleneksel ürün adının  hükümsüzlüğü menfaati olanlar tarafından mahkemeden istenebilir.

(2) Mahkeme;

a) Tescilin 33 üncü, 34 üncü, 35 inci, 37 nci veya 39 uncu maddelerde  belirtilen şartlardan herhangi birine uygun olmaması,

b) Tescilin 36 ncı madde uyarınca başvuru hakkına sahip olanlar  tarafından yapılmamış olması,

c) Denetim işlemlerinin, 49 uncu maddede belirtilen biçimde yerine  getirilmemesi,

hâllerinde tescilli coğrafi işaret veya geleneksel ürün adının  hükümsüz sayılmasına karar verir.

(3) Coğrafi işaretin veya geleneksel ürün adının hükümsüzlüğüne ilişkin  dava, sicilde tescil ettiren olarak kayıtlı kişiye karşı açılır. Bu  davalarda Kurum taraf gösterilmez.

Hükümsüzlüğün etkisi

MADDE 51- (1) Mahkeme tarafından coğrafi işaretin veya geleneksel  ürün adının hükümsüzlüğüne karar verilmesi hâlinde, tescil edilen coğrafî  işarete ve geleneksel ürün adına bu Kanunla sağlanan koruma hiç doğmamış  sayılır.

 

(2) Coğrafi işaretin veya geleneksel ürün adının kullanım hakkı  sahiplerinin kötüniyetli hareket etmesinden zarar görenlerin tazminat  talepleri saklı kalmak üzere, coğrafi işaretin veya geleneksel ürün adının  hükümsüzlüğü kararının geriye dönük etkisi aşağıdaki durumları etkilemez:

a) Karardan önce tescilin sağladığı haklara tecavüz sebebiyle verilen  kesinleşmiş ve uygulanmış kararlar.

b) Karardan önce kurulmuş ve uygulanmış sözleşmeler.

(3) İkinci fıkranın (b) bendi kapsamındaki sözleşmeler uyarınca ödenmiş  bedelin, hakkaniyet gereği kısmen ya da tamamen iadesi istenebilir.

(4) Kesinleşmiş mahkeme kararı mahkemece resen Kuruma bildirilir.  Hükümsüz kılınan coğrafi işaret veya geleneksel ürün adı, sicilden terkin  edilir ve terkine ilişkin bilgi Bültende yayımlanır,

İKİNCİ BÖLÜM
Hak ve Sorumluluktan Vazgeçme

Tescilin sağladığı hak ve sorumluluktan vazgeçme

MADDE 52- (1) Coğrafi işaret veya geleneksel ürün adını tescil  ettiren, tescilin sağladığı haklarından ve kullanımın denetimiyle ilgili  sorumluluklarından vazgeçebilir. Vazgeçme talebi Bültende yayımlanır.

(2) Bültendeki yayımı takip eden üç aylık süre içinde 36 ncı maddede  belirtilen şartları taşıyanlar tarafından tescil ettiren kişiye ilişkin  değişiklik talebinde bulunulması hâlinde, bu talep 43 üncü madde hükümleri  çerçevesinde incelenir.

(3) Üç aylık süre içinde tescil ettiren kişiye ilişkin değişiklik  talebinde bulunulmaması hâlinde, coğrafi işaret veya geleneksel ürün adı  tescili üç aylık sürenin sonunda Kurum tarafından sicilden terkin edilir ve  terkine ilişkin bilgi Bültende yayımlanır. Vazgeçme, sicile kayıt tarihi  itibarıyla hüküm doğurur.

(4) Vazgeçmeye ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle düzenlenir.

ALTINCI KISIM

Hakka Tecavüz

Coğrafi işaret hakkına tecavüz sayılan fiiller

MADDE 53- (1) Tescilli coğrafi işaretin aşağıda belirtilen  biçimdeki kullanımları coğrafi işaret hakkına tecavüz sayılır:

a) Coğrafi işaret tesciline konu ürünün özelliklerini taşımadığı  hâlde, coğrafi işaretin ününden yarar sağlayacak şekilde ya da tescil  kapsamındaki ürünler veya bunlarla ilişkilendirilebilecek nitelikteki  ürünlerle ilgili olarak coğrafi işaretin veya 46 ncı madde uyarınca  kullanılması öngörülen amblemin ticari amaçlı olarak doğrudan veya  dolaylı kullanımı.

 

b) Ürünün gerçek menşeini veya coğrafi işaretin tercümesini veya  stilinde, tarzında, tipinde, türünde, yöntemiyle, orada üretildiği  biçimde gibi açıklamaları içerse bile coğrafi işaretin kötüye kullanımı,  taklidi veya coğrafi işareti çağrıştıran şekilde kullanımı.

c) Coğrafi işareti taşıyan ürünün iç veya dış ambalajında,  tanıtımında ya da ürünle ilgili herhangi bir yazılı belgede, ürünün  tescil kapsamındaki nitelikleri ile menşeine ilişkin olarak yanlış veya  yanıltıcı herhangi bir açıklama ya da işarete yer verilmesi.

ç) Coğrafi işarete ilişkin amblemin tüketiciyi yanıltıcı biçimde  kullanımı.

(2) Coğrafi işareti kullanma hakkına sahip olanlar, coğrafi İşaretten  doğan haklara tecavüz sayılan fiilleri tescil ettirene noter vasıtasıyla  bildirerek dava açılmasını talep edebilir. Tescil ettirenin talebi kabul  etmemesi veya bildirim tarihinden itibaren üç ay içinde dava açmaması  hâlinde, kullanma hakkına sahip olanlar, yapılan bildirimi de ekleyerek dava  açabilir. Açılan dava tescil ettirene ihbar olunur. Ancak ciddi bir zarar  tehlikesi karşısında, kullanma hakkına sahip olanlar, süreyle bağlı  kalmaksızın ihtiyati tedbire karar verilmesini mahkemeden talep edebilir.  İhtiyati tedbire karar verilmesi durumunda dava açılabilmesi için belirtilen  sürenin dolması beklenmez,

(3) Coğrafi işaretin tescilli olduğuna ilişkin kaydın ürün, ambalaj veya  fatura üzerine konulmamış olması, eylemi tecavüz olmaktan çıkarmaz. Ancak  tescille ilgili kayıt ve işaretler kusurun değerlendirilmesi sırasında  dikkate alınır.

(4) Coğrafi işaret başvurusu yayımlandığı takdirde, başvuruyu yapan,  coğrafi işarete yönelik bu maddede sayılan tecavüzlerden dolayı hukuk davası  açma hakkına sahiptir. Tecavüz eden, başvurudan ve kapsamından haberdar  edilmişse başvurunun yayımlanmamış olmasına bakılmaz. Tecavüz edenin  kötüniyetli olduğuna mahkeme tarafından hükmolunursa başvurunun yayımından  önce de tecavüzün varlığı kabul edilir.

Geleneksel ürün adı hakkına tecavüz sayılan fiiller

MADDE 54- (1) Tescil edilmiş geleneksel ürün adının aşağıda  belirtilen biçimdeki kullanımları, geleneksel ürün adı hakkına tecavüz  sayılır:

a) Geleneksel ürün adı tescilinde belirtilen ürün özelliklerini  taşımadığı hâlde, 46 ncı madde uyarınca kullanılması öngörülen amblemin  tescilli ürün adı ile birlikte kullanılması suretiyle, ürünün ününden  herhangi bir biçimde yarar sağlayacak kullanımı veya tescil kapsamındaki  ürünleri andıran ürünlerle ilgili olarak tescilli ürün adına tahsis  edilen amblemin ticari amaçlı kullanımı.

b) Amblemin tüketiciyi yanıltıcı biçimde kullanımı.

c) Geleneksel ürün adı tescilinde belirtilen ürün özelliklerini ve  tescilli ürün adı için 46 ncı madde uyarınca kullanılması öngörülen  amblemi taşımadığı hâlde, ürünün iç veya dış ambalajında, tanıtım ve  reklamında veya ürünle ilgili herhangi bir yazılı belgede ürünün  tescilde belirtilen özellikleri taşıdığına ilişkin yanıltıcı herhangi  bir açıklama veya belirtiye yer verilmesi.

(2) Geleneksel ürün adı hakkına tecavüz edildiğinin bu adı kullanım  hakkına sahip olanlarca tespit edilmesi hâlinde, tecavüz bu kişilerce tescil  ettirene noter vasıtasıyla bildirilerek dava açması talep edilebilir. Tescil  ettirenin talebi kabul etmemesi veya bildirimi aldığı tarihten itibaren üç  ay içinde gerekli davayı açmaması hâlinde, kullanma hakkına sahip olanlar,  yapılan bildirimi de ekleyerek dava açabilir. Açılan dava tescil ettirene  ihbar olunur. Ancak ciddi birzarar tehlikesi karşısında, kullanma hakkına  sahip olanlar, süreye bağlı kalmaksızın ihtiyati tedbire karar verilmesini  mahkemeden talep edebilir. İhtiyati tedbire karar verilmesi hâlinde, dava  açılabilmesi için belirtilen sürenin dolması beklenmez.

(3) Geleneksel ürün adı başvurusu, yayımlandığı takdirde, başvuruyu  yapan, geleneksel ürün adına yönelik bu maddede sayılan tecavüzlerden dolayı  hukuk davası açma hakkına sahiptir. Tecavüz eden, başvurudan veya  kapsamından haberdar edilmiş ise başvurunun yayımlanmamış olmasına bakılmaz.  Tecavüz edenin kötüniyetli olduğuna mahkeme tarafından hükmolunursa  başvurunun yayımından önce de tecavüzün varlığı kabul edilir.

ÜÇÜNCÜ KİTAP
Tasarım
BİRİNCİ KISIM
Tasarım Hakkı ve Kapsamı

Tasarım ve ürün

MADDE 55- (1) Tasarım, ürünün tümü veya bir parçasının ya da  üzerindeki süslemenin çizgi, şekil, biçim, renk, malzeme veya yüzey dokusu  gibi özelliklerinden kaynaklanan görünümüdür.

(2) Ürün, bilgisayar programlan hariç olmak üzere, endüstriyel yolla veya  elle üretilen herhangi bir nesnenin yanı sıra birleşik bir ürün veya bu  ürünü oluşturan parçaları, ambalaj gibi nesneleri, birden çok nesnenin bir  arada algılanan sunumlarını, grafik sembolleri ve tipografık karakterleri  ifade eder.

(3) Birleşik ürün, sökülüp takılma yoluyla değiştirilebilen veya  yenilenebilen parçalardan oluşan üründür.

(4) Tasarım; bu Kanun hükümleri uyarınca tescil edilmiş olması hâlinde  tescilli tasarım, ilk kez Türkiye’de kamuya sunulmuş olması hâlinde ise  tescilsiz tasarım olarak korunur.

Yenilik ve ayırt edicilik

MADDE 56- (1) Tasarım yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olması  şartıyla bu Kanunla sağlanan haklar kapsamında korunur.

(2) Birleşik ürünün parçasının tasarımı, aşağıdaki şartları taşıyorsa  yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir:

a) Parça birleşik ürüne takıldığında, birleşik ürünün normal  kullanımında görünür durumda olmalıdır.

b) Parçanın görünür durumda olan özellikleri, yenilik ve ayırt edici  nitelik şartlarım karşılamalıdır.

(3) Bu maddede yer alan normal kullanım; bakım, servis veya onarım işleri  hariç olmak üzere, son kullanıcı tarafından kullanımı ifade eder.

(4) Bir tasarımın aynısı;

a) Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce,

b) Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya İlk sunulduğu tarihten  önce.

 

dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarım yeni  kabul edilir. Tasarımlar sadece küçük ayrıntılarda farklılık  gösteriyorsa aynı kabul edilir.

(5) Bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim;

a) Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce,

b) Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya İlk sunulduğu tarihten  önce,

kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde  yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarımın ayırt edici niteliğe  sahip olduğu kabul edilir.

(6) Ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı  geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır.

Kamuya sunma

MADDE 57- (1) Kamuya sunma; sergileme, satış gibi yollarla  piyasaya sürme, kullanma, tarif, yayım, tanıtım veya benzer amaçlı  faaliyetleri kapsar. Tasarımın gizlilik şartıyla üçüncü bir kişiye  açıklanması kamuya sunma sayılmaz.

(2) Koruma talep edilen bir tasarım, başvuru tarihinden veya rüçhan  talebi varsa rüçhan tarihinden önceki on iki ay içinde tasarımcı veya halefi  ya da bu kişilerin izni ile üçüncü bir kişi tarafından veya tasarımcı ya da  halefleri ile olan ilişkinin kötüye kullanımı sonucu kamuya sunulması  hâlinde bu açıklama tasarımın yeniliğini ve ayırt edici niteliğini  etkilemez.

Koruma kapsamı ve koruma dışı hâller

MADDE 58- (1) Tasarım sahibi, kendi tasarımına kıyasla ayırt edici  niteliğe sahip olmayan tasarımlara karşı bu Kanundan doğan haklarım  kullanabilir.

(2) Koruma kapsamının değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı  geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır.

(3) Bu Kanun kapsamında sağlanan tasarım koruması, 5/12/1951 tarihli ve 5846  sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununda aranan şartları taşıması hâlinde  söz konusu Kanunla öngörülen korumaya halel getirmez.

(4) Aşağıda belirtilen hâller koruma kapsamı dışındadır:

a) Kamu düzenine veya genel ahlaka aykırı tasarımlar.

b) Ürünün teknik fonksiyonunun zorunlu kıldığı görünüm özellikleri.

c) Tasarımın kullanıldığı veya uygulandığı ürünün, başka bir ürüne  mekanik olarak monte edilmesi veya bağlanması için belirli biçim ve  boyutlarda üretilmesi zorunlu ürünlerin görünüm özellikleri.

ç) Paris Sözleşmesinin 2 nci mükerrer 6 ncı maddesi kapsamında yer  alan hükümranlık alametleri ile bu kapsam dışında kalan ancak kamuyu  ilgilendiren, dinî, tarihî ve kültürel değerler bakımından halka mal  olmuş ve ilgili mercilerin tescil izni vermediği işaretlerin, armaların,  nişanların veya adlandırmaların uygunsuz kullanımını içeren tasarımlar.

(5) 56 ncı maddedeki şartları karşılamak kaydıyla farklı veya eş  birimlerden oluşan modüler bir sistemde bu birimlerin birbirleriyle sonlu  veya sonsuz olarak çeşitli biçimlerde bağlantı kurmasını sağlayan tasarımlar  korumadan yararlanır.

 

Tasarım hakkının kapsamı ve sınırları

MADDE 59- (1) Tasarımdan doğan haklar münhasıran tasarım sahibine  aittir. Üçüncü kişiler, tasarım sahibinin izni olmadan koruma kapsamındaki  tasarım veya tasarımın uygulandığı ürünü üretemez, piyasaya sunamaz,  satamaz, ithal edemez, ticari amaçlı kullanamaz veya bu amaçlarla elde  bulunduramaz ya da bu tasarım veya tasarımın uygulandığı ürünle ilgili  sözleşme yapmak için öneride bulunamaz.

(2) Tescilsiz tasarım, sahibine birinci fıkrada belirtilen fiilleri  engelleme hakkım sadece korunan tasarımın aynısının veya genel izlenim  itibarıyla ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kopyalanarak alınması hâlinde  verir. Korunan tasarımın kendi tasarımından önce kamuya sunulduğunu makul  yollarla bilmesi mümkün olmayan bir tasarımcı tarafından bağımsız olarak  yapılan tasarımın koruma kapsamındaki tasarımdan kopyalanmış olduğu kabul  edilmez.

(3) Aşağıda sayılan fiiller tasarım hakkının kapsamı dışındadır;

a) Özel amaçla sınırlı kalan ve ticari amaç taşımayan fiiller.

b) Deneme amaçlı fiiller.

c) Ticari uygulamadaki dürüstlük kuralları ile bağdaşır olmak,  tasarımın normal kullanımını gereksiz şekilde tehlikeye sokmamak ve  kaynak göstermek şartları ile eğitim veya referans amaçlı çoğaltmalar.

ç) Yabancı ülkede kayıtlı olup geçici olarak Türkiye Cumhuriyeti  sınırları içinde bulunan deniz veya hava taşıt araçlarındaki ekipman, bu  araçların onarımı için kullanılmak üzere ithal edilen yedek parça ve  aksesuarlar ile bu araçların onarım fiilleri.

(4) Birleşik ürünün görünümüne bağımlı olan parçaların, birleşik ürüne  orijinal görünümünü yeniden kazandırmak üzere onarım amacıyla ve bu  parçaların kaynağı konusunda yanıltıcı olmamak şartıyla tasarımın piyasaya  ilk sürüldüğü tarihten üç yıl sonra kullanılması tasarım hakkının ihlali  sayılmaz.

(5) Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca yayımlanan eşdeğer parçaların  dördüncü fıkra kapsamında ve tasarımın piyasaya ilk sürüldüğü tarihten  itibaren üç yıl içinde kullanımı tasarım hakkının ihlali sayılmaz,

(6) Yayım erteleme talebinde bulunulan tasarımlar için, tasarımlara ait  görsel anlatımların Bültende yayımlanmasına kadar ikinci fıkra hükümleri  uygulanır.

Önceki kullanımdan doğan hak

MADDE 60- (1) Başvuru tarihinden önce, tescilli tasarımın koruma  kapsamına giren ve tescilli tasarımdan bağımsız olarak yapılan tasarımı  iyiniyetli olarak ticari amaçla ülke içinde kullanmakta olan veya kullanım  için ciddi ve gerçek tedbirler almış kişilere karşı önceki kullanımından  dolayı, bu hazırlıklarla sınırlı olmak üzere işletmenin makul ihtiyaçlarını  giderecek ölçüde tasarımı kullanma hakkı verilir. Önceki kullanımdan doğan  hak, sicile kaydedilerek Bültende yayımlanır.

(2) Önceki kullanımdan doğan hak, lisans verilmesi suretiyle  genişletilemez ve devredilemez. Bu hakkın devri işletmenin devriyle  mümkündür.

 

İKİNCİ KISIM
Başvuru, İnceleme ve Tescil
BİRİNCİ BÖLÜM
Tasarım Başvurusu, Rüçhan Hakkı ve İnceleme

Başvuru şartları, sınıflandırma ve çoklu başvuru

MADDE 61- (1) Tasarım başvurusu;

a) Başvuru sahibinin kimliğine ilişkin bilgileri içeren başvuru  formunu,

b) Tasarımın görünümünü yansıtan ve yayım yoluyla çoğaltılmaya  elverişli görsel anlatımım,

c) Tasarımın kullanıldığı veya uygulandığı ürünün adını,

ç) Tasarımcının veya tasarımcı grubundaki tasarımcıların adlarını,

d) Tescil isteme hakkının tasarımcı veya tasarımcılardan ne şekilde  elde edildiğine ilişkin bilgiyi,

e) Varsa yayım erteleme talebini,

f) Vekil tayin edilmişse vekile ilişkin bilgiyi,

kapsar.

(2) Başvuru konusunun iki boyutlu bir tasarım olması ve 66 ncı maddeye  göre yayım erteleme talebinde bulunulması hâlinde birinci fıkranın (b)  bendinde istenen görsel anlatım yerine tasarımın örneği verilebilir.

(3) Başvuruda ayrıca; tasarımın görsel anlatımını veya örneğini açıklayan  tarifname verilebilir, tasarımın kullanıldığı veya uygulandığı ürünlerin  sınıfı belirtilebilir. Bu madde kapsamında yer alan ürün adı, sınıfı ve  tarifnamede verilen bilgiler koruma kapsamını etkilemez.

(4) Başvuru işlemlerine ilişkin ücretlerin ödenmemesi ve süresi içinde  ödemeye ilişkin bilginin Kuruma sunulmaması hâlinde başvuru yapılmamış  sayılır.

(5) Tasarımın kullanıldığı veya uygulandığı ürünlerin  sınıflandırılmasında, 5/8/1997 tarihli ve 97/9731 sayılı Bakanlar Kurulu  Kararı ile katılmamız kararlaştırılan Endüstriyel Tasarımlara Uluslararası  Sınıflandırılmasına İlişkin Locarno Anlaşması hükümleri uygulanır.

(6) Birinci fıkranın (b) bendinde belirtilen, tasarımın görsel anlatımı  üzerinde yer alan yazılı ibareler, ifade ettikleri kavramlar üzerinde  inhisari hak sağlamaz.

(7) Birden çok tasarımın tescil talebi, ek başvuru ücretinin ödenmesi  şartıyla çoklu başvuru altında yapılabilir. Çoklu başvurularda, süslemeler  hariç olmak üzere, tasarımın kullanıldığı veya uygulandığı her bir ürünün,  aynı sınıfa dâhil olması gerekir.

(8) Çoklu başvuru veya çoklu tescili oluşturan tasarımlar bu Kanunun  uygulanmasında ayrı ayrı değerlendirilir,

(9) Çoklu başvuruda, yedinci fıkrada belirtilen şartlara uymayan  tasarımlar için tescil talebinde bulunulmuş veya tasarım sayısı belirlenen  sayıyı aşmışsa Kurum bu tasarımlar için bölünmüş başvuru yapılmasını ister.  Bölünmüş her başvuru için başvuru tarihi, ilk başvuru tarihidir. İlk  başvuruda rüçhan hakkı talep edilmişse bu hak bölünmüş her başvuruya da  tanınır.

 

(10) Tasarımcı, isminin başvuruda belirtilmemesi hâlinde, tasarımcı  olarak belirtilmesini isteme hakkına sahiptir. Ancak, tasarımcı isminin  gizli tutulmasını da talep edebilir. Başvuru sahibi tasarımcı değilse veya  tasarımcılardan sadece biri veya birkaçıysa, başvuru sahibinin tasarımcı  veya tasarımcılardan tasarım başvurusu yapma hakkını ne şekilde elde ettiği  başvuruda açıklanır.

(11) Tasarım başvurusunda yer alan imla hataları ve açık maddi hatalar,  tasarım örneğini değişikliğe uğratmaması şartıyla başvuru sahibinin talebi  üzerine düzeltilir.

(12) Çoklu başvuruda yer alabilecek tasarım sayısı ve başvuruya ilişkin  diğer usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir.

Rüçhan hakkı ve etkisi

MADDE 62- (1) Paris Sözleşmesi veya Dünya Ticaret Örgütü Kuruluş  Anlaşmasına taraf devletlerden birinin uyruğunda olan ya da bu devletlerden  birinin uyruğunda olmamakla birlikte bunlardan birinde yerleşim yeri veya  işler durumda ticari müessesesi bulunan gerçek ya da tüzel kişiler veya  bunların halefleri, bu devletlerin herhangi birinde yetkili mercilere  tasarım veya faydalı model tescili için usulüne uygun olarak yaptıkları  başvuru tarihinden İtibaren altı ay süreyle, Paris Sözleşmesi hükümleri  kapsamında aynı tasarım için Türkiye’de başvuru yapma konusunda rüçhan  hakkından yararlanır. Bu süre içinde kullanılmayan rüçhan hakları düşer.  Rüçhan hakkından yararlanalabilmesi için ilk başvuru yapılan devletin  yetkili makamından rüçhan hakkı belgesi alınması şarttır.

(2) Birinci fıkrada belirtilen gerçek veya tüzel kişiler ile bunların  halefleri, Paris Sözleşmesi veya Dünya Ticaret Örgütü Kuruluş Anlaşmasına  taraf olmayan bir devlette usulüne uygun tasarım başvurusu yapmışsa, birinci  fıkrada belirtilen esaslar çerçevesinde rüçhan hakkından yararlanır,

(3) Aynı devlete yapılmış olan ve önceki ilk başvuru ile aynı konudaki  sonraki bir başvuru; sonraki başvurunun yapıldığı tarihte, önceki başvurunun  kamunun incelemesine açılmadan ve geride herhangi bir hak bırakmadan geri  çekilmesi, geri çekilmiş sayılması veya reddedilmesi ve rüçhan hakkı  talebine temel oluşturmaması şartıyla, rüçhan hakkının belirlenmesinde ilk  başvuru olarak kabul edilir. Önceki başvuru, rüçhan hakkı talebi için  dayanak oluşturmaz.

(4) 3 üncü maddenin birinci fıkrasının (ç) bendinde belirtilen gerçek  veya tüzel kişiler hakkında da bu madde hükümleri uygulanır.

(5) Başvurusu yapılan tasarımı veya tasarımın uygulandığı ürünü  Türkiye’de açılan ulusal ya da uluslararası sergilerde ya da Paris  Sözleşmesi veya Dünya Ticaret Örgütü Kuruluş Anlaşmasına taraf devletlerde  açılan resmî ya da resmî olarak tanınan uluslararası sergilerde teşhir eden  3 üncü maddede belirtilen gerçek veya tüzel kişiler, sergideki teşhir  tarihinden itibaren altı ay içinde Türkiye’de başvuru yapma konusunda rüçhan  hakkından yararlanır.

(6) Başvurusu yapılan tasarım veya tasarımın uygulandığı ürün, sergide  görünür şekilde resmî açılış tarihinden önce teşhir edilmişse rüçhan hakkı  süresi ürünün sergiye konulduğu tarihten itibaren başlar.

(7) Bir sergide teşhir edilmiş ürünle aynı veya benzeri bir ürün hakkında  birden fazla tasarım başvurusu yapılması hâlinde, bu ürünü sergiye ilk koyan  kişi, ürünün sergiye aynı zamanda konularak teşhir edilmesi hâlinde ise ilk  başvuruda bulunan kişi rüçhan hakkından yararlanır.

 

(8) Birinci ve beşinci fıkralarda belirtilen süreler içinde rüçhan  hakkına dayanılarak başvuru yapıldığı takdirde, rüçhan hakkının doğduğu  tarihten itibaren üçüncü kişiler tarafından yapılan rüçhan hakkına konu  tasarım başvurusunun kapsamına giren başvurular ile bunlar adına yapılan  tasarım tescilleri hüküm ifade etmez.

Rüçhan hakkının talep edilmesi ve hükmü

MADDE 63- (1) Rüçhan hakkı talebi başvuruyla birlikte yapılır. Bu  talebe ilişkin belgeler, başvuru tarihinden itibaren üç ay içinde Kuruma  sunulur. Aksi takdirde rüçhan hakkından yararlanma talebi yapılmamış  sayılır.

(2) Rüçhan hakkının hüküm ve sonuçları, 62 nci maddenin birinci fıkrası  uyarınca rüçhan hakkının talep edildiği başvurunun tarihi veya 62 nci  maddenin beşinci ve altıncı fıkralarında belirtilen tarihler itibarıyla  doğar.

(3) Bir tasarım için birden fazla rüçhan hakkı talep edilmesi durumunda  rüçhan hakkı, geçerli olan ilk rüçhan tarihi itibarıyla başlar.

(4) Sergilerdeki teşhirden doğan rüçhan hakkı, 62 nci maddenin birinci  fıkrasına göre verilen rüçhan süresini uzatmaz.

(5) Rüçhan hakkı talebine ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle  belirlenir.

İnceleme

MADDE 64- (1) Kurum, başvurunun 61 ila 63 üncü maddelerde  belirtilen şartlara uygunluğunu inceler. İnceleme sonucunda 61 inci maddenin  birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde belirtilen şartlar bakımından  herhangi bir eksikliğin olmadığına karar verilmesi hâlinde başvuru tarihi,  başvurunun Kurum tarafından alındığı tarih itibarıyla kesinleşir.

(2) 61 ila 63 üncü maddeler uyarınca yapılan incelemede tespit edilen  eksikliklerin süresi içinde giderilmesi hâlinde başvuru tarihi, başvurunun  ilk yapıldığı tarih olarak kesinleşir. Ancak 61 inci maddenin birinci  fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde yer alan bilgi ve belgelerle ilgili  eksikliklerin süresi içinde giderilmesi hâlinde başvuru tarihi, bu  eksikliklerin giderildiği tarih olarak kesinleşir.

(3) Tasarım koruması başvuru tarihinin kesinleştiği tarihten itibaren  başlar.

(4) Eksikliklerin süresi içinde giderilmemesi hâlinde başvuru yapılmamış  sayılır.

(5) Rüçhan hakkı talebine ilişkin eksikliklerin giderilmemesi sadece  rüçhan hakkının kaybına neden olur,

(6) Kurum;

a) Tasarım veya ürün tanımına uygun olmayan,

b) Kamu düzenine veya genel ahlaka aykırı,

c) 3 üncü madde kapsamına girmeyen gerçek veya tüzel kişilerce  yapılan,

ç) Paris Sözleşmesinin 2 nci mükerrer 6 ncı maddesi kapsamında yer  alan hükümranlık alametleri ile bu kapsam dışında kalan ancak kamuyu  ilgilendiren, dinî, tarihî ve kültürel değerler bakımından halka mal  olmuş ve ilgili mercilerin tescil izni vermediği işaretlerin, armaların,  nişanların veya adlandırmaların uygunsuz kullanımım içeren,

d) Yeni olmadığı tespit edilen,

tasarım tescil taleplerini reddeder.

 

(7) Altıncı fıkranın (b) ve (ç) bentleri kapsamında verilen ret kararının  tasarımın sadece bir bölümüne ilişkin bulunması hâlinde, sadece o bölümle  ilgili kısmi ret kararı verilir. Kısmi ret sonucunda tescilin devamı için  kalan kısmın koruma şartlarını sağlaması ve tasarım kimliğini muhafaza  etmesi şarttır,

İKİNCİ BÖLÜM
Tescil ve Yayım

Tescil ve yayım

MADDE 65- (1) Kesinleşen ve 64 üncü madde hükmüne göre  reddedilmemiş başvuru, tescilli tasarım olarak sicile kaydedilir ve Bültende  yayımlanır.

(2) Sicil alenidir. Talep edilmesi ve ücretinin ödenmesi şartıyla sicil  örneği verilir.

(3) Sicile kayıt, yayım ve tescil işlemlerine ilişkin usul ve esaslar  yönetmelikle belirlenir.

Yayımın ertelenmesi

MADDE 66- (1) Başvuruyla birlikte başvuru sahibi, başvuru veya  varsa rüçhan tarihinden başlamak üzere otuz ay süreyle yayım erteleme  talebinde bulunabilir.

(2) Yayım erteleme talebi bulunan ve 64 üncü madde hükmüne göre  reddedilmemiş başvuru, tescil edilerek sicile kaydedilir. Ancak, tasarımın  görsel anlatımı ve başvuru dosyasına ilişkin bilgi ve belgeler üçüncü  kişilerin incelemesine kapalı tutulur.

(3) Sicile kaydedilmiş tasarıma ilişkin yayım erteleme talebi Bültende  yayımlanır.

(4) Kurum, yayım erteleme süresinin sona erdiği tarihte veya hak  sahibinin isteği üzerine daha önceki bir tarihte, başvuruyla ilgili bütün  kayıt ve belgeleri üçüncü kişilerin incelemesine açar ve yayımlar. Ancak,  yayımdan önce yayım ücretinin ödenmesi zorunludur. Başvuru sırasında sadece  tasarımın kullanıldığı veya uygulandığı ürünün örneği verilmiş ise tasarımın  yayıma uygun görsel anlatımının da verilmesi gerekir. Bu şartların süresi  içinde yerine getirilmemesi durumunda sicile kaydedilmiş tasarıma başvuru  tarihinden itibaren bu Kanunla sağlanan koruma hiç doğmamış sayılır.

(5) Tecavüz davasının, yayım erteleme süresi içinde açılabilmesi için  sicil kaydında ve başvuru dosyasındaki bilgilerin davalı tarafa bildirilmiş  olması şarttır.

(6) Yayım ertelemesi bulunan tasarımın yayım tarihi, görsel  anlatımlarının yayımlandığı tarihtir.

(7) Bu madde hükümleri, çoklu başvurudaki tasarımların bir kısmı hakkında  da uygulanabilir.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
İtiraz ve İtirazın İncelenmesi

Karara ve tescile itiraz

MADDE 67- (1) Başvuru sahipleri, 64 üncü madde uyarınca verilen  kararlara karşı, kararın bildirim tarihinden itibaren iki ay içinde  gerekçeli ve yazılı olarak itiraz edebilir.

(2) Üçüncü kişiler tasarım tescilinin yayım tarihinden itibaren üç ay  içinde ücretini ödeyerek tasarımın 55 inci maddenin birinci ve ikinci  fıkralarında yer alan tanımlara uygun olmadığı, 56 ncı ve 57 nci maddelerde  belirtilen şartları taşımadığı, 58 inci maddenin dördüncü fıkrası ve 64 üncü  maddenin altıncı fıkrasının (c) bendi kapsamında olduğu, başvurunun  kötüniyetli olduğu ve bir fikri mülkiyet hakkının yetkisiz kullanımım  içerdiği gerekçelerini ileri sürerek tescil belgesinin verilmesine yazılı  olarak itiraz edebilir,

(3) İkinci fıkra kapsamında yapılan itiraza ilişkin ücretin ödenmemesi  veya Ödemeye ilişkin bilginin süresi içinde Kuruma sunulmaması hâlinde  itiraz yapılmamış sayılır,

İtirazın incelenmesi

MADDE 68- (1) 67 nci maddeye göre yapılacak itirazlar, Kurul  tarafından incelenir.

(2) 64 üncü madde uyarınca verilen kararlara karşı yapılan itirazların  incelenmesi aşamasında ve gerekli görülen hâllerde başvuru sahibinin görüşü  alınır.

(3) 67 nci maddenin ikinci fıkrası uyarınca yapılan itirazlar,  görüşlerini açıklayabilmesi için başvuru sahibine bildirilir, İtiraz  sahibinden, bildirim tarihinden itibaren bir ay içinde sunulmak üzere ek  bilgi ve belge istenebilir. Bu süre içinde istenilen ek bilgi ve belgelerin  sunulmaması hâlinde itiraz mevcut bilgi ve belgeler kapsamında  değerlendirilir.

(4) İtiraz süresi boyunca veya itirazın incelenmesi aşamasında 64 üncü  madde ve yönetmelik hükümleri kapsamında başvuruda eksiklik olduğunun tespit  edilmesi hâlinde, işlemlere tamamlanmayan aşamadan devam edilir ve gerekli  görülen hâllerde alman kararlar Bültende yayımlanır.

(5) 67 nci maddenin ikinci fıkrası uyarınca yapılan itirazın kabul  edilmesi hâlinde, tasarımın tescili hükümsüz kılınır. 64 üncü maddenin  altıncı fıkrasının (b) ve (ç) bentleri ile fikri mülkiyet hakkının yetkisiz  kullanımı gerekçesiyle tasarımın bir kısmına yapılan itirazın kabul edilmesi  hâlinde ise sadece o kısmın tescili hükümsüz kılınır. Kısmi hükümsüzlük  sonucunda tescilin devamı için, kalan kısmın koruma şartlarını sağlaması ve  tasarım kimliğini muhafaza etmesi şarttır. Çoklu bir başvuruya yapılan  itirazın incelenmesi aşamasında, itiraza konu edilmeyen ancak itirazın eki  belgelerden hükümsüz kılınması gerektiği anlaşılan tasarım tescilleri üçüncü  fıkrada belirtilen usule uygun olarak resen hükümsüz kılınır.

(6) Bu madde uyarınca tescilin hükümsüzlüğüne karar verilmesi hâlinde, 79  uncu maddede belirtilen hükümsüzlük sonuçları doğar. Hükümsüzlük karan  Bültende yayımlanır.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

Koruma Süresi ve Yenileme

Tasarımın koruma süresi ve yenileme

MADDE 69- (1) Tescilli tasarımların koruma süresi başvuru  tarihinden itibaren beş yıldır. Bu süre beşer yıllık dönemler hâlinde  yenilenmek suretiyle toplam yirmi beş yıla kadar uzatılabilir,

(2) Tescilsiz tasarımların koruma süresi, koruma talep edilen tasarımın  kamuya ilk sunulduğu tarihten itibaren üç yıldır.

(3) Tasarım tescili, tasarım sahibinin talep etmesi ve yenileme ücretinin  ödendiğine ilişkin bilginin süresi içinde Kuruma sunulması şartıyla  yenilenir.

(4) Yenileme talebinin tasarım sahibi tarafından koruma süresinin sona  erdiği tarihten önceki altı ay içinde yapılması ve aynı süre içinde yenileme  ücretinin ödendiğine ilişkin bilginin

 

Kuruma sunulması gerekir. Bu süre içinde talebin yapılmaması veya  yenileme ücretinin ödendiğine ilişkin bilginin Kuruma sunulmaması hâlinde,  yenileme talebi, koruma süresinin sona erdiği tarihten itibaren altı aylık  süre içinde ek ücretin ödenmesi şartıyla da yapılabilir.

(5) Yenileme, önceki koruma süresinin sona erdiği tarihi izleyen günden  itibaren hüküm ifade eder. Yenileme, sicile kaydedilir ve Bültende  yayımlanır.

(6) Yenilenmeyen tasarımlara ilişkin tasarım hakkı, koruma süresinin  bittiği tarihte sona erer.

ÜÇÜNCÜ KISIM
Hak Sahipliği ve Gasp

Hak sahipliği

MADDE 70- (1) Tasarım hakkı, tasarımcıya veya onun haleflerine ait  olup devri mümkündür.

(2) Tasarım başvurusu veya tasarım birden çok kişiye aitse hak üzerindeki  ortaklık taraflar arasındaki anlaşmaya göre, böyle bir anlaşma yoksa  22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanunundaki paylı mülkiyete  ilişkin hükümlere göre belirlenir. Her hak sahibi diğerlerinden bağımsız  olarak aşağıdaki işlemleri kendi adına yapabilir:

a) Kendisine düşen pay üzerinde serbestçe tasarrufta bulunur.

b) Diğer hak sahiplerine bildirimde bulunarak tasarımı kullanabilir.

c) Tasarımdan doğan hakların herhangi bir şekilde tecavüze uğraması  hâlinde üçüncü kişilere karşı hukuk davası açabilir. Bu durumda davaya  katılabilmeleri için dava açan tarafından bir ay içinde diğer hak  sahiplerine bildirim yapılır.

(3) Tasarımın kullanılması amacıyla üçüncü kişilere lisans verilmesi için  hak sahiplerinin oybirliği şarttır. Ancak lisans verme konusunda oybirliği  sağlanamaması hâlinde mahkeme, lisans verme yetkisini hakkaniyet gereğince  hak sahiplerinden birine veya birkaçına verebilir.

(4) Üzerinde birden çok kişinin hak sahipliği söz konusu olsa dahi  tasarım başvurusu veya tasarımın devri ya da üzerlerinde hak tesisi için  bölünebilmeleri mümkün değildir.

Tasarımın gaspı

MADDE 71- (1) Tasarım başvurusu gerçek hak sahibi olmayan bir kişi  tarafından yapılmış veya tasarım bu kişi adına tescil edilmişse veya  tescilsiz tasarım gerçek hak sahibi olmayan bir kişi tarafından kamuya  sunulmuşsa, gerçek hak sahibi olduğunu iddia eden kişi, tasarım hakkından  doğan diğer hak ve talepleri saklı kalmak kaydıyla, tasarım sahipliğinin  kendisine devredilmesini veya tasarım sahibi olarak tanınmayı mahkemeden  talep edebilir.

(2) Tasarım üzerinde kısmi bir hakkın iddia edilmesi hâlinde, birinci  fıkra uyarınca ve paylı mülkiyet esaslarına göre hak sahipliği tanınması  talep edilebilir.

(3) Birinci ve ikinci fıkralarda belirtilen talepler, tescilli tasarımın  yayımlandığı tarihten veya tescilsiz tasarımın kamuya sunulduğu tarihten  itibaren üç yıl içinde ileri sürülmemesi hâlinde düşer. Ancak gerçek hak  sahibi olmayan kişinin kötüniyetli olması hâlinde hak düşürücü süre  uygulanmaz.

(4) Bu madde hükmüne göre açılan dava ve davada ileri sürülen talepler,  dava sonunda verilen kesin hüküm veya davayı herhangi bir şekilde sona  erdiren bütün diğer hâller talep üzerine sicile kaydedilerek Bültende  yayımlanır ve sicile kaydedildiği tarih itibarıyla iyiniyetli üçüncü  kişilere karşı hüküm ve sonuç doğurur.

(5) Dava devam ederken başvurunun tescil edilmesi durumunda başvurunun  gaspı davası, tasarımın gaspı davasına dönüşür.

Gaspın sona erdirilmesinin sonuçları

MADDE 72- (1) Tasarım sahipliğinin 71 inci madde hükmüne göre  değişmesi halinde, bu değişikliğin sicile kaydedilmesiyle üçüncü kişilerin o  tasarımla ilgili tüm haklan sona erer.

(2) Gerçek hak sahibi olmadığı sonradan anlaşılan kişi veya bu kişiyle  lisans sözleşmesi yapan kişi, gerçek hak sahibinin sicile kaydedildiği  tarihten önce tasarımı kullanmaya başlamışsa ya da kullanım için ciddi  hazırlıklar yapmışsa, gerçek hak sahibinden inhisari olmayan bir lisans  verilmesini iki ay içinde talep edebilir. Bu süre, gerçek tasarım sahibinin  sicile kaydedildiğinin Kurum tarafından ilgililere bildirildiği tarihten  itibaren başlar.

(3) Gerçek hak sahibi olmadığı sonradan anlaşılan kişi veya bu kişiden  lisans alan, kullanıma başladığı ya da kullanım için ciddi hazırlıklar  yaptığı sırada kötüniyetli ise ikinci fıkra hükmü uygulanmaz.

DÖRDÜNCÜ KISIM
Çalışanların Tasarımları

Hizmet ilişkisi ile diğer iş görme ilişkilerindeki  hak sahipliği

MADDE 73- (1) Aralarındaki özel sözleşmeden veya işin mahiyetinden  aksi anlaşılmadıkça çalışanların bir işletmede yükümlü olduğu faaliyeti  gereği gerçekleştirdiği ya da büyük ölçüde işletmenin deneyim ve  çalışmalarına dayanarak iş ilişkisi sırasında yaptığı tasarımların hak  sahibi, işverenleridir.

(2) Çalışanların bulunduğu işyerindeki genel faaliyet konusu bilgi ve  araçlardan faydalanmak suretiyle birinci fıkra kapsamı dışında yaptığı  tasarımların hak sahibi, talep edilmesi hâlinde işverenleridir.

(3) Çalışanların tasarımlarına ilişkin hükümler öğrenciler ve ücretsiz  olarak belirli bir süreye bağlı olmaksızın hizmet gören stajyerlerin  tasarımları ile 4/11/1981 tarihli ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 3  üncü maddesinin birinci fıkrasının (1) bendinde belirtilen öğretim  elemanlarının bilimsel çalışmalar veya araştırmalar sonucunda  gerçekleştirdiği tasarımlar hakkında da uygulanır.

(4) Hizmet ilişkisi dışında kalan iş görme sözleşmeleri çerçevesinde  yapılan tasarımlarda hak sahibi, taraflar arasında akdedilen sözleşme  hükümleri çerçevesinde belirlenir.

Çalışanlar tarafından yapılan tasarımlara ilişkin  hak talebinde bedel

MADDE 74- (1) Çalışanın, 73 üncü maddenin ikinci fıkrası  kapsamında yapmış olduğu tasarımın önemi dikkate alınarak tespit edilecek  bir bedel isteme hakkı vardır. Taraflar bu bedel konusunda anlaşamadıkları  takdirde söz konusu bedel mahkeme tarafından tespit edilir.

(2) 73 üncü maddenin üçüncü fıkrası kapsamında öğretim elemanlarınca  gerçekleştirilen tasarımlardan elde edilen gelirin yükseköğretim kurumu ve  tasarımcı arasındaki paylaşımı tasarımcıya gelirin en az yarısı verilecek  şekilde ilgili yükseköğretim kurumunun yönetim kurulunca belirlenir.

 

BEŞİNCİ KISIM
Lisans

Lisans

MADDE 75- (1) Tasarım hakkı, lisans sözleşmesine konu olabilir.

(2) Lisans, inhisari lisans veya inhisari olmayan lisans şeklinde  verilebilir. Sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa lisans, inhisari değildir,  inhisari olmayan lisans sözleşmelerinde, lisans veren tasarımı kendi  kullanabileceği gibi üçüncü kişilere de başka lisanslar verebilir. İnhisari  lisans sözleşmelerinde, lisans veren başkasına lisans veremez ve hakkını  açıkça saklı tutmadıkça kendisi de tasarımı kullanamaz.

(3) Sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa lisans sahipleri, lisanstan  doğan haklarını üçüncü kişilere devredemez veya alt lisans veremez.

(4) Sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa lisans hakkını alan kişi, lisans  süresince tasarımın kullanılmasına ilişkin her türlü tasarrufta bulunabilir.  Lisans alan, lisans sözleşmesinde yer alan şartlara uymak zorundadır. Aksi  takdirde tasarım sahibi, tasarımdan doğan haklarını lisans alana karşı ileri  sürebilir.

Hakkın devrinden veya lisans vermekten doğan  sorumluluk

MADDE 76- (1) Başvuru veya tescilden doğan tasarım hakkını  devreden ya da lisans veren kişinin bu işlemleri yapmaya yetkili olmadığının  sonradan anlaşılması hâlinde söz konusu kişi, bu durumdan ilgililere karşı  sorumlu olur,

(2) Tasarım başvurusunun geri çekilmesi, reddedilmesi, tasarım tescilinin  iptaline veya hükümsüzlüğüne karar verilmiş olması hâllerinde tarafların,  hakkı devreden veya lisans veren bakımından daha kapsamlı bir sorumluluğu  sözleşmeyle öngörmemiş olmaları hâlinde 79 uncu madde hükümleri uygulanır.  Bu madde hükmünden doğan tazminatı talep etme süresi, sorumluluk davasına  dayanak olan mahkeme kararının kesinleşme tarihinde başlar.

ALTINCI KISIM
Hakkın Sona Ermesi
BİRİNCİ BÖLÜM
Hükümsüzlük

Hükümsüzlük hâlleri

MADDE 77- (1) Aşağıdaki hâllerde tasarımın hükümsüz sayılmasına  mahkeme tarafından karar verilir:

a) 55 inci maddenin birinci ve ikinci fıkralarında yer alan tanımlara  uygun olmadığı, 56 ncı ve 57 nci maddelerde belirtilen şartları  taşımadığı, 58 inci maddenin dördüncü fıkrası ve 64 üncü maddenin  altıncı fıkrasının (c) bendi kapsamında olduğu, başvurunun kötüniyetle  yapıldığı ve bir fikri mülkiyet hakkının yetkisiz kullanımını içerdiği  ispat edilmişse.

b) Hak sahipliğinin başka kişiye veya kişilere ait olduğu ispat  edilmişse.

c) Sonradan kamuya açıklanan aynı veya benzer nitelikteki bir  tasarımın başvuru tarihi, tescilli bir tasarımın başvuru tarihinden önce  ise.

 

(2) 64 üncü maddenin altıncı fıkrasının (b) ve (ç) bentleri ile fikri  mülkiyet haklarının yetkisiz kullanımı gerekçesiyle tasarımın bir kısmına  ilişkin hükümsüzlük talebinin kabul edilmesi hâlinde, o kısmın tescili  hükümsüz kılınır. Kısmi hükümsüzlük sonucunda tescilin devamı için, kalan  kısmın koruma şartlarını sağlaması ve tasarım kimliğini muhafaza etmesi  şarttır.

Hükümsüzlük talebi

MADDE 78- (1) Tasarımın hükümsüzlüğü, ikinci fıkrada sayılan  hâller dışında menfaati olanlar tarafından istenebilir.

(2) Tasarımın hükümsüzlüğü, 77 nci maddenin birinci fıkrasının (c)  bendine göre sadece önceki hak sahibi; 70 inci ve 73 üncü maddelere göre ise  ancak tasarım hakkına sahip kişiler tarafından ileri sürülebilir.

(3) Tasarımın hükümsüzlüğüne ilişkin olarak koruma süresince veya tasarım  hakkının sona ermesini izleyen beş yıl içinde dava açılabilir.

(4) Hükümsüzlük davası, dava tarihinde sicilde tasarım sahibi olarak  kayıtlı kişiye karşı açılır. Tasarım üzerinde sicilde hak. sahibi olarak  görülen kişilerin davaya katılabilmelerini sağlamak için ayrıca bu kişilere  bildirim yapılır.

(5) Tescilsiz tasarımlarda hükümsüzlük davası, hak sahibi olduğunu iddia  eden kişiye karşı açılır.

Hükümsüzlüğün etkisi

MADDE 79- (1) Tasarımın hükümsüzlüğüne ilişkin karar geçmişe  etkili olup, tasarıma bu Kanunla sağlanan koruma hiç doğmamış sayılır.

(2) Tasarım sahibinin ağır ihmali veya kötüniyetli hareket etmesinden  zarar görenlerin tazminat talepleri saklı kalmak üzere, hükümsüzlüğün  geçmişe dönük etkisi aşağıdaki durumları etkilemez:

a) Hükümsüzlüğe karar verilmeden önce tasarımın sağladığı haklara  tecavüz nedeniyle verilen kesinleşmiş ve uygulanmış kararlar.

b) Hükümsüzlüğe karar verilmeden önce yapılmış ve uygulanmış  sözleşmeler.

(3) İkinci fıkranın (b) bendinde belirtilen sözleşme uyarınca ödenmiş  bedelin hakkaniyet gereğince kısmen veya tamamen iadesi talep edilebilir.

(4) Tasarımın hükümsüzlüğüne ilişkin kesinleşmiş karar herkese karşı  hüküm doğurur. Hükümsüzlük kararının kesinleşmesinden sonra mahkeme bu  kararı Kuruma resen gönderir. Hükümsüz kılman tasarım, Kurum tarafından  sicilden terkin edilir ve Bültende yayımlanır.

İKİNCİ BÖLÜM
Diğer
Sona Erme Hâlleri ve Sonuçları

Sona erme ve sonuçları

MADDE 80- (1) Tasarım hakkı;

a) Koruma süresinin dolması veya tescilin yenilenmemesi,

b) Hak sahibinin hakkından vazgeçmesi,

sebeplerinden birinin gerçekleşmesi ile sona erer.

 

(2) Başvuru veya tescil sahibi, tasarım hakkından tamamen veya kısmen  vazgeçebilir.

(3) Vazgeçmenin yazılı olarak Kuruma bildirilmesi gerekir. Vazgeçme,  sicile kayıt tarihi itibarıyla hüküm doğurur ve Bültende yayımlanır.

(4) Sicile kayıtlı hak ve lisans sahiplerinin izni olmadıkça, tasarım  sahibi bu hakkından vazgeçemez.

(5) Tasarım üzerinde, üçüncü bir kişi tarafından hak sahipliği iddia  edilmiş ve bu hususta alınan tedbir kararı sicile kaydedilmişse, bu kişinin  izni olmadıkça, tasarımdan doğan haklardan vazgeçilemez.

YEDİNCİ KISIM
Tasarım Hakkına Tecavüz

Tasarım hakkına tecavüz sayılan fiiller

MADDE 81- (1) Aşağıda belirtilen fiiller tasarım hakkına tecavüz  sayılır:

a) Tasarım sahibinin izni olmaksızın bu Kanun hükümlerine göre koruma  kapsamındaki bir tasarımın kullanıldığı veya uygulandığı ürünün aynısını  veya genel izlenim itibarıyla ayırt edilemeyecek kadar benzerini  üretmek, piyasaya sunmak, satmak, sözleşme yapmak için öneride bulunmak,  ticari amaçla kullanmak veya bu amaçlarla bulundurmak, başka bir şekilde  ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak,

b) Tasarım sahihi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz  genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek.

c) Tasarım hakkını gasp etmek.

(2) Başvuru, 65 inci maddeye göre tescil edilerek yayımlandığı takdirde,  tescil sahibi, tasarım hakkına yönelik olarak bu maddede sayılan  tecavüzlerden dolayı hukuk davası açma hakkına sahiptir. Tecavüz eden,  başvurudan ve kapsamından haberdar edilmişse başvurunun yayımlanmış olmasına  bakılmaz. Tecavüz edenin kötüniyetli olduğuna mahkeme tarafından  hükmolunursa yayımdan önce de tecavüzün varlığı kabul edilir.

(3) Koruma kapsamındaki tasarımın tescilli olduğuna ilişkin kaydın ürün,  ambalaj veya fatura üzerine konulmamış olması, bu maddede sayılan fiilleri  tasarım hakkına tecavüz olmaktan çıkarmaz.

(4) Tescilsiz tasarımlar için, tasarım 57 nci maddeye göre kamuya  sunulduğu takdirde, hak sahibi, tasarım hakkına yönelik ihlallerden dolayı  dava açmaya yetkilidir.

 

DÖRDÜNCÜ KİTAP
Patent ve Faydalı Model
BİRİNCİ KISIM
Patent Hakkı
BİRİNCİ BÖLÜM
 Patentlenebilirlik Şartları

Patentlenebilir buluşlar ve patentlenebilirliğin  istisnaları

MADDE 82- (1) Teknolojinin her alanındaki buluşlara yeni olması,  buluş basamağı içermesi ve sanayiye uygulanabilir olması şartıyla patent  verilir.

(2) Aşağıda belirtilenler buluş niteliğinde sayılmaz. Patent başvurusu  veya patentin aşağıda belirtilen konu veya faaliyetlerle ilgili olması  hâlinde, sadece bu konu veya faaliyetlerin kendisi patentlenebilirliğin  dışında kalır:

a) Keşifler, bilimsel teoriler ve matematiksel yöntemler.

b) Zihni faaliyetler, iş faaliyetleri veya oyunlara ilişkin plan,  kural ve yöntemler.

c) Bilgisayar programları.

ç) Estetik niteliği bulunan mahsuller, edebiyat ve sanat eserleri ile  bilim eserleri.

d) Bilginin sunumu.

(3) Aşağıda belirtilen buluşlara patent verilmez;

a) Kamu düzenine veya genel ahlaka aykırı olan buluşlar,

b) Mikrobiyolojik işlemler veya bu işlemler sonucu elde edilen  ürünler hariç olmak üzere, bitki çeşitleri veya hayvan ırkları ile bitki  veya hayvan üretimine yönelik esas olarak biyolojik işlemler.

c) İnsan veya hayvan vücuduna uygulanacak teşhis yöntemleri ile  cerrahi yöntemler dâhil tüm tedavi yöntemleri,

ç) Oluşumunun ve gelişiminin çeşitli aşamalarında insan bedeni ve bir  gen dizisi veya kısmi gen dizisi de dâhil olmak üzere insan bedeninin  öğelerinden birinin sadece keşfi.

d) İnsan klonlama işlemleri, insan eşey hattının genetik kimliğini  değiştirme işlemleri, insan embriyosunun sınai ya da ticari amaçlarla  kullanılması, insan ya da hayvanlara önemli bir tıbbi fayda  sağlamaksızın hayvanlara acı çektirebilecek genetik kimlik değiştirme  işlemleri ve bu işlemler sonucu elde edilen hayvanlar.

(4) Üçüncü fıkranın (a) bendi kapsamında buluşun ticari kullanımının  sadece mevzuatla yasaklanmış olması, bu kullanımın kamu düzenine veya genel  ahlaka aykırı olduğu anlamına gelmez.

(5) Üçüncü fıkranın (b) bendinde belirtilen mikrobiyolojik işlem,  mikrobiyolojik materyal içeren, mikrobiyolojik bir materyalle  gerçekleştirilen veya sonucunda mikrobiyolojik materyal oluşan herhangi bir  işlemi; esas olarak biyolojik işlem, melezleme ya da seleksiyon gibi tamamen  doğal bir olaydan oluşan bitki veya hayvan üretim usulünü ifade eder.

(6) Üçüncü fıkranın (c) bendinde yer alan hüküm, aynı bentte sayılan  yöntemlerin herhangi birinde kullanılan ürünler, özellikle madde ve  terkipler hakkında uygulanmaz.

 

Yenilik, buluş basamağı ve sanayiye uygulanabilir  olma

MADDE 83- (1) Tekniğin bilinen durumuna dâhil olmayan buluşun yeni  olduğu kabul edilir.

(2) Tekniğin bilinen durumu, başvuru tarihinden önce dünyanın herhangi  bir yerinde, yazılı veya sözlü tanıtım yoluyla ortaya konulmuş veya kullanım  ya da başka herhangi bir biçimde açıklanmış olan toplumca erişilebilir her  şeyi kapsar.

(3) Başvuru tarihinde veya bu tarihten sonra yayımlanmış olan ve başvuru  tarihinden Önceki tarihli ulusal patent ve faydalı model başvurularının ilk  içerikleri tekniğin bilinen durumu olarak dikkate alınır. Bu hüküm,

a) 5/1/1996 tarihli ve 96/7772 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile  katılmamız kararlaştırılan Patent İşbirliği Antlaşması uyarınca yapılan  uluslararası patent başvurularından, Patent İşbirliği Antlaşmasının 22  nci ve 39 uncu maddelerine göre yönetmelikte belirtilen şartlara uygun  olarak ulusal aşamaya giriş yapan patent ve faydalı model başvurularım,

b) 7/6/2000 tarihli ve 2000/842 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile  katılmamız kararlaştırılan Avrupa Patentlerinin Verilmesi ile İlgili  Avrupa Patent Sözleşmesinin 153 üncü maddesinin beşinci fıkrasındaki  gereklilikleri sağlayan, uluslararası başvuruya dayanan Avrupa patent  başvurularını ve Avrupa Patent Sözleşmesinin 79 uncu maddesinin ikinci  fıkrasına göre Türkiye’nin belirlendiği ve ilgili belirleme ücretinin  ödendiği Avrupa patent başvurularını,

da kapsar.

(4) Tekniğin bilinen durumu dikkate alındığında, ilgili olduğu teknik  alandaki uzmana göre aşikâr olmayan buluşun, buluş basamağı içerdiği kabul  edilir.

(5) Üçüncü fıkra uyarınca tekniğin bilinen durumu olarak dikkate alınan  başvuruların ve belgelerin içerikleri, buluş basamağının  değerlendirilmesinde dikkate alınmaz.

(6) Buluş, tarım dâhil sanayinin herhangi bir dalında üretilebilir veya  kullanılabilir nitelikteyse, sanayiye uygulanabilir olduğu kabul edilir.

Buluşa patent veya faydalı model verilmesini  etkilemeyen açıklamalar

MADDE 84- (1) Buluşa patent veya faydalı model verilmesini  etkileyecek nitelikte olmakla birlikte, başvuru tarihinden önceki on iki ay  içinde veya rüçhan hakkı talep edilmişse rüçhan hakkı tarihinden önceki on  iki ay içinde ve aşağıda sayılan durumlarda açıklama yapılmış olması buluşa  patent veya faydalı model verilmesini etkilemez:

a) Açıklamanın buluşu yapan tarafından yapılmış olması,

b) Açıklamanın patent başvurusu yapılan bir merci tarafından yapılmış  olması ve bu merci tarafından açıklanan bilginin;

1) Buluşu yapanın başka bir başvurusunda yer alması ve söz konusu  başvurunun ilgili merci tarafından açıklanmaması gerektiği hâlde  açıklanması.

2) Buluşu yapandan doğrudan doğruya veya dolaylı olarak bilgiyi  edinmiş olan üçüncü bir kişi tarafından, buluşu yapanın bilgisi veya  izni olmadan yapılan başvuruda yer alması.

c) Açıklamanın buluşu yapandan doğrudan doğruya veya dolaylı olarak  bilgi elde eden üçüncü kişi tarafından yapılmış olması.

(2) Birinci fıkraya göre, başvurunun yapıldığı tarihte patent veya  faydalı model isteme hakkına sahip olan her kişi buluşu yapan sayılır.

 

(3) Birinci fıkranın uygulanmasından doğan sonuçlar, süreyle sınırlı  değildir ve her zaman ileri sürülebilir.

(4) Birinci fıkranın uygulanması gerektiğini ileri süren taraf, şartların  gerçekleştiğini veya gerçekleşmesinin beklendiğini ispatla yükümlüdür.

İKİNCİ BÖLÜM
Patent Hakkının Kapsamı

Patent hakkının kapsamı ve sınırları

MADDE 85- (1) Patent sahibi, buluşun yeri, teknoloji alanı ve  ürünlerin ithal veya yerli üretim olup olmadığı konusunda herhangi bir ayrım  yapmaksızın patent hakkından yararlanır.

(2) Patent sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde aşağıda belirtilen  fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır:

a) Patent konusu ürünün üretilmesi, satılması, kullanılması veya  ithal edilmesi veya bu amaçlar İçin kişisel ihtiyaçtan başka herhangi  bir nedenle elde bulundurulması.

b) Patent konusu olan bir usulün kullanılması.

c) Kullanılmasının yasak olduğu bilinen veya bilinmesi gereken usul  patentinin kullanılmasının başkalarına teklif edilmesi,

ç) Patent konusu usul ile doğrudan doğruya elde edilen ürünlerin  satılması, kullanılması, ithal edilmesi veya bu amaçlar için kişisel  ihtiyaçtan başka herhangi bir nedenle elde bulundurulması.

(3) Aşağıda sayılan fiiller patentin sağladığı hakkın kapsamı dışındadır:

a) Sınai veya ticari bir amaç taşımayan ve özel maksatla sınırlı  kalan fiiller.

b) Patent konusu buluşu içeren deneme amaçlı fiiller.

c) İlaçların ruhsatlandırılması ve bunun için gerekli test ve  deneyler de dâhil olmak üzere, patent konusu buluşu içeren deneme amaçlı  fiiller.

ç) Sadece bir reçetenin oluşturulması için eczanelerde yapılan  ilaçların seri üretim olmadan hazırlanarak kullanılması ve bu şekilde  hazırlanan ilaçlara ilişkin fiiller,

d) Patent konusu buluşun Paris Sözleşmesine taraf devletlerin gemi,  uzay aracı, uçak veya kara nakil araçlarının yapımında veya  çalıştırılmasında veya bu araçların ihtiyaçlarının karşılanmasında, söz  konusu araçların geçici veya tesadüfi olarak Türkiye Cumhuriyeti  sınırları içinde bulunması şartıyla kullanılması.

e) 5/6/1945 tarihli ve 4749 sayılı Kanunla onaylanan Milletlerarası  Sivil Havacılık Anlaşmasının 27 nci maddesinde öngörülen ve bu madde  hükümlerinin uygulandığı bir devletin hava aracı ile ilgili fiiller.

(4) 8/1/2004 tarihli ve 5042 sayılı  Yeni Bitki Çeşitlerine Ait Islahçı Haklarının Korunmasına İlişkin Kanunda  tanımlanan küçük çiftçinin kendi işlediği arazisinde, patent sahibi  tarafından ya da onun izniyle satılan ya da başka bir ticari yolla sağlanan  patentli bir ürün ile yaptığı üretim sonucunda ortaya çıkan üründen elde  edeceği çoğaltım materyalim, yine kendi işlediği arazisinde yapacağı yeni  üretimler için kullanabilme hakkı vardır. Bu kullanım hakkı, 5042 sayılı  Kanun hükümlerine tabidir.

 

(5) Çiftçinin, patent sahibi tarafından veya onun izniyle satılan ya da  başka bir ticari yolla sağlanan patentli damızlık veya diğer hayvan üreme  materyalini, tarım amaçlı kullanma hakkı vardır. Bu hak, çiftçinin kendi  tarım etkinliğini sürdürme amacıyla hayvan ya da diğer hayvan üreme  materyalinin kullanılmasını kapsar. Bu hakkın kullanılmasına ilişkin usul ve  esaslar yönetmelikle belirlenir.

(6) Patentin konusu kanunlara, genel ahlaka, kamu düzenine veya genel  sağlığa zarar verecek şekilde kullanılamaz. Bu kullanım, mevcut veya  gelecekte kabul edilecek belirli veya belirsiz süreli kanuni yasaklamalara  ve sınırlamalara da bağlıdır.

Buluşun dolaylı kullanımının önlenmesi

MADDE 86- (1) Patent sahibinin, patent konusu buluşun  uygulanmasını mümkün kılan ve buluşun esasını teşkil eden bir kısmı ile  ilgili unsurların veya araçların üçüncü kişiler tarafından, patent konusu  buluşu kullanmaya yetkili olmayan kişilere verilmesini önleme hakkı vardır.  Bu hükmün uygulanabilmesi için söz konusu üçüncü kişilerin, bu unsurların  veya araçların buluşu uygulamaya yeterli olduğunu bilmeleri ve bu amaçla  kullanılacağım bilmeleri veya bu durumun yeterince açık olması gerekir,

(2) Birinci fıkrada sözü edilen unsurlar veya araçlar piyasada her zaman  bulunabilen ürünlerse üçüncü kişiler söz konusu yetkili olmayan kişileri  belirtilen fiilleri yapmaya teşvik etmediği takdirde birinci fıkra hükmü  uygulanmaz.

(3) 85 inci maddenin üçüncü fıkrasının (a), (b), (e) ve (ç) bentlerinde  belirtilen fiilleri yapanlar, birinci fıkra hükmüne göre patenti kullanmaya  yetkili olmayan kişilerden sayılmaz.

Önceki kullanımdan doğan hak

MADDE 87- (1) Başvuru tarihinde veya bu tarihten önce buluşu  iyiniyetli olarak ülke içinde kullanmakta olan veya kullanım için ciddi ve  gerçek tedbirler almış kişilere karşı, patent konusu buluşu aynı şekilde  kullanmaya devam etmelerini veya alınmış tedbirlere uygun olarak kullanmaya  başlamalarını, patent başvurusu veya patent sahibinin önleme hakkı yoktur.  Ancak söz konusu kişilerin patent konusu buluşu kullanmaya devam etmeleri  veya alınmış tedbirlere uygun kullanımları, sahip oldukları işletmenin makul  ihtiyaçlarını giderecek ölçüde olabilir. Önceki kullanımdan doğan hak,  lisans verilmesi suretiyle genişletilemez ve bu hak, ancak işletme ile  birlikte devredilebilir.

(2) Birinci fıkrada sözü edilen kişilerce satışa sunulmuş olan ürünlerle  ilgili fiiller, patentin sağladığı hakkın kapsamı dışındadır.

Kanuni tekel

MADDE 88- (1) Sermayesinin tamamı Devlete ait olup tekel  niteliğindeki mal ve hizmetleri, kamu yararı gözeterek üretmek ve pazarlamak  üzere kurulan ve gördüğü bu kamu hizmeti dolayısıyla ürettiği mal ve  hizmetler konusunda tekel hakkına sahip olan kamu iktisadi teşebbüslerinin  faaliyet alanına giren konularla ilgili bir buluş için patent verildiğinde,  tekel sahibinin buluşu kullanabilmesi patent sahibinin iznine bağlıdır.  Tekel sahibi iştigal ettiği sanayi alanında büyük ölçüde ekonomik yarar ve  önemli bir teknik ilerleme sağlayabilecek buluşları, kullanım hakkını elde  ederek uygulamakla yükümlüdür,

(2) Tekel sahibi patent konusu buluşun kullanımını elde etmek için,  patent sahibinden izin vermesini talep etme hakkına sahiptir. Tekel sahibi  böyle bir talepte bulunduğunda patent sahibi ondan patenti devralmasını  isteyebilir. Patent konusu buluşun kullanılması karşılığında veya patentin  tekel sahibince devralınması hâlinde ödenecek bedel taraflarca belirlenir.  Taraflara anlaşamamaları hâlinde, söz konusu bedel mahkemece tespit edilir.

(3) İkinci fıkra hükümleri saklı kalmak kaydıyla tekel, patentin  verilmesinden sonra oluşmuşsa patent sahibi tekel sahibinden buluşun  kullanılmakta olduğu işletme veya tesisatı da devralmasını talep etme  hakkına sahiptir. Tarafların anlaşamamaları hâlinde, söz konusu bedel  mahkemece tespit edilir.

(4) Mevcut bir kanuni tekel yüzünden patent konusu buluş  kullanılamıyorsa, söz konusu patent için yıllık ücret ödenmez.

Korumanın kapsamı

MADDE 89- (1) Patent başvurusu veya patentin sağladığı korumanın  kapsamı istemlerle belirlenir. Bununla birlikte istemlerin yorumlanmasında  tarifname ve resimler kullanılır.

(2) İstemler, kullanılan kelimelerin verdiği anlamla sınırlı olarak  yorumlanamaz. Ancak istemler, koruma kapsamının tespitinde, buluşu yapan  tarafından düşünülen fakat istemlerde talep edilmeyen, buna karşılık ilgili  teknik alanda uzman bir kişi tarafından tarifname ve resimlerin yorumlanması  ile ortaya çıkacak özellikleri kapsayacak şekilde genişletilemez.

(3) İstemler, başvuru veya patent sahibine hakkı olan korumayı sağlayacak  ve üçüncü kişilere de korumanın kapsamı açısından makul bir düzeyde kesinlik  ifade edecek şekilde yorumlanır.

(4) Patent başvurusunun sağladığı korumanın kapsamı, patentin verilmesine  kadar geçen süre için başvurunun yayımlanmış olan istemleri ile belirlenir.  Ancak patentin verildiği hâli veya itiraz veya hükümsüzlük işlemleri  sonucunda değiştirilmiş hâli, koruma alanının genişletilmemiş olması  şartıyla başvurunun sağladığı korumayı geçmişe dönük olarak belirler.

(5) Patent başvurusunun veya patentin sağladığı koruma kapsamının  belirlenmesinde, tecavüzün varlığının ileri sürüldüğü tarihte istemlerde  belirtilmiş unsurlara eşdeğer nitelikte olan unsurlar da dikkate alınır. Bir  unsur, esas itibarıyla istemlerde talep edilen unsur ile aynı işlevi  görüyor, bu işlevi aynı şekilde gerçekleştiriyor ve aynı sonucu ortaya  çıkarıyorsa, genel olarak istemlerde talep edilen unsurun eşdeğeri olarak  kabul edilir.

(6) İstemlerin kapsamını belirlemek için patentin verilmesi ile ilgili  işlemler sırasında veya patentin geçerliliği süresince, koruma kapsamının  belirlenmesinde patent başvurusu veya patent sahibinin beyanları dikkate  alınır.

(7) Patent, buluşla ilgili örnekler içeriyorsa istemler bu örneklerle  sınırlı olarak yorumlanamaz. Özellikle ürün veya usulün sahip olduğu ilave  özelliklerin patentte açıklanan örneklerde bulunmaması, bu örneklerde  bulunan özellikleri kapsamaması veya bu örneklerde belirtilen her amaç veya  özelliği gerçekleştirememesi hâllerinde, ürün veya usul istemlerle sağlanan  koruma kapsamının dışında tutulmaz.

 

İKİNCİ KISIM
Başvuru, Patentin Verilmesi ve İtiraz
BİRİNCİ BÖLÜM
Başvuru ve Rüçhan Hakkı

Patent başvurusu için gerekli belgeler ve başvuru  tarihinin kesinleşmesi

MADDE 90- (1) Patent başvurusu;

a) Başvuru formunu,

b) Buluş konusunu açıklayan tarifnameyi,

c) İstemleri,

ç) Tarifnamede veya istemlerde atıf yapılan resimleri,

d) Özeti,

e) Başvuru ücretinin ödendiğini gösterir bilgiyi,

kapsar.

(2) Tarifname, istemler, özet ve varsa resimler başvuru sırasında Paris  Sözleşmesi veya Dünya Ticaret Örgütü Kuruluş Anlaşmasına taraf veya  karşılıklılık ilkesini uygulayan devletlerin resmî dillerinden birinde  verilebilir.

(3) Aşağıdaki unsurların tamamının Kuruma verildiği tarih itibarıyla  patent başvuru tarihi kesinleşir ve başvuru işleme alınır:

a) Patent verilmesi talebi.

b) Başvuru sahibinin kimlik ve iletişim bilgileri.

c) Türkçe veya ikinci fıkrada belirtilen yabancı dillerden biri ile  yazılmış tarifname veya önceki bir başvuruya yapılan atıf.

(4) Buluş, genetik kaynağa veya genetik kaynakla bağlantılı geleneksel  bilgiye dayanıyorsa bu kaynağın nereden alındığına ilişkin açıklamaya,  patent başvurusunda yer verilir.

(5) Buluşu yapan, başvuruda belirtilir. Ancak buluşu yapan, isminin gizli  tutulmasını isteyebilir. Başvuru sahibinin buluşu yapan olmaması veya buluşu  yapanlardan sadece biri veya birkaçı olması hâlinde bu kişiler, patent  başvuru hakkını ne şekilde elde ettiklerini başvuruda açıklamak zorundadır,

(6) Buluşu yapanın başvuru veya patent sahibinden buluşu yapan olarak  tanınmasını ve adının belirtilmesini isteme hakkı vardır.

(7) Başvuruya ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir.

Buluş bütünlüğü ve bölünmüş başvuru

MADDE 91- (1) Patent veya faydalı model başvurusu, tek bir buluşu  veya tek bir genel buluş fikrini oluşturacak şekilde bir araya gelmiş  buluşlar grubunu içerir. Bu hükme uygun olmayan başvurular, başvuru  sahibinin talebi veya Kurumun bildirimi üzerine bölünmüş başvurulara  ayrılır.

(2) Buluş bütünlüğüne bakılmaksızın başvuru sahibinin talebi üzerine her  başvuru için bölünmüş başvuru yapılabilir.

 

(3) Bölünmüş başvuru, işlemleri devam eden başvuru ile ilgili olarak bu  başvuru konusunun kapsamını aşmayacak şekilde yapılır. Bölünmüş başvuruyla  birlikte geçmiş yıllara ait yıllık ücretler de ödenir.

(4) Bölünmüş her başvuru için başvuru tarihi, ilk başvurunun tarihidir.  İlk başvuruda rüçhan hakkı talep edilmişse bu hak bölünmüş her başvuruya da  tanınır.

(5) Bölünmüş başvurulara ilişkin diğer usul ve esaslar yönetmelikle  belirlenir.

(6) Bu maddeye uygun olarak yapılmayan bölünmüş başvurular işleme  alınmaz.

Buluşun açıklanması, tarifname, istemler ve özet

MADDE 92- (1) Buluş, buluş konusunun ilgili olduğu teknik alanda  uzman bir kişi tarafından buluşun uygulanabilmesini sağlayacak şekilde  yeterince açık ve tam olarak patent başvurusunda, tarifname, istemler ve  tarifnamede veya istemlerde atıf yapılan resimlerle açıklanır.

(2) Buluş, toplum tarafından erişilemeyen ve patent başvurusunda ilgili  teknik alandaki uzman tarafından buluşun uygulanmasına yeterli olacak  şekilde tanımlanamayan bir biyolojik materyalle ilgiliyse veya bu materyalin  kullanımım içeriyorsa bu materyalin tevdi edilmesi hâlinde, buluşun birinci  fıkraya uygun olarak açıklandığı kabul edilir.

(3) İkinci fıkraya göre tevdi edilen biyolojik materyal, tevdi  kuruluşunda erişilebilir olmaktan çıkarsa; bu materyalin 5/8/1997 tarihli ve  97/9731 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile katılmamız kararlaştırılan Patent  İşlemleri Amacıyla Mikroorganizmaların Tevdi Edilmesinin Uluslararası Kabulü  Konusunda Budapeşte Anlaşmasına uygun şekilde yeniden tevdi edilmesi ve  materyalin alındığına ilişkin tevdi kuruluşu tarafından verilen belgenin  suretinin tevdi tarihinden itibaren dört ay içinde patent başvurusunun veya  belgesinin numarası belirtilerek Kuruma gönderilmesi hâlinde, bu erişimin  kesintiye uğramadığı kabul edilir.

(4) istemlerin dayanağı tarifname olup, istemler korunması talep edilen  konuyu tanımlamalı, açık ve öz olmalı ve tarifnamede tanımlanan buluşun  kapsamını aşmamalıdır.

(5) Özet, sadece teknik bilgi verme amacını taşır. Başka amaçlar için  özellikle koruma kapsamının belirlenmesinde veya 83 üncü maddenin üçüncü  fıkrasının uygulanmasında kullanılmaz.

(6) Biyolojik materyalin tevdi edilmesine ilişkin şartlar yönetmelikle  belirlenir.

Rüçhan hakkı ve etkisi

MADDE 93- (1) Türkiye de dâhil olmak üzere Paris Sözleşmesi veya  Dünya Ticaret Örgütü Kuruluş Anlaşmasına taraf herhangi bir devlette patent  veya faydalı model için usulüne uygun bir başvuruda bulunmuş herhangi bir  kişi veya halefi, aynı buluş için Türkiye’de başvuru yapmak amacıyla, ilk  başvurunun yapıldığı tarihten itibaren on iki aylık süre içinde, rüçhan  hakkından yararlanır.

(2) Paris Sözleşmesi veya Dünya Ticaret Örgütü Kuruluş Anlaşmasına taraf  herhangi bir devletin ulusal mevzuatına göre veya yine bu devletlerin  oluşturduğu ikili veya çok taraflı anlaşmalara ya da bu Kanuna göre, usulüne  uygun yapılmış ulusal başvuruya eşdeğer her başvurunun rüçhan hakkı  doğuracağı kabul edilir.

(3) Usulüne uygun yapılmış ulusal başvuru, başvurunun yapıldığı tarihi,  başvurunun sonucu ne olursa olsun, başvuru tarihi olarak almaya yeterli bir  başvurudur.

 

(4) Aynı devlete yapılmış olan ve önceki ilk başvuru ile aynı konudaki  sonraki bir başvuru sonraki başvurunun yapıldığı tarihte, önceki başvurunun  kamunun incelemesine açılmadan ve geride herhangi bir hak bırakmadan geri  çekilmesi, geri çekilmiş sayılması veya reddedilmesi ve bir rüçhan hakkı  talebine temel oluşturmaması şartıyla rüçhanın belirlenmesinde ilk başvuru  olarak kabul edilir. Bu durumda önceki başvuru rüçhan hakkı talebi için  dayanak oluşturmaz.

(5) İlk başvuru, Paris Sözleşmesi veya Dünya Ticaret Örgütü Kuruluş  Anlaşmasına taraf olmayan bir devletin sınai mülkiyet makamına yapılmışsa bu  makamın, Paris Sözleşmesinde belirtilenlerle eşdeğer etkiler ve şartlar  altında, Türkiye’ye yapılan bir ilk başvurunun rüçhan hakkı doğurduğunu  kabul etmesi durumunda, karşılıklılık ilkesi uyarınca bu başvuru hakkında  birinci ila dördüncü fıkra hükümleri uygulanır.

(6) Türkiye’de açılan ulusal veya uluslararası sergiler ile Paris  Sözleşmesine taraf ülkelerde açılan resmî veya resmî olarak tanınan  uluslararası sergilerde, patent veya faydalı model konusunu kapsayan ürününü  teşhir eden gerçek veya tüzel kişiler, sergideki teşhir tarihinden itibaren  on iki ay içinde Türkiye’de patent veya faydalı model almak için başvuru  yapma konusunda rüçhan hakkından yararlanır.

(7) Rüçhan tarihi, 83 üncü maddenin ikinci ve üçüncü fıkraları ile 109  uncu maddenin üçüncü fıkrasının uygulanmasında başvuru tarihi etkisine sahip  olur.

Rüçhan hakkının talep edilmesi ve hükmü

MADDE 94- (1) Rüçhan hakkı talebi, ücreti ödenerek başvuruyla  birlikte veya başvuru tarihinden itibaren iki ay içinde yapılır ve bu talebe  ilişkin belgeler, başvuru tarihinden itibaren üç ay içinde Kuruma sunulur.  Aksi takdirde rüçhan hakkı talebi yapılmamış sayılır.

(2) Başvuruda, farklı ülkelerden kaynaklanmış olmasına bakılmaksızın  birden çok rüçhan hakkı talep edilebilir. Uygun durumda, her bir istem için  birden çok rüçhan hakkı talep edilebilir. Birden çok rüçhan hakkı talep  edildiği durumda, rüçhan tarihinden itibaren işleyen süreler, rüçhanın en  erken tarihli olanından başlar.

(3) Bir veya birden çok rüçhan hakkı talebinde bulunulmuşsa rüçhan hakkı  sadece rüçhan hakkının doğduğu başvuru veya başvuruların içerdiği unsurları  kapsar.

(4) Rüçhan hakkı talep edilen buluşun belirli unsurları, rüçhan hakkının  doğduğu patent başvurusunun istemlerinde yer almamış olsa dahi, rüçhan  hakkının doğduğu patent başvurusunun bir bütün olarak bu unsurları açıkça  belirtmesi şartıyla rüçhan hakkı bu unsurlar için de kabul edilir.

(5) Rüçhan hakkı talebine ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle  belirlenir.

İKİNCİ BÖLÜM
Patentin Verilmesi

Başvurunun şeklî şartlara uygunluk açısından  incelenmesi

MADDE 95- (1) 90 ncı maddenin üçüncü fıkrasında belirtilen  unsurlardan herhangi birinin eksik olması hâlinde başvuru işleme alınmaz.

(2) İşleme alman başvuruda 90 ncı maddenin birinci fıkrasında belirtilen  unsurlardan en az birinin eksik olması veya 90 inci maddenin ikinci fıkrası  gereğince unsurların yabancı dilde verilmesi hâlinde, bildirime gerek  olmaksızın başvuru tarihinden itibaren iki ay içinde eksiklikler giderilir  veya Türkçe çeviriler verilir. Aksi takdirde, başvuru geri çekilmiş sayılır.

(3) Kurum, 90 inci maddenin birinci fıkrasında belirtilen unsurları tam  olan veya ikinci fıkraya uygun olarak unsurları tamamlanan başvuruyu, 90 ncı  maddenin dördüncü ve beşinci fıkraları ile yönetmelikle belirlenen diğer  şeklî şartlara uygunluk bakımından inceler.

(4) Başvurunun şeklî şartlara uygun olmadığı anlaşılırsa, başvuru  sahibinden bildirim tarihinden itibaren iki ay içinde eksikliği gidermesi  istenir. Eksikliğin bu süre içinde giderilmemesi hâlinde başvuru reddedilir.

(5) Başvurunun şeklî şartlara uygunluk bakımından eksikliğinin olmadığı  anlaşılırsa veya eksiklikler süresi içinde giderilirse 96 ncı madde hükmü  uyarınca araştırma raporu düzenlenir.

Araştırma talebi, araştırma raporunun düzenlenmesi  ve yayımlanması

MADDE 96- (1) Başvuru sahibi başvuruyla birlikte veya bildirime  gerek olmaksızın başvuru tarihinden itibaren on iki ay içinde ücretini  ödemek kaydıyla araştırma talebinde bulunur. Aksi takdirde başvuru geri  çekilmiş sayılır.

(2) Başvuru sahibinin birinci fıkra hükmüne uygun olarak araştırma  talebinde bulunması durumunda, başvurunun şeklî şartlara uygunluk bakımından  eksikliğinin olmadığı anlaşılırsa veya eksiklikler süresi içinde giderilirse  araştırma raporu düzenlenir, başvuru sahibine bildirilir ve Bültende  yayımlanır. Araştırma raporu, başvurunun 97 nci madde uyarınca yayımlanmış  olması hâlinde ayrı olarak, yayımlanmamış olması hâlinde ise başvuru ile  birlikte Bültende yayımlanır.

(3) Başvuru konusunun 82 nci maddenin ikinci ve üçüncü fıkraları  kapsamına girdiği sonucuna varılırsa veya tarifnamenin ya da tüm istemlerin  yeterince açık olmaması araştırma raporunun düzenlenmesini engelliyorsa  araştırma raporu düzenlenmez. Başvuru sahibinden bu konudaki itirazlarım  veya başvurudaki değişikliklerini, bildirim tarihinden itibaren üç ay içinde  sunması istenir. Bu süre içinde itirazda bulunulmaması veya itirazın ya da  yapılan değişikliklerin Kurum tarafından kabul edilmemesi hâlinde başvuru  reddedilir. İtirazın ve varsa yapılan değişikliklerin kabul edilmesi hâlinde  araştırma raporu düzenlenir, başvuru sahibine bildirilir ve Bültende  yayımlanır.

(4) Bakanlar Kurulu, birinci fıkrada belirtilen on iki aylık araştırma  talebi süresini yarısına kadar indirmeye yetkilidir.

(5) Araştırma talebinin yapılması ve araştırma raporunun düzenlenmesine  ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir.

Başvurunun yayımlanması ve etkileri

MADDE 97- (1) Başvuru veya varsa rüçhan tarihinden itibaren on  sekiz aylık sürenin dolması veya bu süre dolmadan başvuru sahibinin erken  yayım talebi üzerine, patent veya faydalı model başvurusu Bültende  yayımlanır.

(2) Patent başvurusunun yayımlandığı tarihten itibaren üçüncü kişiler,  patent başvurusuna konu olan buluşun patent verilebilirliğine ilişkin  görüşlerini sunabilir. Ancak bu kişiler, bu aşamada Kurum nezdindeki  işlemlere taraf olamaz.

(3) Birinci fıkrada belirtilen on sekiz aylık süre dolmadan önce patent  verilmesi kararı verilmişse patent başvurusu ve patent birlikte yayımlanır.

 

(4) Bu Kanun hükümlerine göre patente sağlanan koruma, patent  başvurusunun Bültende yayımlandığı tarihten itibaren, başvuru sahibine  geçici olarak tanınır.

(5) Patent başvurusu sahibinin izni olmadan başvuru konusu buluşu  kullanan kişi, patent başvurusu ve kapsamından haberdar edilmişse dördüncü  fikrada belirtilen koruma, başvurunun yayımlandığı tarihten önce de söz  konusu olur.

(6) Patent başvurusuna konu olan buluş, mikroorganizmalarla ilgiliyse  koruma mikroorganizmanın erişilebilir hâle gelmesinden itibaren başlar.

(7) Patent başvurusunun geri çekilmesi, geri çekilmiş sayılması veya  reddedilmesi hâlinde yukarıdaki fıkralarda belirtilen sonuçlar doğmamış  sayılır.

(8) Başvurunun yayımlanması ve üçüncü kişi görüşlerinin sunulmasına  ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir.

İnceleme talebi, inceleme raporunun düzenlenmesi ve  patentin verilmesi

MADDE 98- (1) Başvuru sahibi, araştırma raporunun bildirim  tarihinden itibaren üç ay içinde ücretini ödeyerek incelemenin yapılmasını  talep eder. Aksi takdirde başvuru geri çekilmiş sayılır.

(2) Kurum, başvuru sahibinin inceleme talebi üzerine başvurunun ve buna  ilişkin buluşun, bu Kanun hükümlerine uygunluğunu inceler.

(3) Başvurunun veya buna ilişkin buluşun bu Kanun hükümlerine uygun  olmadığı tespit edilirse başvuru sahibine, görüşlerini sunması ve başvurunun  kapsamını aşmaması şartıyla değişiklikler yapması konusunda bildirim yapılır  ve gerekli görüldükçe bu tür bildirimler tekrarlanır, Ancak bu kapsamda  yapılacak bildirimlerin sayısı üçten fazla olamaz.

(4) Başvuru sahibine üçüncü fıkrada belirtilen bildirimlere görüş sunması  veya değişiklik yapabilmesi için bildirim tarihinden itibaren üç aylık süre  tanınır. Bu süre içinde görüş bildirilmediği veya değişiklik yapılmadığı  takdirde başvuru geri çekilmiş sayılır.

(5) Yapılan inceleme sonucunda düzenlenen inceleme raporunda başvuru ve  buna ilişkin buluşun bu Kanun hükümlerine uygun olduğunun belirtilmiş olması  hâlinde patentin verilmesine karar verilir, başvuru sahibine bildirilir, bu  karar ve patent Bültende yayımlanır.

(6) İnceleme raporuna göre patentin verilebilmesi için değişiklik  yapılmasının gerekli olduğu durumda bildirim tarihinden itibaren iki ay  içinde değişikliklerin yapılması istenir. Yapılan değişikliklerin kabul  edilmesi hâlinde patentin verilmesine karar verilir, bu durum başvuru  sahibine bildirilir, bu karar ve patent Bültende yayımlanır. Değişikliklerin  yapılmaması veya yapılan değişikliklerin Kurum tarafından kabul edilmemesi  hâlinde başvuru geri çekilmiş sayılır, bu karar başvuru sahibine bildirilir  ve Bültende yayımlanır.

(7) Patentin verilmesine ilişkin yayımdan sonra talep edilmesi ve belge  düzenleme ücretinin ödenmesi hâlinde, düzenlenen belge patent sahibine  verilir,

(8) İnceleme raporunda, başvurunun ve buna ilişkin buluşun bu Kanun  hükümlerine uygun olmadığı belirtilmişse başvuru Kurum tarafından  reddedilir, bu karar başvuru sahibine bildirilir ve Bültende yayımlanır.

(9) Patentin verilmiş olması, onun geçerliliği ve yararlılığı konusunda  Kurum tarafından garanti verildiği şeklinde yorumlanamaz, Kurumun  sorumluluğunu da doğurmaz.

 

(10) İnceleme talebi, inceleme raporunun düzenlenmesi ve patentin  verilmesine ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir.

ÜÇÜNCÜBÖLÜM
İtiraz ve İtirazın İncelenmesi

İtiraz ve itirazın incelenmesi

MADDE 99- (1) Üçüncü kişiler, patentin verilmesi kararının  Bültende yayımlanmasından itibaren altı ay içinde ücretini ödeyerek söz  konusu patente;

a) Patent konusunun, 82 nci ve 83 üncü maddelere göre patent  verilebilirlik şartlarım taşımadığı,

b) Buluşun, 92 nci maddenin birinci ila üçüncü fıkraları uyarınca  yeterince açıklanmadığı,

c) Patent konusunun, başvurunun ilk hâlinin kapsamım aştığı veya  patentin, 91 inci maddeye göre yapılan bölünmüş bir başvuruya veya 110  uncu maddenin üçüncü fıkrasının (b) bendine göre yapılan bir başvuruya  dayanması durumunda en önceki başvurunun ilk hâlinin kapsamını aştığı,

gerekçelerinden en az birini ileri sürerek itiraz edebilir.

(2) İtiraza ilişkin ücretin birinci fıkrada belirtilen süre içinde  ödenmemesi veya itirazın yönetmelikle belirlenen şartlara uygun olarak  yapılmaması hâlinde itiraz yapılmamış sayılır,

(3) İtiraz yapılmaması veya itirazın yapılmamış sayılması durumunda,  patentin verilmesi hakkındaki karar kesinleşir ve nihai karar Bültende  yayımlanır.

(4) Kurum, yapılan itirazı patent sahibine bildirir. Patent sahibi bu  bildirim tarihinden itibaren üç ay içinde görüşlerini sunabilir veya  patentte değişiklikler yapabilir. İtiraz, patent sahibinin görüşleri ve  patentte değişiklik talepleri de dikkate alınarak, Kurul tarafından  incelenir.

(5) Kurul, patentin veya değiştirilmiş hâlinin bu Kanuna uygun olduğu  görüşündeyse patentin ya da varsa değiştirilmiş hâlinin devamına, uygun  olmadığı görüşündeyse patentin hükümsüzlüğüne karar verir ve bu durumda 139  uncu maddede belirtilen hükümsüzlük sonuçları doğar. Hükümsüzlük kararı  Bültende yayımlanır.

(6) Kurul, patentin veya değiştirilmiş hâlinin bu Kanuna kısmen uygun  olduğu görüşündeyse patentin bu kısım itibarıyla devamına karar vererek  patent sahibinden bildirim tarihinden itibaren iki ay içinde gerekli  değişiklikleri yapmasını ister. Söz konusu değişikliğin yapılmaması veya  yapılan değişikliğin kabul edilmemesi hâlinde patentin hükümsüzlüğüne karar  verilir ve bu durumda 139 uncu maddede belirtilen hükümsüzlük sonuçları  doğar. Hükümsüzlük kararı Bültende yayımlanır.

(7) İtiraz sonucunda verilen nihai karar Bültende yayımlanır. Beşinci ve  altıncı fıkra uyarınca patentin değiştirilmiş hâliyle devamına karar  verilmesi durumunda, patentin değiştirilmiş hâli Bültende yayımlanır.

(8) İtiraz ve itirazın incelenmesine ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle  belirlenir.

Kurum kararlarına itiraz

MADDE 100- (1) 99 uncu madde hükümleri saklı kalmak üzere. Kurumun  almış olduğu kararlara patent başvurusu sahibi, patent sahibi veya ilgili  üçüncü kişiler tarafından kararın

 

bildirim tarihinden itibaren iki ay içinde itiraz edilebilir. Bu madde  kapsamında yapılan itirazlar Kurul tarafından incelenir.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Koruma Süresi ve Yıllık Ücretler

Koruma süresi ve yıllık ücretler

MADDE 101- (1) Başvuru tarihinden başlamak üzere, patentin koruma  süresi yirmi yıl, faydalı modelin koruma süresi on yıldır. Bu süreler  uzatılamaz.

(2) Patent başvurusu veya patentin korunması için gerekli olan yıllık  ücretler, patentin koruma süresi boyunca, başvuru tarihinden itibaren ikinci  yılın sona erdiği tarihte ve devam eden her yıl vadesinde ödenir. Vade  tarihi, başvuru tarihine tekabül eden ay ve gündür.

(3) Yıllık ücretler, ikinci fıkrada belirtilen vadede ödenmemesi hâlinde,  ek ücretle birlikte vadeyi takip eden altı ay içinde de ödenebilir.

(4) Yıllık ücretlerin üçüncü fıkrada belirtilen sürede de ödenmemesi  hâlinde, patent hakkı bu ücretin vade tarihi itibarıyla sona erer, patent  hakkının sona erdiğine ilişkin bildirim yapılır ve bu durum Bültende  yayımlanır. Patent hakkının sona erdiğine ilişkin bildirim tarihinden  itibaren iki ay içinde telafi ücretinin ödenmesi hâlinde patent hakkı,  ücretin ödendiği tarih itibarıyla yeniden geçerlilik kazanır ve Bültende  yayımlanır. Patent hakkının sona erdiğine ilişkin bildirim en geç patent  hakkının sona erdiği vade tarihinden başlayan bir yıllık sürenin bitimine  kadar yapılır.

(5) Patentin yeniden geçerlilik kazanması, patent hakkının sona ermesi  sonucunda hak kazanmış üçüncü kişilerin kazanılmış haklarını etkilemez.  Üçüncü kişilerin haklan ve bunların kapsamı, mahkeme tarafından belirlenir.

ÜÇÜNCÜ KISIM
Patent Sürecine İlişkin İşlemler

Patent başvurusu ve patentin üçüncü kişilerce  incelenmesi

MADDE 102- (1) Henüz yayımlanmamış patent başvurulan, başvuru  sahibinin yazılı izni olmadan üçüncü kişiler tarafından incelenemez.

(2) Başvuru sahibinin, başvurunun sağladığı haklarını kendilerine karşı  ileri sürmek istediğini ispat edebilen üçüncü kişiler, başvuru sahibinin  izni olmaksızın, henüz yayımlanmamış patent başvurusunu inceleyebilir.

(3) 91 inci maddeye göre yapılan bölünmüş başvurunun veya 110 uncu  maddenin üçüncü fıkrasının (b) bendine göre yapılan yeni patent başvurusunun  yayımlanmış olması hâlinde, önceki patent başvurusu, başvuru sahibinin izni  olmaksızın, başvurunun yayımlanmasından önce üçüncü kişiler tarafından  incelenebilir.

(4) Patent başvurusu ve patentin üçüncü kişilerce incelenmesine ilişkin  usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir.

 

Patent başvurusunda ve patentte yapılacak  değişiklikler ve düzeltmeler

MADDE 103- (1) Patent başvurusu, Kurum nezdinde yapılan işlemler  süresince başvurunun ilk hâlinin kapsamım aşmamak şartıyla, başvuru sahibi  tarafından değiştirilebilir.

(2) Patente itiraz edilmişse Kurum tarafından itiraza ilişkin nihai karar  verilinceye kadar patentin sağladığı korumanın kapsamım aşmamak şartıyla  patent, patent sahibi tarafından değiştirilebilir.

(3) Patent başvurusu veya patent dokümanlarında yer alan imla hataları ve  açık maddi hatalar talep üzerine düzeltilir,

(4) Patent başvurusunda ve patentte yapılacak değişiklikler ve  düzeltmelere ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir,

Patent başvurusunun faydalı model başvurusuna ve  faydalı model başvurusunun patent başvurusuna dönüştürülmesi

MADDE 104- (1) Patent başvurusu sahibi, işlemleri devam eden  başvurusunun faydalı model başvurusuna dönüştürülmesini talep edebilir.  Böyle bir talep yapılması hâlinde Kurum, bildirim tarihinden itibaren bir ay  içinde gerekli belgeleri vermesi ve araştırma ücretini de ödeyerek araştırma  talebinde bulunması gerektiğini başvuru sahibine bildirir. Bu süre içinde  gerekli şartların yerine getirilmemesi hâlinde, dönüştürme talebi yapılmamış  sayılır ve başvuru, patent başvurusu olarak işlem görmeye devam eder. Bu  süre içinde gerekli şartların yerine getirilmesi hâlinde, başvuru hakkında  143 üncü maddenin altıncı ila onbirinci fıkralarında yer alan hükümler  uygulanır.

(2) Faydalı model başvuru sahibi, en geç araştırma raporunun bildirim  tarihini takip eden üç aylık sürenin bitimine kadar faydalı model  başvurusunun patent başvurusuna dönüştürülmesini talep edebilir. Böyle bir  talepte bulunulması hâlinde, Kurum, bildirim tarihinden itibaren bir ay  içinde gerekli belgeleri vermesi ve araştırma ücretini de ödeyerek araştırma  talebinde bulunması gerektiğini başvuru sahibine bildirir. Bu süre içinde  gerekli şartların yerine getirilmemesi hâlinde, dönüştürme talebi yapılmamış  sayılır ve başvuru, faydalı model başvurusu olarak işlem görmeye devam eder.  Bu süre içinde gerekli şartların yerine getirilmesi hâlinde, bu Kanunun  patent verilmesi ile ilgili hükümleri uygulanır.

(3) Başvurunun yayımlanmış olması hâlinde, patent başvurusunun faydalı  model başvurusuna ya da faydalı model başvurusunun patent başvurusuna  dönüştürülmesinin kabulü konusundaki Kurum kararı Bültende yayımlanır.

(4) Patent başvurusunun faydalı model başvurusuna ya da faydalı model  başvurusunun patent başvurusuna dönüştürülmesi hâlinde, dönüşen başvuru için  rüçhan hakkı talep edilmişse aynı rüçhan hakkı dönüşmüş başvuru için de  tanınır.

(5) Patent başvurusundan faydalı model başvurusuna veya faydalı model  başvurusundan patent başvurusuna dönüştürülmüş başvurular için yapılan  yeniden dönüştürme talepleri işleme alınmaz.

(6) Patent başvurusunun faydalı model başvurusuna ve faydalı model  başvurusunun patent başvurusuna dönüştürülmesine ilişkin usul ve esaslar  yönetmelikle belirlenir.

Patent başvurusunun geri çekilmesi

MADDE 105- (1) Patent başvurusu, patentin verildiğinin ilan  edildiği tarihten önce başvuru sahibi tarafından her zaman geri çekilebilir.  Yayımlanmış bir patent başvurusunun geri çekildiği Bültende yayımlanır.  Başvurunun geri çekildiği Bültende yayımlandıktan sonra bu talepten  vazgeçilemez.

(2) Başvuru, sicilde patent başvurusu üzerinde hak tesis etmiş üçüncü  kişilerin rızası olmaksızın geri çekilemez.

(3) Henüz yayımlanmamış bir patent başvurusu geri çekildiği, geri  çekilmiş sayıldığı veya reddedildiği takdirde aynı buluş konusu için yeni  bir patent başvurusu yapılabilir.

(4) Yayımlanmış başvuru geri çekilirse aynı buluş konusunda yeniden  başvuru yapılamaz.

Sicile kayıt ve hükümleri

Madde 106- (1) Patent başvuruları ve patent, sicile kaydedilir.  Sicil alenidir. Talep edilmesi ve ücretinin ödenmesi şartıyla patentin  onaylı sureti verilir. Sicile kayıt, yayım ve tescil işlemlerine ilişkin  usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir.

(2) 111 inci maddenin birinci fıkrası hükmü saklı kalmak üzere, patent  başvuruları veya patentlere ilişkin devirler ve lisanslar ile patent  başvurularım ya da patentleri etkileyen iradi veya mecburi tasarruflar  iyiniyetli üçüncü kişilere karşı sicile kayıt tarihinden itibaren hüküm  doğurur.

(3) Patent başvurusunun veya patentin sağladığı haklar, usulüne uygun bir  şekilde sicile kaydedilmedikçe, iyiniyetli üçüncü kişilere karşı ileri  sürülemez.

(4) Patent başvurusunun veya patentin sağladığı hakları ileri süren kişi,  patent başvurusu veya patentin numarasını, haklarını ileri sürdüğü kişilere  bildirmek zorundadır.

(5) Bir ürün ile bunun etiketleri ve ambalajlan ile her türlü ilan,  reklam veya basılı evrakı üzerinde, patent başvurusu veya patentin sağladığı  korumanın mevcut olduğu izlenimim veren beyanların bulunması hâlinde,  beyanları koyan kişi, patent başvurusu veya patentin numarasını da belirtmek  zorundadır.

İşlemlerin devam ettirilmesi ve hakların yeniden  tesisi

MADDE 107- (1) Patent başvurusuna ilişkin işlemlere dair sürelere  uymaması hâlinde başvuru sahibi, süreye uyulmamanın sonucunun bildirim  tarihinden itibaren iki ay içinde, ücretini ödeyerek işlemlere devam  edilmesini talep edebilir. Aksi takdirde bu talep reddedilir. Talebin kabul  edilmesi hâlinde süreye uyulmamış olmanın getirdiği hukuki sonuçlar doğmamış  sayılır.

(2) Patent başvurusu veya patent sahibi tarafından, patent başvurusu veya  patentle ilgili işlemlerde şartların gerektirdiği özen gösterilmesine  rağmen, uyulması gereken bir süreye uyulamamasının patent başvurusunun  reddine, geri çekilmiş sayılmasına, 99 uncu madde uyarınca patentin hükümsüz  kılınmasına veya diğer herhangi bir hakkın kaybına yol açması hâlinde,  hakların yeniden tesisi talep edilebilir. Bu talep, uyulamamış olan sürenin  bitiminden itibaren bir yılı geçmemek üzere, süreye uyulamama nedeninin  ortadan kalkmasından itibaren iki ay içinde ücreti ödenerek yapılır. Aksi  takdirde bu talep reddedilir. Talebin kabul edilmesi hâlinde süreye  uyulmamış olmanın getirdiği hukuki sonuçlar doğmamış sayılır.

(3) Hakların yeniden tesis edilmesi hâlinde bu durum Bültende yayımlanır.  Hakların kaybından başlamak üzere bu hakların yeniden tesisine İlişkin  kararın yayımına kadar geçen sürede patent konusu buluşu iyiniyetli olarak  Türkiye’de kullanan veya kullanım için ciddi ve gerçek tedbirler alan  kişiler, sahip oldukları işletmenin makul ihtiyaçlarını giderecek ölçüde  buluşu ücretsiz olarak kullanmaya devam edebilir.

 

(4) 101 inci maddenin dördüncü fıkrasında belirtilen telafi ücretinin  ödenmesi için verilen süre ile 93 üncü maddenin birinci fıkrasında  belirtilen süre ve yönetmelikle belirlenen işlemlere ilişkin süreler  açısından birinci fıkra uyarınca işlemlere devam ettirilmesi talep edilemez,

(5) Bu madde hükümleri, işlemlere devam ettirilmesi veya hakların yemden  tesisi ile ilgili süreler açısından uygulanmaz.

(6) İşlemlerin devam ettirilmesine ve hakların yeniden tesisine ilişkin  usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir.

Hatalı işlemler

MADDE 108- (1) 138 inci ve 144 üncü maddelerde belirtilen  hükümsüzlük nedenleri hariç olmak üzere, patent veya faydalı model  başvurusunun ya da belgesinin bu Kanunda belirtilen şartlan karşılamamasına  rağmen hatalı olarak başvurunun veya belgenin işlemlerine devam edilmesi ve  bu durumun itiraz üzerine ya da resen tespit edilmesi hâlinde, hatalı işlem  ile devamındaki işlemler iptal edilerek işlemlere hatanın yapıldığı aşamadan  devam edilir.

DÖRDÜNCÜ KISIM
Hak Sahipliği ve Gasp

Patent isteme hakkı

MADDE 109- (1) Patent isteme hakkı, buluşu yapana veya onun  haleflerine ait olup bu hakkın başkalarına devri mümkündür.

(2) Buluş birden çok kişi tarafından birlikte gerçekleştirilmişse patent  isteme hakkı, taraflar başka türlü kararlaştırmamışsa bunların tamamına  aittir.

(3) Aynı buluş, birbirinden bağımsız olarak birden çok kişi tarafından  gerçekleştirilmişse patent isteme hakkı, önceki tarihli başvurunun  yayımlanmış olması şartıyla daha önce başvuru yapana aittir.

(4) Patent almak için ilk başvuran kişi, aksi ispat edilinceye kadar,  patent isteme hakkının sahibidir.

Patent başvurularında hak sahipliğine ilişkin  işlemler

MADDE 110- (1) Patent isteme hakkının başvuru sahibine ait  olmadığı Kurum nezdinde iddia edilemez. Aksi ispat edilene kadar başvuru  sahibinin, patent isteme hakkının sahibi olduğu kabul edilir.

(2) Patentin verilmesi işlemleri sırasında, patent isteme hakkının gerçek  sahibi olduğunu 109 uncu maddenin birinci fıkrası uyarınca iddia eden kişi,  başvuru sahibine karşı dava açabilir ve bu davayı Kuruma bildirir. Davaya  ilişkin kararın kesinleşme tarihine kadar patentin verilmesi işlemleri  mahkeme tarafından durdurulabilir.

(3) Hak sahipliğine ilişkin dava sonucunda verilecek kararın davacı  lehine kesinleşmesi hâlinde, dava açan hak sahibi, geçerliliği devam eden  başvuru için kararın kesinleşme tarihinden itibaren üç ay içinde;

a) Patent başvurusunun kendi başvurusu olarak kabul edilmesini ve  yürütülmesini, Kurumdan isteyebilir.

b) Varsa aynı rüçhan hakkından yararlanarak aynı buluş için yeni bir  patent başvurusu yapabilir.

 

c) Başvurunun reddedilmesini Kurumdan talep edebilir.

(4) Üçüneü fıkranın (b) bendi uyarınca yapılan başvuru, ilk başvurunun  tarihi itibarıyla işlem görür ve bu durumda ilk başvuru geçersiz sayılır.

(5) Dava açan hak sahibi, kararın kesinleşme tarihinden itibaren üç ay  içinde herhangi bir talepte bulunmazsa, dava konusu başvuru geri çekilmiş  sayılır.

(6) Buluşu başvuru sahibi ile birlikte gerçekleştirdiğini öne sürerek  kısmi bir hakkı bulunduğunu iddia eden kişi de ortak hak sahipliği tanınması  talebi ile ikinci fıkra hükmüne göre dava açabilir.

(7) Üçüncü fıkra hükmü, 91 inci maddeye göre yapılan bölünmüş başvurular  hakkında da uygulanır.

(8) İkinci fıkraya göre patent isteme hakkını belirlemek için açılan dava  sonucunda verilecek kararın kesinleşmesine kadar başvuru, davacının rızası  olmadan geri çekilemez.

(9) Dava devam ederken başvuruya patent verilirse başvurunun gaspı  davası, patentin gaspı davasına dönüşür.

Patentin gaspı ve gaspın sona erdirilmesinin  sonuçları

MADDE 111- (1) Patent, gerçek hak sahibinden başkasına verilmişse  gerçek hak sahibi olduğunu 109 uncu maddenin birinci fıkrası hükmüne göre  iddia eden kişi, patentin sağladığı diğer hak ve talepleri saklı kalmak  şartıyla, patentin kendisine devredilmesini mahkemeden talep edebilir.

(2) Patent üzerinde kısmi bir hakkın iddia edilmesi hâlinde, birinci  fıkra uyarınca ve paylı mülkiyet esaslarına göre hak sahipliği tanınması  talep edilebilir.

(3) Birinci ve ikinci fıkralarda belirtilen haklar patentin verildiğine  ilişkin yayım tarihinden itibaren iki yıl içinde, kötüniyet hâlinde ise  patentin koruma süresinin bitimine kadar kullanılır.

(4) Bu maddeye göre açılan dava ile bu dava sonucunda verilen ve  kesinleşen hüküm sicile kaydedilerek Bültende yayımlanır ve sicile  kaydedildiği tarih itibarıyla iyiniyetli üçüncü kişilere karşı hüküm ve  sonuç doğurur.

(5) Bu maddeye göre patente ilişkin hak sahipliğinin değişmesi hâlinde,  bu değişikliğin sicile kaydedilmesi ile birlikte, üçüncü kişilerin o  patentle ilgili lisans ve tanınan diğer hakları sona erer,

(6) Beşinci fıkraya göre gerçek patent sahibinin sicile kayıt tarihinden  önce; sonradan gerçek patent sahibi olmadığı anlaşılan kişi veya onunla  davadan önce dava konusu patentle ilgili lisans anlaşması yapan, eğer buluşu  kullanmaya başlamışsa veya kullanım için ciddi hazırlıklara başlamış  bulunuyorsa, gerçek patent sahibi veya sahiplerinden inhisari olmayan bir  lisans verilmesini talep edebilir.

(7) Bu talebin yapılması için öngörülen süre, önceden sicilde patent  sahihi olarak görünen kişi için iki ve lisans alan için dört aydır. Bu  süreler gerçek patent sahibinin sicile kaydedildiğinin Kurum tarafından  ilgililere tebliğ edildiği tarihten itibaren başlar.

(8) Altıncı fıkraya göre verilecek lisans, makul süre ve şartlar ile  verilir. Bu süre ve şartların belirlenmesinde, zorunlu lisansın verilmesine  ilişkin hükümler kıyasen uygulanır.

(9) Patent sahibi veya lisans alan patenti kullanıma başladığı veya  kullanım için ciddi hazırlıklar yaptığı sırada kötüniyetliyse altıncı ve  yedinci fıkra hükümleri uygulanmaz.

 

Ortaklık ilişkisi ve patentin bölünmezliği

Madde 112- (1) Patent başvurusu veya patent birden çok kişiye  aitse hak üzerindeki ortaklık taraflar arasındaki anlaşmaya göre, böyle bir  anlaşma yoksa 4721 sayılı Kanundaki paylı mülkiyete ilişkin hükümlere göre  belirlenir. Her hak sahibi diğerlerinden bağımsız olarak aşağıdaki işlemleri  kendi adına yapabilir:

a) Kendisine düşen pay üzerinde serbestçe tasarrufta bulunur.

b) Diğer hak sahiplerine bildirimde bulunduktan sonra buluşu  kullanabilir.

c) Patent başvurusu veya patentin korunması için gerekli önlemleri  alabilir.

ç) Birlikte yapılan patent başvurusu veya alman patentin sağladığı  hakların herhangi bir şekilde tecavüze uğraması hâlinde üçüncü kişilere  karşı hukuk davası açabilir. Diğer hak sahiplerinin davaya  katılabilmeleri için, durum, davayı açan tarafından davanın açıldığı  tarihten itibaren bir ay içinde kendilerine bildirilir.

(2) Buluşun kullanılması amacıyla üçüncü kişilere lisans verilmesi için  hak sahiplerinin oybirliği şarttır. Ancak lisans verme konusunda oybirliği  sağlanamaması hâlinde mahkeme, mevcut şartları göz önünde tutarak hakkaniyet  gereğince bu yetkiyi hak sahiplerinden birine veya birkaçına verebilir.

(3) Üzerinde birden çok kişinin hak sahipliği söz konusu olsa dahi patent  başvurusu veya patentin devri ya da üzerlerinde hak tesisi için  bölünebilmeleri mümkün değildir.

BEŞİNCİ KISIM
Çalışanların Buluşları

Hizmet buluşu ve serbest buluş

MADDE 113- (1) Çalışanın, bir işletme veya kamu idaresinde yükümlü  olduğu faaliyeti gereği gerçekleştirdiği ya da büyük ölçüde işletme veya  kamu idaresinin deneyim ve çalışmalarına dayanarak, iş ilişkisi sırasında  yaptığı buluş, hizmet buluşudur.

(2) Birinci fıkrada belirtilen hizmet buluşunun dışında kalan buluş,  serbest buluş olarak kabul edilir.

(3) Öğrenciler ve ücretsiz olarak belirli bir süreye bağlı olmaksızın  hizmet gören stajyerler hakkında çalışanlara ilişkin hükümler uygulanır.

(4) Çalışan buluşu için uygulanan hükümler, diğer kanuni düzenlemeler ve  taraflar arasında yapılan sözleşme hükümleri saklı kalmak şartıyla, kamu  kurum ve kuruluşlarında çalışanların buluşları hakkında da uygulanır.

(5) Kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanlara buluşları için ödenecek  bedel, buluştan elde edilen gelirin üçte birinden az olamaz. Ancak buluş  konusunun kamu kurum veya kuruluşunun kendisi tarafından kullanılması  hâlinde ödenecek bedel, bir defaya mahsus olmak üzere, bedelin ödendiği ay  için çalışana ödenen net ücretin on katından fazla olamaz.

(6) 3/7/2014 tarihli ve 6550 sayılı Araştırma Altyapılarının  Desteklenmesine Dair Kanun kapsamında yeterlik alan araştırma altyapılarında  gerçekleşen buluşlar hakkında 6550 sayılı Kanunda yer alan hükümler  uygulanır. 6550 sayılı Kanunda hüküm bulunmayan hâllerde bu Kanunun 121 inci  maddesi hükmü kıyasen uygulanır.

 

Hizmet buluşuna dair bildirim yükümlülüğü

MADDE 114- (1) Çalışan, bir hizmet buluşu yaptığında, bu buluşunu  yazılı olarak ve geciktirmeksizin işverene bildirmekle yükümlüdür. Buluş  birden çok çalışan tarafından gerçekleştirilmişse, bu bildirim birlikte  yapılabilir, işveren, bildirimin kendisine ulaştığı tarihi, bildirimde  bulunan kişi veya kişilere gecikmeksizin ve yazılı olarak bildirir.

(2) Çalışan, teknik problemi, çözümünü ve hizmet buluşunu nasıl  gerçekleştirmiş olduğunu, bildiriminde açıklamak zorundadır. Buluşun daha  iyi açıklanması bakımından varsa resmini de işverene verir.

(3) Çalışan, yararlanmış olduğu işletme deneyim ve çalışmalarım, varsa  diğer çalışanların katkılarını ve bu katkıların şeklini, yaptığı işle ilgili  olarak aldığı talimatları ve söz konusu katkılar yanında kendisinin katkı  payını da belirtir.

(4) İşveren, bildirimin kendisine ulaştığı tarihten itibaren iki ay  içinde, bildirimin hangi hususlarda düzeltilmesi gerektiğini çalışana  bildirir. Talepte bulunulmaması hâlinde, ikinci fıkrada belirtilen bildirim  geçerli sayılır.

(5) Çalışanın bu Kanunda öngörülen şekilde bildirimde bulunabilmesi için,  işveren gereken yardımı göstermek zorundadır.

(6) Çalışan, hizmet buluşunu, serbest buluş niteliği kazanmadığı sürece  gizli tutmakla yükümlüdür.

İşverenin buluşa ilişkin hakkı ve hak talebinde  bedel

MADDE 115- (1) İşveren, hizmet buluşu ile ilgili olarak tam veya  kısmi hak talep edebilir. İşveren bu talebi, çalışanın bildiriminin  kendisine ulaştığı tarihten itibaren dört ay içinde yazılı olarak çalışana  bildirmek zorundadır. Çalışana böyle bir bildirimin süresinde yapılmaması  veya hak talebinde bulunulmadığına dair bildirim yapılması hâlinde, hizmet  buluşu serbest buluş niteliği kazanır.

(2) İşverenin hizmet buluşuna ilişkin tam hak talebinde bulunması hâlinde  bununla ilgili bildirimin çalışana ulaşması ile buluş üzerindeki tüm haklar  işverene geçmiş olur.

(3) İşverenin hizmet buluşuna ilişkin kısmi hak talep etmesi hâlinde,  hizmet buluşu serbest buluş niteliği kazanır. Ancak bu durumda işveren,  kısmi hakka dayanarak buluşu kullanabilir. Bu kullanma, çalışanın buluşunu  değerlendirmesini önemli ölçüde güçleştiriyorsa çalışan, buluşa ilişkin  hakkın tamamen devralınmasını veya kısmi hakka dayanan kullanım hakkından  vazgeçilmesini işverenden isteyebilir. İşveren, çalışanın bu isteğine  ilişkin bildirimine tebellüğ tarihinden itibaren iki ay içinde cevap  vermezse, işverenin kısmi hakka dayanarak buluşu kullanma hakkı sona erer.

(4) İşverenin hizmet buluşuna ilişkin hak talebinde bulunmasından önce  çalışanın buluş üzerinde yapmış olduğu tasarruflar, işverenin haklarım ihlal  ettiği Ölçüde, işverene karşı geçersiz sayılır.

(5) İşveren, tara hak talep etmediği takdirde, kendisine bildirimi  yapılan buluşa ilişkin bilgileri, çalışanın haklı menfaatlerinin devamı  süresince gizli tutmakla yükümlüdür.

(6) İşveren hizmet buluşu üzerinde tam hak talep ederse, çalışan makul  bir bedelin kendisine ödenmesini işverenden isteyebilir. İşveren hizmet  buluşu üzerinde kısmi hak talep ederse, işverenin buluşu kullanması hâlinde,  çalışanın makul bir bedelin kendisine ödenmesini isteme hakkı doğar.

 

(7) Bedelin hesaplanmasında hizmet buluşunun ekonomik olarak  değerlendirilebilirliği, çalışanın işletmedeki görevi ve işletmenin buluşun  gerçekleştirilmesindeki payı da dikkate alınır.

(8) İşveren, hizmet buluşuna ilişkin talepte bulunduktan sonra, buluşun  korunmaya değer olmadığını ileri sürerek bedelin ödenmesinden kaçınamaz.  Ancak buluşun korunabilir olmadığı konusunda açılan dava sonucunda  mahkemenin davanın kabulüne karar vermesi hâlinde çalışan, bedel talebinde  bulunamaz.

(9) İşverenin hizmet buluşuna ilişkin kısmi veya tam hak talebinde  bulunmasını takiben bedel ve ödeme şeklî, işveren ile çalışan arasında  imzalanan sözleşme veya benzeri bir hukuk ilişkisi hükümlerince belirlenir.

(10) Hizmet buluşu birden çok çalışan tarafından gerçekleştirilmişse,  bedel ve Ödeme şekli her biri için, dokuzuncu fıkraya uygun olarak ayrı ayrı  belirlenir.

(11) Çalışan buluşları ile ilgili bedel tarifesi ve uyuşmazlık hâlinde  izlenecek tahkim usulü yönetmelikle belirlenir.

(12) Çalışan, serbest buluş niteliği kazanmış hizmet buluşu konusunda 119  uncu madde hükümlerine tabi olmaksızın dilediği şekilde tasarrufta  bulunabilir.

Hizmet buluşu için patent başvurusu yapılması

MADDE 116- (1) İşveren, kendisine bildirimi yapılan hizmet buluşu  için tam hak talebinde bulunmuşsa patent verilmesi amacıyla ilk başvuruyu  Kuruma yapmakla yükümlüdür. Ancak işveren, işletme menfaatleri  gerektiriyorsa, patent başvurusu yapmaktan kaçınabilir. İkinci fıkra hükmü  saklı kalmak kaydıyla, başvuru yapmaktan kaçınılması durumunda, buluş için  işverenin ödemesi gereken bedelin hesaplanmasında, patent alınmamasından  kaynaklanan çalışan aleyhine muhtemel ekonomik kayıplar göz önünde tutulur.

(2) İşverenin hizmet buluşu için Kuruma ilk başvuru yükümlülüğü;

a) Hizmet buluşunun serbest buluş niteliği kazanması,

b) Çalışanın, buluşu için başvuru yapılmamasına rıza göstermesi,

c) İşletme sırlarının korunmasının başvuru yapmamayı gerektirmesi,

hâllerinden en az birinin gerçekleşmesiyle ortadan kalkar,

(3) Hizmet buluşu serbest buluş niteliği kazanmışsa, çalışan bizzat  başvuru yapma hakkına sahiptir.

(4) İşveren, tam hak talebinde bulunmuş olduğu hizmet buluşu için  başvuruda bulunmaz ve çalışanın belirleyeceği süre içinde de başvuruyu  yapmazsa, buluş serbest buluş niteliği kazanır.

(5) İşveren, hizmet buluşu için tam hak talebinde bulunmuşsa, söz konusu  buluşun yabancı bir ülkede de korunması için başvuruda bulunabilir.

(6) İşveren, çalışanın talebi üzerine, patent almak istemediği yabancı  ülkeler için buluşu serbest bırakmak ve bu ülkelerde çalışana patent almak  için talepte bulunma imkânını sağlamakla yükümlüdür. Buluşun serbest  bırakılması, rüçhan hakkı süresinin geçirilmemesi açısından, makul bir süre  içinde yapılır.

(7) İşveren, çalışanın yabancı ülkelerde patent alabilmesi amacıyla  buluşu serbest bırakırken, bu ülkelerde uygun bir ücret karşılığında buluşu  kullanabilmek için inhisari olmayan nitelikte bir kullanım hakkını saklı  tutma ve saklı tuttuğu bu hakkından doğan menfaatlerine zarar verilmemesini  talep etme hakkına sahiptir.

Çalışan buluşlarına ilişkin hükümlerin emredici  niteliği ve hakkaniyete uygunluk şartı

MADDE 117- (1) İşverenler tarafından, bu Kitabın çalışan  buluşlarına ilişkin hükümlerine aykırı olacak şekilde çalışanların aleyhine  düzenleme ve uygulama yapılamaz. Tarafların çalışan buluşlarına ilişkin  sözleşme yapma serbestliği, hizmet buluşlarında patent verilmesi için  yapılacak başvurudan; serbest buluşlarda ise çalışanın işverene yapacağı  bildirim yükümlülüğünden sonra başlar.

(2) Hizmet buluşları ile serbest buluşlar konusunda işveren ile çalışan  arasında yapılan sözleşmeler, çalışan buluşlarıyla ilgili emredici hükümlere  aykırı olmasa dahi, önemli ölçüde hakkaniyetle bağdaşmıyorsa geçersiz  sayılır. Aynı kural belirlenen bedel için de geçerlidir.

(3) Sözleşmenin veya belirlenmiş olan bedelin hakkaniyete aykırı olduğu  hakkındaki itirazlar, iş sözleşmesinin bitiminden itibaren en geç altı ay  içinde yazılı olarak ileri sürülebilir.

Tarafların patent başvurusu ile ilgili hak ve  yükümlülükleri

MADDE 118- (1) Çalışan, patent alınabilmesi için gerekli bilgileri  işverene vermek ve gerekli yardımı yapmakla yükümlüdür. İşveren de hizmet  buluşuna patent verilmesi için yaptığı başvuru ve eklerinin suretlerini  çalışana vermek ve çalışanın talebi üzerine başvuru işlemleri sırasındaki  gelişmeleri ona bildirmekle yükümlüdür.

(2) İşveren, çalışanın hizmet buluşu sebebiyle talep ettiği bedeli  ödemeden önce, patent başvurusundan veya patent hakkından vazgeçmek isterse  durumu çalışana bildirmekle yükümlüdür, Çalışanın talebi üzerine işveren,  masrafları çalışana ait olmak üzere patent hakkını veya patent alınması için  gerekli olan belgeleri çalışana devretmek zorundadır. Çalışan, bu konuda  kendisine yapılan bildirime, bildirim tarihinden itibaren üç ay içinde cevap  vermezse, işveren patent başvurusu veya patentin sağladığı haklardan  vazgeçebilir.

(3) İşveren, ikinci fıkrada belirtilen bildirimle birlikte hizmet  buluşundan inhisarı olmayan yararlanma hakkını, makul bir bedel karşılığında  saklı tutabilir.

(4) Çalışan buluşundan doğan hak ve yükümlülükler, iş sözleşmesinin sona  ermiş olmasından etkilenmez,

Serbest buluş, bildirim yükümlülüğü ve teklifte  bulunma yükümlülüğü

MADDE 119- (1) Çalışan, iş sözleşmesi ilişkisi içindeyken serbest  bir buluş yaptığı takdirde, durumu geciktirmeden işverene bildirmekle  yükümlüdür. Bildirimde, buluş ve gerekiyorsa buluşun gerçekleştirilme şekli  hakkında bilgi vermek suretiyle, buluşun gerçek bir serbest buluş sayılıp  sayılmayacağı konusunda işverenin bir kanaate varabilmesi sağlanır.

(2) İşveren, buluşun serbest bir buluş olmadığına ilişkin itirazım,  kendisine yapılan bildirim tarihinden itibaren üç ay içinde yazılı bir  bildirimle ileri sürebilir.

(3) Serbest buluşun işverenin faaliyet alanı içinde değerlendirilebilir  olmadığı açıksa, çalışanın bildirim yükümlülüğü yoktur,

(4) Serbest buluş, işletmenin faaliyet alanına girmekteyse veya işletme  söz konusu buluşun ilgili olduğu alanda faaliyette bulunmak için ciddi  hazırlıklar içindeyse; çalışan, serbest buluşunu iş ilişkisini sürdürmekte  olduğu sırada başka bir şekilde değerlendirmeye başlamadan önce, tam hak  tanımaksızın uygun şartlar altında buluşundan yararlanma imkânı vermek için  işverene teklifte bulunmakla yükümlüdür. İşveren, teklifin kendisine  ulaştığı tarihten itibaren üç ay içinde cevap vermezse, bu konudaki öncelik  hakkını kaybeder. İşveren, kendisine yapılan teklifi kabul eder, ancak  öngörülmüş şartlan uygun bulmazsa, şartlar tarafların talebi üzerine mahkeme  tarafından tespit edilir.

Çalışanın onalım hakkı

MADDE 120- (1) İşverenin iflas etmesi ve iflas idaresinin de  buluşu işletmeden ayrı olarak devretmek istemesi hâlinde çalışanın, yapmış  olduğu ve işverenin de tam hak talebinde bulunduğu buluşa ilişkin olarak  onalım hakkı vardır,

(2) Çalışan buluşundan doğan bedel alacağı, imtiyazlı alacaklardandır.  İflas idaresi bu nitelikteki birden çok bedel alacağını, alacaklılar  arasında alacakları oranında dağıtır. Çalışan, bedel alacağı yerine  buluşunun serbest buluşa dönüşmesini talep edebilir.

Yükseköğretim kurumlarında gerçekleştirilen  buluşlar

MADDE 121- (1) 2547 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin birinci  fıkrasının (e) bendinde tanımlanan yükseköğretim kurumlan ile Millî Savunma  Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığına bağlı yükseköğretim kurumlarında yapılan  bilimsel çalışmalar veya araştırmalar sonucunda gerçekleştirilen buluşlar  için, özel kanun hükümleri ve bu madde kapsamındaki düzenlemeler saklı  kalmak kaydıyla, çalışanların buluşlarına ilişkin hükümler uygulanır.

(2) Yükseköğretim kurumlarında yapılan bilimsel çalışmalar veya  araştırmalar sonucunda bir buluş gerçekleştiğinde buluşu yapan, buluşunu  yazılı olarak ve geciktirmeksizin yükseköğretim kurumuna bildirmekle  yükümlüdür. Patent başvurusu yapılmışsa yükseköğretim kurumuna başvuru  yapıldığına dair bildirim yapılır.

(3) Yükseköğretim kurumu, buluş üzerinde hak sahipliği talebinde  bulunması durumunda, patent başvurusu yapmakla yükümlüdür. Aksi takdirde  buluş, serbest buluş niteliği kazanır.

(4) Yükseköğretim kurumunun hak sahipliği talebine karşı buluşu yapan,  buluşunun serbest buluş olduğunu ileri sürerek itiraz edebilir. Yapılan  itiraz, yükseköğretim kurumu tarafından yazılı gerekçeler de belirtilerek  karara bağlanır. Aksi takdirde buluş, serbest buluş niteliği kazanır.

(5) Yükseköğretim kurumlarında gerçekleştirilen buluşlar hakkında 115  inci, 116 ncı, 118 inci maddeler ile 119 uncu maddenin dördüncü fıkrası  hükümleri uygulanmaz.

(6) Yükseköğretim kurumu başvurudan veya patent hakkından vazgeçmek  isterse veya buluş, patent başvurusu yapıldıktan sonra serbest buluş  niteliği kazanırsa, yükseköğretim kurumu öncelikle buluşu yapana başvuru  veya patent hakkım devralmasını teklif eder. Buluşu yapanın teklifi kabul  etmesi durumunda haklar devredilir. Bu durumda yükseköğretim kurumu, buluşu  yapana patent alınması ve korunması için gerekli olan belgeleri verir.  Yükseköğretim kurumu, başvuru veya patent hakkını buluşu yapana devretmesi  durumunda inhisari nitelikte olmayan kullanım hakkını uygun bir bedel  karşılığında saklı tutabilir. Buluşu yapanın teklifi kabul etmemesi  durumunda patent başvurusu veya patent üzerindeki tasarruf yetkisi  yükseköğretim kurumuna ait olur.

(7) Yükseköğretim kurumu, kusuru nedeniyle başvuru işlemlerinin veya  patent hakkının sona ermesine sebep olursa buluşu yapanın uğradığı zararı  tazmin etmekle yükümlüdür.

(8) Buluştan elde edilen gelirin yükseköğretim kurumu ve buluşu yapan  arasındaki paylaşımı, buluşu yapana gelirin en az üçte biri verilecek  şekilde belirlenir. Buluştan elde edilen gelirin yükseköğretim kurumu  hissesi ilgili yükseköğretim kurumu bütçesine özgelir olarak kaydedilir ve  başta bilimsel araştırmalar olmak üzere yükseköğretim kurumunun  ihtiyaçlarının karşılanması için kullanılır.

(9) 2547 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (1) bendinde  tanımlanan öğretim elemanları ile stajyerlerin ve öğrencilerin diğer kamu  kurumlan veya özel kuruluşlarla belirli bir sözleşme kapsamında yapmış  oldukları çalışmalar sonucunda ortaya çıkan buluşlar üzerindeki hak  sahipliğinin belirlenmesinde, diğer kanunlardaki hükümler saklı kalmak  kaydıyla sözleşme hükümleri esas alınır.

(10) Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle  belirlenir.

Kamu destekli projelerde ortaya çıkan buluşlar

MADDE 122- (1) Kamu kurum ve kuruluşları tarafından desteklenen  projelerde ortaya çıkan buluşların, destek sağlayan kamu kurumuna  yönetmeliğe uygun olarak bildirilmesi zorunludur. Bu bildirimin yapıldığı  tarihten itibaren bir yıl içinde proje desteğinden faydalanan kişi, buluş  konusu üzerinde hak sahipliği talep edip etmediği konusundaki tercihini kamu  kurumuna yazılı olarak bildirir. Proje desteğinden faydalanan kişi bu süre  içinde hak sahipliği talep etmezse veya hak sahipliğine ilişkin tercihini  yazılı olarak yapmazsa destek sağlayan kamu kurumu veya kuruluşu buluş için  hak sahipliğini alabilir. Proje desteğinden faydalanan kişi, hak sahipliğine  ilişkin süreç tamamlanana kadar, buluşa patent veya faydalı model  verilmesini etkileyecek nitelikte açıklamalarda bulunamaz.

(2) Proje desteğinden faydalanan kişi, buluşa ilişkin olarak hak  sahipliği talebinde bulunması durumunda, buluş için patent başvurusu  yapmakla yükümlüdür. Başvuruda destek sağlayan kamu kurum veya kuruluşu  belirtilir.

(3) Kamu kurum veya kuruluşunun, proje desteğinden faydalanan kişiden  patent konusu buluşun kullanımına veya kullanım için giriştiği çabalarına  ilişkin düzenli aralıklarla bilgi isteme hakkı vardır. Kamu kurum veya  kuruluşu tarafından istenen ticari ve finansal mahiyetteki bu bilgiler gizli  tutulur. Buluşun kullanımından elde edilen gelirin paylaşımı sözleşme ile  belirlenir.

(4) Proje desteğinden faydalanan kişinin buluş üzerinde hak sahipliği  talep etmesi hâlinde kamu kurum veya kuruluşu, buluşun kendi ihtiyaçları  için kullanımına ilişkin bedelsiz bir lisans hakkına sahip olur. Bu haktan  feragat, sözleşmede belirtilmesi şartıyla mümkündür. Aşağıda sayılan  durumlarda kamu kurum veya kuruluşu, patent konusu buluşu kullanma veya  kullanılması için makul şartlarda üçüncü kişilere lisans verilmesini isteme  hakkına sahip olur:

a) Proje desteğinden faydalanan kişinin 130 uncu madde hükmüne göre  patent konusu buluşu kullanmaması veya kullanım için girişimde  bulunmaması.

b) Proje desteğinden faydalanan kişi veya lisans alan tarafından  üretilen patent konusu ürünün, kamu sağlığı veya millî güvenlik  nedenleriyle ortaya çıkan ihtiyacı karşılayamaması,

c) Proje desteğinden faydalanan kişi veya lisans alan tarafından  üretilen patent konusu ürünün, kamu kurum veya kuruluşunun ihtiyacını  karşılayamaması.

(5) Dördüncü fıkra kapsamındaki lisans uygulaması zorunlu lisansa ilişkin  hükümlerin uygulanmasını etkilemez.

(6) 28/2/2008 tarihli ve 5746 sayılı Araştırma, Geliştirme ve Tasarım  Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun kapsamında kumlan Ar-Ge veya  tasarım merkezlerinde veya

 

26/6/2001 tarihli ve 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu  kapsamında kurulan teknoloji geliştirme bölgelerinde, kamu kurum ve  kuruşları desteğiyle bir sözleşme çerçevesinde yürütülmeyen çalışmalarda  veya proje bazlı olmayan kamu desteklerinde ortaya çıkan buluşlar için bu  madde hükümleri uygulanmaz.

ALTINCI KISIM
Ek ve Gizli Patent

Ek patent

MADDE 123- (1) Patent başvurusu sahibi, patent konusu buluşu  mükemmelleştiren veya geliştiren ve 91 inci maddenin birinci fıkrası  kapsamında asıl patentin konusu ile bütünlük içinde bulunan buluşların  korunması için işlemleri devam eden asıl patent başvurusuna ek patent  başvurusunda bulunabilir.

(2) Ek patent başvurusu, asıl patent başvurusuna belge verilmesi  kararının yayımına kadar yapılabilir. Ek patent başvurusunun başvuru tarihi,  90 ncı madde uyarınca ek patent başvurusunun Kuruma verildiği tarihtir.

(3) Ek patent başvurusunun araştırma raporu, asıl patent başvurusunun  araştırma raporu ile birlikte ya da daha sonra düzenlenir. Ek patent  başvurusu için 83 üncü maddenin dördüncü fıkrasında belirtilen buluş  basamağının değerlendirilmesinde, asıl patent başvurusu tekniğin bilinen  durumu olarak dikkate alınmaz,

(4) Asıl patent başvurusuna patent verilmesi kararından önce, ek patent  başvurusu için patent verilemez.

(5) Ek patentin süresi, ek patentin başvuru tarihinden itibaren başlar ve  asıl patentin süresinin bitimine kadardır.

(6) Ek patent başvurulan ve ek patent için yıllık ücret ödenmez.

(7) Ek patent başvurusu, başvuru işlemleri sırasında başvuru sahibinin  talebi üzerine her zaman bağımsız bir patent başvurusuna dönüştürülebilir.  Kurum tarafından ek patent başvurusunun asıl patent başvurusuyla gerekli  bağının olmadığının tespit edilmesi durumunda bildirim tarihinden itibaren  üç ay içinde ek patent başvurusu bağımsız patent başvurusuna dönüştürülür.

(8) Asıl patentin hükümsüz kılınması veya asıl patent sahibinin patent  hakkından vazgeçmesi ya da yıllık ücretinin ödenmemesi nedeniyle asıl patent  hakkının sona ermesi durumunda ek patent, bağımsız patente dönüştürülür.

(9) Patentin hükümsüzlüğüne ilişkin karar, zorunlu olarak ek patentlerin  de hükümsüz olması sonucunu doğurmaz. Ancak 99 uncu madde uyarınca verilen  hükümsüzlük kararının tebliğinden itibaren üç ay içinde, ek patentlerin  bağımsız patentlere dönüştürülmesi için başvuruda bulunulmazsa, patentin  hükümsüzlüğü ek patentlerin de hükümsüz olması sonucunu doğurur.

(10) Asıl patent başvurusunun geri çekilmesi veya geri çekilmiş sayılması  ya da reddedilmesi veya yıllık ücretinin ödenmemesi nedeniyle geçersiz  sayılması durumunda ek patent başvurusu, bağımsız patent başvurusuna  dönüştürülür.

 

(11) Asıl patent başvurusuna birden fazla ek patent başvurusu yapılmışsa,  ilk yapılan ek patent başvurusu ya da ek patent yedinci, sekizinci ve  dokuzuncu fıkralara göre bağımsız patente ya da bağımsız patent başvurusuna  dönüştürülebilir. Diğer ek patent başvurulan, dönüşen bağımsız patentin veya  başvurunun ekleri sayılır.

(12) Ek patent başvurusu veya ek patent, bağımsız bir patent başvurusuna  veya bağımsız bir patente dönüşmesi hâlinde dönüştürme tarihinden itibaren  yıllık ücret ödemelerine tabi olup, koruma süresi de beşinci fıkrada  belirtilen süredir.

(13) Aksi açıkça öngörülmediği ve ek patentin niteliğine aykırı düşmediği  takdirde, bu Kanunun patente ilişkin hükümleri, ek patent hakkında da  uygulanır.

(14) Faydalı model başvurusu için ek başvuru yapılamaz.

Gizli patent

MADDE 124- (1) Kurum, başvuru konusu buluşun millî güvenlik  açısından önem taşıdığı kanısına varırsa başvurunun bir suretini görüş almak  üzere Millî Savunma Bakanlığına iletir ve durumu başvuru sahibine bildirir,

(2) Millî Savunma Bakanlığı, başvuru işlemlerinin gizli yürütülmesine  karar verirse bildirim tarihinden itibaren üç ay içinde kararım Kuruma  bildirir. Gizlilik kararı verilmemesi veya söz konusu süre içinde Kuruma  bildirimde bulunulmaması hâlinde Kurum, başvuru ile ilgili işlemleri  başlatır,

(3) Patent başvurusunun gizliliğe tabi olması hâlinde Kurum, durumu  başvuru sahibine bildirir ve başvuru ile ilgili başka bir işlem yapmadan  başvuruyu gizli patent başvurusu olarak sicile kaydeder.

(4) Patent başvurusu sahibi, gizli patent başvuru konusu buluşu, yetkisi  olmayan kişilere açıklayamaz.

(5) Patent başvurusu sahibinin talebi üzerine, patent başvuru konusu  buluşun kısmen veya tamamen kullanılmasına, Millî Savunma Bakanlığınca izin  verilebilir.

(6) Patent başvurusu sahibi, patent başvurusunun gizli tutulduğu süre  için, Devletten tazminat isteyebilir, ödenecek tazminat miktarı konusunda  anlaşma sağlanamazsa tazminat miktarı mahkeme tarafından belirlenir.  Tazminat, buluşun önemi ve patent başvurusu sahibinin onu serbestçe  kullanabilmesi hâlinde elde edeceği muhtemel gelirin miktarı göz önünde  tutularak hesaplanır. Patent başvurusu sahibinin kusuruyla gizli patent  başvuru konusu olan buluş açıklanmışsa tazminat isteme hakkı ortadan kalkar.

(7) Gizli patent başvuruları için gizli kaldığı süre boyunca, Kuruma  yıllık ücret ödenmez.

(8) Kurum, Millî Savunma Bakanlığının talebi üzerine, patent başvurusu  için öngörülmüş gizliliği kaldırabilir. Gizliliği kaldırılmış bir patent  başvurusu, gizliliği kaldırıldığı tarihten itibaren patent başvurusu olarak  işlem görür.

(9) Türkiye’de gerçekleştirilen bir buluş millî güvenlik açısından önem  taşıyorsa söz konusu buluş için başka bir ülkede patent başvurusunda  bulunulamaz. Türkiye’de gerçekleştirilen bir buluş için Kuruma yapılan bir  patent başvurusu birinci ila sekizinci fıkra hükümlerine tabiyse Millî  Savunma Bakanlığının izni olmadan, söz konusu buluş için başka bir ülkede  patent başvurusu yapılamaz.

 

(10) Buluşu yapanın yerleşim yeri Türkiye’deyse aksi ispat edilinceye  kadar, buluşun Türkiye’de yapılmış olduğu kabul edilir,

YEDİNCİ KISIM
Lisans
BİRİNCİ BÖLÜM
Sözleşmeye Dayalı Lisans

Sözleşmeye dayalı lisans

MADDE 125- (1) Patent başvurusu veya patent, lisans sözleşmesine  konu olabilir,

(2) Lisans, inhisari lisans veya inhisari olmayan lisans şeklinde  verilebilir, Sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa lisans, inhisari değildir.  İnhisari olmayan lisans sözleşmelerinde lisans veren patent konusu buluşu  kendi kullanabileceği gibi, üçüncü kişilere aynı buluşa ilişkin başka  lisanslar da verebilir. İnhisari lisans söz konusu olduğu zaman, lisans  veren başkasına lisans veremez ve hakkını açıkça saklı tutmadıkça, kendisi  de patent konusu buluşu kullanamaz.

(3) Sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa lisans sahipleri, lisanstan  doğan haklarım üçüncü kişilere devredemez veya alt lisans veremez.

(4) Sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa sözleşmeye dayalı olarak lisans  alan kişi, patentin koruma süresi boyunca patent konusu buluşun  kullanılmasına ilişkin her türlü tasarrufta bulunabilir. Lisans alan, lisans  sözleşmesinde yer alan şartlara uymak zorundadır. Aksi takdirde patent  sahibi, patentten doğan haklarını lisans alana karşı ileri sürebilir.

Bilgi verme yükümlülüğü

MADDE 126- (1) Sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa patent  başvurusunu veya patenti devreden veya lisansım veren, devralan veya lisans  alana patent konusu buluşun normal bir kullanımı için zorunlu olan teknik  bilgileri vermekle yükümlüdür.

(2) Devralan veya lisans alan kişi, kendisine verilen gizli bilgilerin  açıklanmasını önlemek için gerekli tedbirleri almakla yükümlüdür.

Hakkın devrinden ve lisans vermeden doğan  sorumluluk

MADDE 127- (1) Patent başvurusunun veya patentin sağladığı hakları  devreden veya lisans veren kişinin bu işlemleri yapmaya yetkili olmadığı  sonradan anlaşılırsa söz konusu kişi bu durumdan ilgililere karşı sorumlu  olur.

(2) Patent başvurusunun geri alınması veya başvurunun reddedilmesi ya da  patent hakkının hükümsüzlüğüne mahkemece karar verilmiş olması hâllerinde,  tarafların hakkı devreden veya lisans veren bakımından daha kapsamlı bir  sorumluluğu sözleşme ile öngörmemiş olmaları hâlinde, 139 uncu madde  hükümleri uygulanır.

(3) Devreden veya lisans verenin kötüniyetle hareket etmesi hâlinde bu  kişiler, fiillerinden her zaman sorumludur. Devreden veya lisans veren,  üzerinde tasarruf edilen patent başvurusu veya patente konu olan buluşun,  patentle korunabilirliği konusunda Türkçe veya yabancı dildeki rapor ve  kararlan veya bu konuda bildiklerini karşı tarafa bildirmemiş ve bunlara  ilişkin beyanları içeren belgelere sözleşmede yer vermemişse kötüniyetin  varlığı kabul edilir,

(4) Bu madde hükümlerinden doğan tazminatı talep süresi, sorumluluk  davasına dayanak olan mahkeme kararının kesinleşme tarihinde başlar.

 

Lisans verme teklifi

MADDE 128- (1) Patent başvurusu veya patent sahibi, Kuruma  yapacağı yazılı taleple, patent konusu buluşu kullanmak isteyen herkese  lisans vereceğini bildirebilir. Lisans verme teklifi Bültende yayımlanır.

(2) Sicilde kayıtlı inhisari lisans varsa patent başvurusu veya patent  sahibi başkalarına lisans verme teklifinde bulunamaz.

(3) Patent başvurusu veya patent sahibi, lisans verme teklifini her zaman  geri alabilir. Teklifin geri alınması Bültende yayımlanır.

İKİNCİ BÖLÜM
Zorunlu Lisans

Zorunlu lisans

MADDE 129- (1) Zorunlu lisans, aşağıda belirtilen şartlardan en az  birinin bulunması hâlinde verilebilir:

a) 130 uncu madde hükmüne göre patent konusu buluşun kullanılmaması.

b) 131 inci maddede belirtilen patent konularının bağımlılığının söz  konusu olması.

c) 132 nci maddede belirtilen kamu yararının söz konusu olması.

ç) 30/4/2013 tarihli ve 6471 sayılı Kanunla katılmamız uygun bulunan  Ticaretle Bağlantılı Fikri Mülkiyet Haklan Anlaşmasını Değiştiren  Protokolde belirtilen şartların sağlanması hâlinde başka ülkelerdeki  kamu sağlığı sorunları sebebiyle eczacılık ürünlerinin ihracatının söz  konusu olması.

d) Islahçının, önceki bir patente tecavüz etmeden yeni bir bitki  çeşidi geliştirememesi.

e) Patent sahibinin, patent kullanılırken rekabeti engelleyici,  bozucu veya kısıtlayıcı faaliyetlerde bulunması.

(2) Birinci fıkranın (a), (b) ve (ç) bentleri kapsamında verilecek  zorunlu lisans mahkemeden; (e) bendi kapsamında verilecek zorunlu lisans  Rekabet Kurumundan talep edilir. Birinci fıkranın (ç) bendi uyarınca yapılan  zorunlu lisans taleplerinde acil durumlar ve birinci fıkranın (e) bendi  hariç olmak üzere, zorunlu lisans talep edenin, patent sahibinden makul  ticari şartlar altında sözleşmeye dayalı lisans istemesine rağmen makul bir  süre içinde alamadığına dair kanıt talebe eklenir. Mahkeme, zorunlu lisans  talebinin bir sureti ile ekli belgelerin birer suretini patent sahibine  gecikmeksizin gönderir. Patent sahibine, bunlara karşı delilleriyle birlikte  görüşlerini sunması için bildirim tarihinden itibaren bir ay süre verilir,

(3) Mahkeme, varsa patent sahibinin görüşlerini zorunlu lisans talep  edene tebliğ eder ve bir ay içinde talebin reddine veya zorunlu lisansın  verilmesine karar verir. Bu süre uzatılamaz. Patent sahibi, zorunlu lisans  talebine itiraz etmemişse, mahkeme gecikmeksizin zorunlu lisansa karar  verir.

(4) Zorunlu lisansın verildiği kararda; lisansın kapsamı, bedeli, süresi,  lisans alan tarafından gösterilen teminat, kullanıma başlama zamanı ile  patentin ciddi ve etkin kullanımını sağlayan önlemler belirtilir.

 

(5) Mahkeme kararına karşı kanun yollarına başvurulduğunda, patent sahibi  tarafından zorunlu lisans uygulamasının durdurulması için sunulan deliller  mahkemece yeterli görülürse, buluşun kullanımı, lisansa ilişkin kararın  kesinleşmesine kadar ertelenir.

(6) Patent sahibinin, önceki bir bitki çeşidine ait ıslahçı hakkına  tecavüz etmeden patent hakkını kullanamaması durumu zorunlu lisansa konu  olabilir. Bu durumda, 5042 sayılı Kanun hükümleri uygulanır.

(7) Birinci fıkranın (d) bendine göre lisans verilmesi durumunda patent  sahibi, korunan bitki çeşidinin kullanımı için kendisine; altıncı fıkraya  göre lisans verilmesi durumunda da yeni bitki çeşidine ait ıslahçı hakkı  sahibi, korunan buluşun kullanımı için kendisine makul şartlarda karşılıklı  lisans verilmesini talep edebilir.

(8) Birinci fıkranın (d) bendi ile altıncı fıkrada belirtilen lisanslar  için talep sahibi;

a) Patent sahibine veya yeni bitki çeşidine ait ıslahçı hakkı  sahibine sözleşmeye dayalı bir lisans elde etmek için başvurduğunu ancak  sonuç alamadığını,

b) Korunan bitki çeşidiyle veya patentle korunan buluşla  kıyaslandığında, sonraki buluşun veya bitki çeşidinin, büyük ölçüde,  ekonomik yarar sağlayan önemli bir teknik ilerleme gösterdiğini,

ispat ederek zorunlu lisans verilmesini mahkemeden talep edebilir.

(9) Birinci fıkranın (ç) bendi hükmü saklı kalmak kaydıyla zorunlu  lisans, esas olarak yurtiçi pazara arz için verilir. .

Kullanılmama durumunda zorunlu lisans

MADDE 130- (1) Patent sahibi veya yetkili kıldığı kişi, patentle  korunan buluşu kullanmak zorundadır. Kullanımın değerlendirilmesinde pazar  şartları ve patent sahibinin kontrolü ve iradesi dışındaki şartlar göz  önünde tutulur.

(2) Patentin verilmesi kararının Bültende yayımlanmasından itibaren üç  yıllık veya patent başvurusu tarihinden itibaren dört yıllık sürelerden  hangisi daha geç sona eriyorsa, o sürenin bitiminden itibaren ilgili herkes  zorunlu lisans talebinin yapıldığı tarihte, patent konusu buluşun  kullanılmaya başlanmamış olduğu veya kullanım için ciddi ve gerçek  girişimlerde bulunulmadığı ya da kullanımın ulusal pazar ihtiyacını  karşılayacak düzeyde olmadığı gerekçesiyle zorunlu lisans verilmesini talep  edebilir. Söz konusu durum, haklı bir neden olmaksızın, buluşun kullanımına  aralıksız olarak üç yıldan fazla ara verildiği hâllerde de uygulanır.

Patent konularının bağımlılığı hâlinde zorunlu  lisans

MADDE 131- (1) Patent konusu buluşun, önceki patentin sağladığı  haklara tecavüz edilmeksizin kullanılmasının mümkün olmaması hâlinde, patent  konuları arasında bağımlılık söz konusu olacağından, sonraki tarihli  patentin sahibi önceki tarihli patent konusu buluşu, sahibinin izni  olmaksızın kullanamaz.

(2) Patent konuları arasında bağımlılık olması hâlinde, sonraki tarihli  patentin sahibi, patent konusu buluşunu kullanmak için, buluşunun önceki  tarihli patent konusu buluşa göre büyük ölçüde ekonomik yarar sağlayan  önemli bir teknik ilerleme göstermesi şartıyla zorunlu lisans verilmesini  talep edebilir. Sonraki tarihli patentin sahibine zorunlu lisans verilmişse,  önceki tarihli patentin sahibi de sonraki tarihli patent konusu buluşu  kullanmak için kendisine zorunlu lisans verilmesini talep edebilir.

 

(3) Bağımlılığı olan patentlerden birinin hükümsüzlüğü veya patent  hakkının sona ermesi hâlinde, zorunlu lisans kararı da ortadan kalkar.

Kamu yararı nedeniyle zorunlu lisans

MADDE 132- (1) Kamu sağlığı veya millî güvenlik nedenleriyle  patent konusu buluşun kullanılmaya başlanılması, kullanımın artırılması,  genel olarak yaygınlaştırılması, yararlı bir kullanım için ıslah edilmesinin  büyük önem taşıması veya patent konusu buluşun kullanılmamasının ya da  nitelik veya nicelik bakımından yetersiz kullanılmasının ülkenin ekonomik  veya teknolojik gelişimi bakımından ciddi zararlara sebep olacağı hâllerde,  ilgili bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca;

a) Kamu yararı bulunduğu gerekçesiyle zorunlu lisans verilmesine,

b) Buluşun kamu yararım karşılayacak yeterlikte kullanımı patent  sahibi tarafından gerçekleştirilebilecekse buluşun şartlı olarak zorunlu  lisans konusu yapılmasında kamu yararı bulunduğuna,

karar verilir.

(2) Patent başvurusu veya patent konusu buluşun kullanımının kamu sağlığı  veya millî güvenlik bakımından önemli olması hâlinde, Millî Savunma  Bakanlığı veya Sağlık Bakanlığının uygun görüşü alınarak ilgili bakanlık  tarafından teklifte bulunulur.

(3) Kamu yararı gerekçesiyle verilen zorunlu lisanslar inhisari olabilir.  Millî güvenlik bakımından önemli olduğu gerekçesi ile verilen zorunlu lisans  kararı, buluşun bir veya birkaç işletme tarafından kullanılması ile  sınırlandırılabilir.

Zorunlu lisansın hukuki niteliği ve güven ilişkisi

MADDE 133- (1) Zorunlu lisans, inhisari değildir ancak kamu yararı  gerekçesiyle verilen zorunlu lisanslar inhisari olabilir. Zorunlu lisans  süre, bedel ve kullanım alanı göz önüne alınarak belirli şartlar altında  verilir. Mahkeme bedeli belirlerken patentin ekonomik değerini göz önüne  alır. 129 uncu maddenin birinci fıkrasının (ç) bendi uyarınca verilecek  zorunlu lisanslarda bedel belirlenirken, ticari olmayan ve insani amaçlar  göz önüne alınarak bu tür kullanımın ithalatçı ülke açısından ekonomik  değeri dikkate alınır.

(2) Zorunlu lisans verilmesi hâlinde, lisans alanın alt lisans verme ve  patent konusunu ithal etme hakkı yoktur. Ancak kamu yararı gerekçesiyle  verilen zorunlu lisansta lisans alan, kamu yararı gereği açıkça ithale  yetkili kılınmışsa patent konusu ithal edilebilir. Bu ithal izni, ihtiyaçla  sınırlı olarak ve geçici bir süre için verilir.

(3) Zorunlu lisans sebebiyle, patent sahibi ve lisans alan arasında doğan  güven ilişkisi, patent sahibi tarafından ihlal edilirse lisans alan, ihlalin  buluşun değerlendirilmesindeki etkisine göre, patent sahibinin  isteyebileceği lisans bedelinden indirim yapılmasını talep edebilir.

Ek patentte zorunlu lisans kapsamı

MADDE 134- (1) Zorunlu lisans, lisansın kabul tarihinde mevcut  bulunan patentin eklerini de kapsar. Zorunlu lisansın verilmesinden sonra  yeni ek patentler verilmişse ve bunlar lisans konusu patentle aynı kullanım  amacına hizmet etmekte ise lisans alan, mahkemeden eklerin de zorunlu lisans  kapsamına dâhil edilmesi talebinde bulunabilir. Taraflar ek patentler  nedeniyle genişletilen lisansın bedeli ve diğer şartları konusunda  anlaşamazlarsa bunlar mahkeme tarafından belirlenir.

 

Zorunlu lisansın devri

MADDE 135- (1) Zorunlu lisansın devrinin geçerli olabilmesi için  işletme ile birlikte veya işletmenin lisansın değerlendirildiği kısmı ile  birlikte devredilmesi gerekir. Zorunlu lisansın, patent konularının  bağımlılığı gerekçesiyle verilmesi hâlindeyse lisans, bağımlı patentle  birlikte devredilir.

Şartlarda değişiklik talebi ve zorunlu lisansın  iptali

MADDE 136- (1) Lisans alan veya patent sahibi, zorunlu lisans  verilmesinden sonra, zorunlu lisansa göre daha uygun şartlarda sözleşmeye  dayalı lisans vermiş olması gibi sonradan ortaya çıkan ve değişikliği haklı  kılan olaylara dayanarak mahkemeden zorunlu lisans bedelinde veya  şartlarında değişiklik yapılmasını talep edebilir.

(2) Lisans alan, zorunlu lisanstan doğan yükümlülüklerini ciddi şekilde  ihlal ettiği veya sürekli olarak yerine getirmediği takdirde mahkeme, patent  sahibinin talebi üzerine, patent sahibinin tazminat haklan saklı kalmak  kaydıyla lisansı iptal edebilir.

(3) Zorunlu lisansın verilmesine neden olan şartların sona ermesi ve  tekrarlanma olasılığının ortadan kalkması hâlinde, talep üzerine mahkeme  zorunlu lisansı iptal eder.

Sözleşmeye dayalı lisans hükümlerinin  uygulanabilirliği

MADDE 137- (1) 129 ila 136 ncı maddelerdeki hükümlere aykırı  olmamak üzere, 125 inci ve 126 ncı maddelerde belirtilen sözleşmeye dayalı  lisans ile ilgili hükümler zorunlu lisansa da uygulanır.

SEKİZİNCİ KISIM
Hakkın Sona Ermesi
BİRİNCİ BÖLÜM
Hükümsüzlük

Hükümsüzlük hâlleri

MADDE 138- (1) Kurumun nihai kararından sonra;

a) Patent konusu, 82 nci ve 83 üncü maddelere göre patent  verilebilirlik şartlarını taşımıyorsa,

b) Buluş, 92 nci maddenin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları  uyarınca yeteri kadar açıklanmamışsa,

c) Patent konusu, başvurunun ilk hâlinin kapsamını aşıyorsa veya  patentin, 91 inci maddeye göre yapılan bölünmüş bir başvuruya veya 110  uncu maddenin üçüncü fıkrasının (b) bendine göre yapılan bir başvuruya  dayanması durumunda en önceki başvurunun ilk hâlinin kapsamım aşıyorsa,

ç) Patent sahibinin, 109 uncu maddeye göre patent isteme hakkına  sahip olmadığı ispatlanmışsa,

d) Patentin sağladığı korumanın kapsamı aşılmışsa,

patentin hükümsüz kılınmasına ilgili mahkeme tarafından karar  verilir.

 

(2) Mahkeme, 99 uncu maddenin üçüncü veya yedinci fıkraları uyarınca  yapılan yayımdan önce birinci fıkranın (a), (b) ve (c) bentleri uyarınca  yapılan hükümsüzlük talebine ilişkin olarak karar veremez.

(3) Patent sahibinin 109 uncu maddeye göre patent isteme hakkına sahip  olmadığı hakkındaki iddia, ancak buluşu yapan veya halefleri tarafından  ileri sürülebilir.

(4) Hükümsüzlük nedenleri patentin sadece bir bölümüne ilişkinse sadece o  bölüm ile ilgili istem veya istemler iptal edilerek kısmi hükümsüzlüğe karar  verilir. Bir istemin kısmen hükümsüzlüğüne karar verilemez. Kısmi  hükümsüzlük sonucu iptal edilmeyen istem veya istemler, 82 nci ve 83 üncü  madde hükümlerine göre patent verilebilirlik şartlarını taşıyorsa patent bu  kısım için geçerli kalır. Bağımsız istemin hükümsüz kılınması hâlinde,  bağımsız isteme bağımlı olan her bir bağımlı istem ayrı ayrı 82 nci ve 83  üncü madde hükümlerine göre patent verilebilirlik şartlarım taşımıyorsa söz  konusu bağımsız isteme bağımlı olan istemler de mahkeme tarafından hükümsüz  kılınır.

(5) Patentin hükümsüzlüğü davası, patentin koruma süresince veya hakkın  sona ermesini izleyen beş yıl içinde, sicile patent sahibi olarak kayıtlı  kişiye karşı açılabilir. Patent üzerinde sicilde hak sahibi görülen  kişilerin davaya katılabilmelerini sağlamak için ayrıca onlara tebligat  yapılır.

(6) Menfaati olanlar, Cumhuriyet savcıları veya ilgili kamu kurum ve  kuruluşları patentin hükümsüzlüğünü isteyebilir, Patent sahibinin 109 uncu  maddeye göre patent isteme hakkına sahip olmadığı nedeniyle patentin  hükümsüzlüğü, ancak buluşu yapan veya halefleri tarafından istenebilir.

(7) Patentin hükümsüzlüğüne ilişkin karar, zorunlu olarak ek patentlerin  de hükümsüz olması sonucunu doğurmaz. Ancak, hükümsüzlük kararının  tebliğinden itibaren üç ay içinde, ek patentlerin bağımsız patentlere  dönüştürülmesi için başvuruda bulunulmazsa, patentin hükümsüzlüğü ek  patentlerin de hükümsüz olması sonucunu doğurur.

Patentin hükümsüzlüğünün etkisi

MADDE 139- (1) Patentin hükümsüzlüğüne karar verilmesi hâlinde,  kararın sonuçları geçmişe dönük olarak etkili olur ve patent veya patent  başvurusuna bu Kanunla sağlanan koruma hiç doğmamış sayılır,

(2) Patent sahibinin ağır ihmal veya kötüniyetli olarak hareket  etmesinden zarar görenlerin tazminat talepleri saklı kalmak üzere,  hükümsüzlüğün geçmişe dönük etkisi aşağıdaki durumları etkilemez:

a) Patentin hükümsüzlüğüne karar verilmeden önce, patentin sağladığı  haklara tecavüz sebebiyle verilen hukuken kesinleşmiş ve uygulanmış  kararlar.

b) Patentin hükümsüzlüğüne karar verilmeden önce yapılmış ve  uygulanmış sözleşmeler.

(3) İkinci fıkranın (b) bendinde belirtilen sözleşme uyarınca ödenmiş  bedelin hakkaniyet gereğince kısmen veya tamamen iadesi talep edilebilir.

(4) Patentin hükümsüzlüğüne ilişkin kesinleşmiş karar herkese karşı hüküm  doğurur. Hükümsüzlük kararının kesinleşmesinden sonra mahkeme, bu karan  Kuruma resen bildirir. Kesinleşmiş karar ile hükümsüz kılman patent, Kurum  tarafından sicilden terkin edilir ve durum Bültende yayımlanır.

 

İKİNCİ BÖLÜM
Diğer Sona Erme Hâlleri ve Sonuçları

Sona erme ve sonuçları

MADDE 140-(1) Patent hakkı;

a) Koruma süresinin dolması,

b) Patent sahibinin patent hakkından vazgeçmesi,

e) Yıllık ücretlerin 101 inci maddede öngörülen sürelerde ödenmemesi,

sebeplerinden birinin gerçekleşmesi ile sona erer.

(2) Kurum, patent hakkının sona erdiğini Bültende yayımlar. Hakkı sona  eren patentin konusu, sona erme nedeninin gerçekleşmiş olduğu andan itibaren  kamuya ait olur.

(3) Patent sahibi, patentin tamamından veya bir ya da birden çok patent  isteminden vazgeçebilir. Patentten kısmen vazgeçilirse istem veya istemlerin  ayrı bir patentin konusunu teşkil etmesi ve vazgeçmenin patentin kapsamının  genişletilmesine ilişkin olmaması şartıyla vazgeçilmeyen istem veya istemler  itibarıyla patent geçerli kalır.

(4) Vazgeçmenin yazılı olarak Kuruma bildirilmesi gerekir. Vazgeçme,  sicile kayıt tarihi itibarıyla hüküm doğurur.

(5) Sicile kayıtlı hak ve lisans sahiplerinin izni olmadıkça, patentten  vazgeçilemez.

(6) Patent üzerinde, üçüncü kişi tarafından bak sahipliği iddia edilmiş  ve bu hususta alman tedbir kararı sicile kaydedilmişse, bu kişinin izni  olmadıkça, patentten vazgeçilemez.

(7) Patent hakkından vazgeçildiği Bültende yayımlanır.

DOKUZUNCU KISIM
Patent Hakkına Tecavüz

Patent veya faydalı model hakkına tecavüz sayılan  fiiller

MADDE 141- (1) Aşağıdaki fiiller, patent veya faydalı model  hakkına tecavüz sayılır:

a) Patent veya faydalı model sahibinin izni olmaksızın buluş konusu  ürünü kısmen veya tamamen üretme sonucu taklit etmek.

b) Kısmen veya tamamen taklit suretiyle meydana getirildiğini bildiği  ya da bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla üretilen buluş konusu  ürünleri satmak, dağıtmak veya başka bir şekilde ticaret alanına  çıkarmak ya da bu amaçlar için ithal etmek, ticari amaçla elde  bulundurmak, uygulamaya koymak suretiyle kullanmak veya bu ürünle ilgili  sözleşme yapmak için öneride bulunmak.

e) Patent sahibinin izni olmaksızın buluş konusu usulü kullanmak veya  bu usulün izinsiz olarak kullanıldığım bildiği ya da bilmesi gerektiği  hâlde buluş konusu usulle doğrudan doğruya elde edilen ürünleri satmak,  dağıtmak veya başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak ya da bu  amaçlar için ithal etmek, ticari amaçla elde bulundurmak, uygulamaya  koymak suretiyle kullanmak veya bu ürünlerle ilgili sözleşme yapmak için  öneride bulunmak.

ç) Patent veya faydalı model hakkını gasp etmek.

 

d) Patent veya faydalı model sahibi tarafından sözleşmeye dayalı  lisans veya zorunlu lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek  veya bu haklan üçüncü kişilere devretmek.

(2) Patent konusunun, bir ürün veya maddenin elde edilmesine ilişkin bir  usul olması hâlinde mahkeme, aynı ürün veya maddeyi elde etme usulünün  patent konusu usulden farklı olduğunu ispat etmesini davalıdan isteyebilir.  Patent konusu usulle elde edilen ürün veya maddenin yeni olması hâlinde,  patent sahibinin izni olmadan üretilen aynı her ürün veya maddenin, patent  konusu usulle elde edilmiş olduğu kabul edilir. Aksini iddia eden kişi bunu  ispat etmekle yükümlüdür. Bu durumda, davalının üretim ve işletme sırlarının  korunmasındaki haklı menfaati göz önünde tutulur.

(3) Patent başvurusunun veya faydalı model başvurusunun 97 nci maddeye  göre yayımlandığı tarihten itibaren, patent başvurusu veya faydalı model  başvurusu sahibi, buluşa vaki tecavüzlerden dolayı dava açmaya yetkilidir.  Tecavüz eden, başvurudan veya kapsamından haberdar edilmiş ise başvurunun  yayımlanmış olmasına bakılmaz. Tecavüz edenin kötüniyetli olduğuna mahkeme  tarafından hükmolunursa, yayımdan önce de tecavüzün varlığı kabul edilir,

(4) Mahkeme, 99 uncu maddenin üçüncü veya yedinci fıkrası ile 143 üncü  maddenin onuncu veya onikinci fıkrası uyarınca yapılan yayımdan önce, öne  sürülen iddiaların geçerliliğine ilişkin olarak karar veremez.

ONUNCU KISIM
Faydalı Model

Faydalı model ile korunabilir buluşlar ve  istisnaları

MADDE 142- (1) 83 üncü maddenin birinci fıkrası hükmüne göre yeni  olan ve 83 üncü maddenin altıncı fıkrası kapsamında sanayiye uygulanabilen  buluşlar, faydalı model verilerek korunur.

(2) Faydalı modelin yenilik değerlendirmesinde, buluş konusuna katkı  sağlamayan teknik özellikler dikkate alınmaz.

(3) 82 nci maddenin ikinci ve üçüncü fıkralarına ek olarak;

a) Kimyasal ve biyolojik maddelere veya kimyasal ve biyolojik  usullere ya da bu usuller sonucu elde edilen ürünlere ilişkin buluşlar,

b) Eczacılıkla ilgili maddelere veya eczacılıkla ilgili usullere ya  da bu usuller sonucu elde edilen ürünlere ilişkin buluşlar,

c) Biyoteknolojik buluşlar,

ç) Usuller veya bu usuller sonucu elde edilen ürünlere ilişkin  buluşlar,

faydalı model ile korunmaz.

Şeklî inceleme, araştırma talebi, itiraz ve faydalı  modelin verilmesi

MADDE 143- (1) 90 ıncı maddenin üçüncü fıkrasında belirtilen  unsurlardan herhangi birinin eksik olması hâlinde faydalı model başvurusu  işleme alınmaz,

(2) İşleme alman başvuruda 90 ncı maddenin birinci fıkrasında belirtilen  unsurlardan en az birinin eksik olması veya aynı maddenin ikinci fıkrası  gereğince unsurların yabancı dilde verilmesi hâlinde, bildirime gerek  olmaksızın başvuru tarihinden itibaren iki ay içinde eksiklikler giderilir  veya Türkçe çeviriler verilir. Aksi takdirde başvuru geri çekilmiş sayılır.

(3) Kurum, 90 ncı maddenin birinci fıkrasında belirtilen unsurları tam  olan veya ikinci fıkraya uygun olarak unsurları tamamlanan başvuruyu, 90 ncı  maddenin beşinci fıkrası ile yönetmelikle belirlenen diğer şeklî şartlara  uygunluk bakımından inceler.

(4) Başvurunun şeklî şartlara uygun olmadığı anlaşılırsa başvuru  sahibinden bildirim tarihinden itibaren iki ay içinde eksikliği gidermesi  istenir. Eksikliğin bu süre içinde giderilmemesi hâlinde başvuru reddedilir.

(5) Başvuru sahibi başvuruyla birlikte veya herhangi bir bildirime gerek  olmaksızın başvurunun şeklî şartlara uygunluk bakımından bir eksikliğinin  olmadığının veya eksikliklerin süresi içinde giderildiğinin bildirildiği  tarihten itibaren iki ay içinde ücretini ödeyerek ve yönetmelikte belirtilen  şartlara uygun olarak araştırma talebinde bulunur. Aksi takdirde başvuru  geri çekilmiş sayılır.

(6) Başvuru sahibinin, beşinci fıkraya veya 104 üncü maddenin birinci  fıkrasına uygun olarak araştırma talebinde bulunması hâlinde araştırma  raporu düzenlenir, başvuru sahibine bildirilir ve Bültende yayımlanır.

(7) Başvuru konusunun 142 nci maddenin üçüncü fıkrası kapsamına girdiği  sonucuna varılırsa veya tarifnamenin ya da tüm istemlerin yeterince açık  olmaması araştırma raporunun düzenlenmesini engelliyorsa araştırma raporu  düzenlenmez ve başvuru sahibinden bu konudaki itirazlarını veya başvurudaki  değişikliklerini, bildirim tarihinden itibaren üç ay içinde sunması istenir.  Bu süre içinde itirazda bulunulmaması veya itirazın ya da yapılan  değişikliklerin Kurum taralından kabul edilmemesi hâlinde başvuru  reddedilir. İtirazın ve varsa yapılan değişikliklerin kabul edilmesi hâlinde  araştırma raporu düzenlenir, başvuru sahibine bildirilir ve Bültende  yayımlanır.

(8) Araştırma raporunun yayımlanmasından itibaren üç ay içinde ilgili  belgeleri de eklemek suretiyle araştırma raporunun içeriğine başvuru sahibi  itiraz edebilir, üçüncü kişiler görüş bildirebilir.

(9) Başvuru sahibi tarafından itiraz edilmemesi veya üçüncü kişiler  tarafından görüş bildirilmemesi durumunda sadece araştırma raporu, itiraz  edilmesi veya görüş bildirilmesi durumundaysa araştırma raporu ve itirazlar  veya görüşler değerlendirilir.

(10) Kurum yaptığı değerlendirme sonucunda faydalı model verilmesine  karar verirse bu karar başvuru sahibine bildirilir, karar ve faydalı model  Bültende yayımlanır. Yapılan değerlendirme sonucunda faydalı modelin  verilebilmesi için değişiklik yapılmasının gerekli olduğu durumda bildirim  tarihinden itibaren iki ay içinde değişikliklerin yapılması istenir. Yapılan  değişikliklerin kabul edilmesi hâlinde faydalı model verilmesine karar  verilir, bu durum başvuru sahibine bildirilir, bu karar ve faydalı model  Bültende yayımlanır. Değişikliklerin yapılmaması veya yapılan  değişikliklerin Kurum tarafından kabul edilmemesi hâlinde başvuru geri  çekilmiş sayılır, bu karar başvuru sahibine bildirilir ve Bültende  yayımlanır. Faydalı modelin verilmesine ilişkin yayımdan sonra talep  edilmesi ve belge düzenleme ücretinin ödenmesi hâlinde, düzenlenen belge  faydalı model sahibine verilir.

(11) Faydalı model verilmesinden sonra 99 uncu maddede belirlenen itiraz  usulü işletilemez, sadece mahkemeden hükümsüzlük talep edilebilir.

 

(12) Kurum yaptığı değerlendirme sonucunda başvurunun ve buna ilişkin  buluşun bu Kanun hükümlerine uygun olmadığına karar verirse başvuru  reddedilir, bu karar başvuru sahibine bildirilir ve Bültende yayımlanır. Bu  karara karşı, 100 üncü maddeye göre itiraz edilebilir.

(13) Faydalı modelin verilmiş olması, geçerliliği ve yararlılığı  konusunda Kurum tarafından garanti verildiği şeklinde yorumlanamaz, Kurumun  sorumluluğunu da doğurmaz.

(14) Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle  belirlenir.

Faydalı modelin hükümsüzlüğü

MADDE 144- (1) Aşağıdaki hâllerde faydalı modelin hükümsüz  sayılmasına yetkili mahkeme tarafından karar verilir:

a) Faydalı model konusu, 142 nci maddede belirtilen şartları  taşımıyorsa.

b) Buluş 92 nci maddenin birinci fıkrası uyarınca yeterince  açıklanmamışsa.

e) Faydalı model konusu, başvurunun ilk hâlinin kapsamım aşıyorsa  veya faydalı modelin, 91 inci maddeye göre yapılan bölünmüş bir  başvuruya veya 110 uncu maddenin üçüncü fıkrasının (b) bendine göre  yapılan bir başvuruya dayanması durumunda en önceki başvurunun ilk  hâlinin kapsamım aşıyorsa.

ç) Faydalı model sahibinin, 109 uncu maddeye göre faydalı model  isteme hakkına sahip olmadığı ispatlanmışsa.

(2) Menfaati olanlar, Cumhuriyet savcıları veya ilgili kamu kurum ve  kuruluşları faydalı modelin hükümsüzlüğünü isteyebilir. Faydalı model  sahibinin 109 uncu maddeye göre faydalı model isteme hakkına sahip olmadığı  nedeniyle faydalı modelin hükümsüzlüğü, ancak buluşu yapan veya halefleri  tarafından istenebilir.

(3) Faydalı modelin hükümsüzlüğü davası, faydalı modelin koruma süresince  veya hakkın sona ermesini izleyen beş yıl içinde, sicile faydalı model  sahibi olarak kayıtlı kişiye karşı açılabilir. Sicilde hak sahibi olarak  görülen kişilerin davaya katılabilmelerini sağlamak için bu kişilere ayrıca  tebligat yapılır.

(4) Faydalı model sahibinin, 109 uncu maddeye göre faydalı model isteme  hakkına sahip bulunmadığı hakkındaki iddia, ancak buluşu yapan veya  halefleri tarafından ileri sürülebilir. Bu durumda, 110 uncu madde hükümleri  uygulanır.

(5) Hükümsüzlük nedenleri faydalı modelin sadece bir bölümüne ilişkin  bulunuyorsa, sadece o bölümü etkileyen istem veya istemlerin iptali  suretiyle, kısmi hükümsüzlüğe karar verilir. Bir istemin kısmen  hükümsüzlüğüne karar verilemez.

(6) Kısmi hükümsüzlük sonucu, faydalı modelin iptal edilmeyen istem veya  istemleri 142 nci madde hükümlerine uygun olması hâlinde faydalı model, bu  istem veya istemler için geçerli kalır.

Patentler ile ilgili hükümlerin uygulanabilirliği  ve çifte koruma

MADDE 145- (1) Faydalı modele ilişkin açık bir hüküm bulunmadığı  ve faydalı modelin özelliği ile çelişmediği takdirde bu Kanunda patentler  için öngörülen hükümler, faydalı modeller hakkında da uygulanır.

(2) Aynı kişiye veya halefine, aynı buluş konusunda, aynı koruma  kapsamıyla, birbirinden bağımsız olarak birden fazla patent veya faydalı  model ya da bu belgelerin her ikisi verilmez.

 

BEŞİNCİ KİTAP
Ortak ve Diğer Hükümler
BİRİNCİ KISIM
Ortak Hükümler

Süreler ve bildirimler

MADDE 146- (1) Sınai mülkiyet hakkına ilişkin, itirazlar da dâhil  olmak üzere Kurum nezdinde yapılacak tüm işlemlerde uyulması gereken süre,  bu Kanun veya ilgili yönetmelikte belirlenmemişse bildirim tarihinden  itibaren iki aydır. Bu sürelere uyulmaması hâlinde talep yapılmamış sayılır.

Ortak temsilci

MADDE 147- (1) Sınai mülkiyet hakkının birden çok kişiye ait  olması hâlinde, geri çekme ve vazgeçme talebi hariç olmak üzere, marka veya  patent vekili atanmadığı durumlarda Kurum nezdindeki tüm işlemler hak  sahiplerince ortak temsilci olarak atanan hak sahibi tarafından yürütülür.  Hak sahipleri tarafından ortak temsilci atanmaması durumunda, başvuru  formunda adı geçen ilk hak sahibinin, ortak temsilci olduğu kabul edilir.

(2) Ortak temsilcinin yerleşim yerinin Türkiye Cumhuriyeti sınırları  içinde olmaması durumunda, işlemler marka veya patent vekili vasıtasıyla  yapılır.

(3) Ortak markalara ilişkin hükümler saklıdır.

Hukuki işlemler

MADDE 148- (1) Sınai mülkiyet hakkı devredilebilir, miras yolu ile  intikal edebilir, lisans konusu olabilir, rehin verilebilir, teminat olarak  gösterilebilir, haczedilebilir veya diğer hukuki işlemlere konu olabilir.  Coğrafi işaret ve geleneksel ürün adı hakkı; lisans, devir, intikal, haciz  ve benzeri hukuki işlemlere konu olamaz ve teminat olarak gösterilemez.

(2) Birinci fıkrada belirtilen hukuki işlemler işletmeden bağımsız olarak  gerçekleştirilebilir.

(3) Sınai mülkiyet hakkının birden fazla sahibi olması durumunda  sahiplerden birinin kendisine düşen payı tamamen veya kısmen üçüncü kişiye  satması hâlinde, diğer paydaşların onalım hakkı vardır. Yapılan satış, alıcı  veya satıcı tarafından diğer paydaşlara bildirilir. Onalım hakkı, satışın  hak sahibine bildirildiği tarihin üzerinden üç ay ve her hâlde satışın  üzerinden iki yıl geçmekle düşer. Tarafların anlaşamaması hâlinde, onalım  hakkı alıcıya karşı dava açılarak kullanılır. Onalım hakkı sahibi, adına  payın devrine karar verilmeden önce, satış bedelini, mahkeme tarafından  belirlenen süre içinde mahkemenin belirleyeceği yere nakden yatırmakla  yükümlüdür, Cebri artırmayla satışlarda onalım hakkı kullanılamaz.

(4) Hukuki işlemler, yazılı şekle tabidir. Devir sözleşmelerinin  geçerliliği, ancak noter tarafından onaylanmış şekilde yapılmış olmalarına  bağlıdır.

(5) Hukuki işlemler taraflardan birinin talebi, ücretin ödenmesi ve  yönetmelikle belirlenen diğer şartların yerine getirilmesi hâlinde sicile  kaydedilir ve Bültende yayımlanır. 115 inci madde hükümleri saklı kalmak  üzere, sicile kaydedilmeyen hukuki işlemlerden doğan haklar iyiniyetli  üçüncü kişilere karşı ileri sürülemez.

(6) Marka, tescil edildiği mal veya hizmetlerin tümü veya bir kısmı için  devredilebilir.

(7) Garanti markasının veya ortak markanın devri ya da ortak marka için  lisans verilmesi, sicile kayıt hâlinde geçerlidir.

 

(8) Bu maddede yer alan hükümler, sınai mülkiyet hakkı başvurularında da  uygulanır.

Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibinin  ileri sürebileceği talepler

MADDE 149- (1) Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi,  mahkemeden aşağıdaki taleplerde bulunabilir:

a) Fiilin tecavüz olup olmadığının tespiti.

b) Muhtemel tecavüzün önlenmesi.

e) Tecavüz fiillerinin durdurulması.

ç) Tecavüzün kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini.

d) Tecavüz oluşturan veya cezayı gerektiren ürünler ile bunların  üretiminde münhasıran kullanılan cihaz, makine gibi araçlara, tecavüze  konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde  elkonulması,

e) (d) bendi uyarınca elkonulan ürün, cihaz ve makineler üzerinde  kendisine mülkiyet hakkının tanınması,

f) Tecavüzün devamını önlemek üzere tedbirlerin alınması, özellikle  masraflar tecavüz edene ait olmak üzere (d) bendine göre elkonulan  ürünler ile cihaz ve makine gibi araçların şekillerinin değiştirilmesi,  üzerlerindeki markaların silinmesi veya sınai mülkiyet haklarına  tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise imhası.

g) Haklı bir sebebin veya menfaatinin bulunması hâlinde, masrafları  karşı tarafa ait olmak üzere kesinleşmiş kararın günlük gazete veya  benzeri vasıtalarla tamamen veya özet olarak ilan edilmesi veya  ilgililere tebliğ edilmesi.

(2) Birinci fıkranın (e) bendinde belirtilen talebin kabulü durumunda,  söz konusu ürün, cihaz ve makinelerin değeri, tazminat miktarından düşülür.  Bu değerin kabul edilen tazminat miktarını aşması hâlinde, aşan kısım hak  sahibince karşı tarafa ödenir.

(3) Birinci fıkranın (g) bendinde belirtilen talebin kabulü durumunda  ilanın şeklî ve kapsamı kararda tespit edilir. İlan hakkı, kararın  kesinleşmesinden sonra üç ay içinde talep edilmezse düşer.

(4) Coğrafi işaret ve geleneksel ürün adları bakımından manevi zararın  tazmini talep edilemez.

Tazminat

MADDE 150- (1) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz sayılan fiilleri  işleyen kişiler, hak sahibinin zararını tazmin etmekle yükümlüdür.

(2) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edilmesi durumunda, hakka konu ürün  veya hizmetlerin, tecavüz eden tarafından kötü şekilde kullanılması veya  üretilmesi, bu şekilde üretilen ürünlerin temin edilmesi yahut uygun olmayan  bir tarzda piyasaya sürülmesi sonucunda sınai mülkiyet hakkının itibarı  zarara uğrarsa, bu nedenle ayrıca tazminat istenebilir.

(3) Hak sahibi, sınai mülkiyet hakkının ihlali iddiasına dayalı tazminat  davası açmadan önce, delillerin tespiti ya da açılmış tazminat davasında  uğramış olduğu zarar miktarının belirlenebilmesi için, sınai mülkiyet  hakkının kullanılması ile ilgili belgelerin, tazminat yükümlüsü tarafından  mahkemeye sunulması konusunda karar verilmesini mahkemeden talep edebilir.

 

Yoksun kalınan kazanç

MADDE 151- (1) Hak sahibinin uğradığı zarar, fiili kaybı ve yoksun  kalınan kazancı kapsar.

(2) Yoksun kalınan kazanç, zarar gören hak sahibinin seçimine bağlı  olarak, aşağıdaki değerlendirme usullerinden biri ile hesaplanır:

a) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, hak  sahibinin elde edebileceği muhtemel gelir.

b) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin elde ettiği net kazanç.

c) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin bu hakkı bir lisans  sözleşmesi ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması hâlinde ödemesi  gereken lisans bedeli.

(3) Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, özellikle sınai mülkiyet  hakkının ekonomik önemi veya tecavüz sırasında sınai mülkiyet hakkına  ilişkin lisansların sayısı, süresi ve çeşidi, ihlalin nitelik ve boyutu gibi  etkenler göz önünde tutulur.

(4) Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, ikinci fıkranın (a) veya (b)  bentlerinde belirtilen değerlendirme usullerinden birinin seçilmiş olması  hâlinde, mahkeme ürüne ilişkin talebin oluşmasında sınai mülkiyet hakkının  belirleyici etken olduğu kanaatine varırsa, kazancın hesaplanmasında  hakkaniyete uygun bir payın daha eklenmesine karar verir.

(5) Mahkeme, patent haklarına tecavüz hâlinde, patent sahibinin bu  Kanunda öngörülen patenti kullanma yükümlülüğünü yerine getirmemiş olduğu  kanaatine varırsa yoksun kalman kazanç, ikinci fıkranın (c) bendine göre  hesaplanır.

(6) Coğrafi işarete veya geleneksel ürün adına tecavüz hâlinde bu madde  hükmü uygulanmaz.

Hakkın tüketilmesi

MADDE 152- (1) Sınai mülkiyet hakkı korumasına konu ürünlerin, hak  sahihi veya onun izni ile üçüncü kişiler tarafından piyasaya sunulmasından  sonra bu ürünlerle ilgili fiiller hakkın kapsamı dışında kalır.

(2) Marka sahibi, birinci fıkra hükmü kapsamına giren ürünlerin üçüncü  kişiler tarafından değiştirilerek veya kötüleştirilerek ticari amaçlı  kullanılmasını önleme hakkına sahiptir.

Dava açılamayacak kişiler

MADDE 153- (1) Sınai mülkiyet hakkı sahibi, hakkına tecavüz eden  tarafından piyasaya sürülmüş ürünleri kişisel ihtiyaçları ölçüsünde elinde  bulunduran veya kullanan kişilere karşı, bu Kanunda yer alan hukuk  davalarını açamaz veya ceza davası açılması için şikâyette bulunamaz.

(2) Sınai mülkiyet hakkı sahibi, sebep olduğu zarardan dolayı kendisine  tazminat ödeyen kişi tarafından, sınai mülkiyet hakkı sahibinin elkoymaması  nedeniyle piyasaya sürülmüş ürünleri ticari amaçla kullanan kişilere karşı,  bu Kanunda yer alan hukuk davalarını açamaz veya ceza davası açılması için  şikâyette bulunamaz.

Tecavüzün mevcut olmadığına ilişkin dava ve  şartları

MADDE 154- (1) Menfaati olan herkes, Türkiye’de giriştiği veya  girişeceği ticari veya sınai faaliyetin ya da bu amaçla yapmış olduğu ciddi  ve fiili girişimlerin sınai mülkiyet hakkına tecavüz teşkil edip etmediği  hususunda, hak sahibinden görüşlerini bildirmesini talep edebilir.

 

Bu talebin tebliğinden itibaren bir ay içinde cevap verilmemesi veya  verilen cevabın menfaat sahibi tarafından kabul edilmemesi hâlinde, menfaat  sahibi, hak sahibine karşı fiillerinin tecavüz teşkil etmediğine karar  verilmesi talebiyle dava açabilir. Bildirimin yapılmış olması, açılacak  davada dava şartı olarak aranmaz. Bu dava, kendisine karşı tecavüz davası  açılmış bir kişi tarafından açılamaz.

(2) Birinci fıkra uyarınca açılan dava, sicile kayıtlı tüm hak  sahiplerine tebliğ edilir.

(3) Birinci fıkra uyarınca açılan dava, hükümsüzlük davasıyla birlikte de  açılabilir,

(4) Mahkeme, 99 uncu maddenin üçüncü veya yedinci fıkrası ile 143 üncü  maddenin onuncu veya onikinci fıkrası uyarınca yapılan yayımdan önce, öne  sürülen iddiaların geçerliliğine ilişkin olarak karar veremez.

Önceki tarihli hakların etkisi

MADDE 155- (1) Marka, patent veya tasarım hakkı sahibi, kendi  hakkından daha önceki rüçhan veya başvuru tarihine sahip hak sahiplerinin  açmış olduğu tecavüz davasında, sahip olduğu sınai mülkiyet hakkını savunma  gerekçesi olarak ileri süremez.

Görevli ve yetkili mahkeme

MADDE 156- (1) Bu Kanunda öngörülen davalarda görevli mahkeme,  fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesi ile fikri ve sınai haklar ceza  mahkemesidir. Bu mahkemeler, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun olumlu  görüşü alınarak, tek hâkimli ve asliye mahkemesi derecesinde Adalet  Bakanlığınca lüzum görülen yerlerde kurulur. Bu mahkemelerin yargı çevresi,  26/9/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge  Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun hükümlerine  göre belirlenir. Fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesi kurulmamış olan  yerlerde bu mahkemenin görev alanına giren dava ve işlere, o yerdeki asliye  hukuk mahkemesince; fikri ve sınai haklar ceza mahkemesi kurulmamış olan  yerlerde bu mahkemenin görev alanına giren dava ve işlere, o yerdeki asliye  ceza mahkemesince bakılır.

(2) Kurumun bu Kanun hükümlerine göre aldığı bütün kararlara karşı  açılacak davalarda ve Kurumun kararlarından zarar gören üçüncü kişilerin  Kurum aleyhine açacakları davalarda görevli ve yetkili mahkeme, Ankara Fikri  ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesidir.

(3) Sınai mülkiyet hakkı sahibi tarafından, üçüncü kişiler aleyhine  açılacak hukuk davalarında yetkili mahkeme, davacının yerleşim yeri veya  hukuka aykırı fiilin gerçekleştiği yahut bu fiilin etkilerinin görüldüğü yer  mahkemesidir.

(4) Davacının Türkiye’de yerleşim yeri bulunmaması hâlinde yetkili  mahkeme, davanın açıldığı tarihte sicilde kayıtlı vekilin işyerinin  bulunduğu yerdeki ve eğer vekillik kaydı silinmişse Kurum merkezinin  bulunduğu yerdeki mahkemedir.

(5) Üçüncü kişiler tarafından sınai mülkiyet hakkı sahibi aleyhine  açılacak davalarda yetkili mahkeme, davalının yerleşim yerinin bulunduğu yer  mahkemesidir. Sınai mülkiyet hakkı başvurusu veya sınai mülkiyet hak  sahibinin Türkiye’de yerleşim yeri bulunmaması hâlinde, dördüncü fıkra hükmü  uygulanır.

Zamanaşımı

MADDE 157- (1) Sınai mülkiyet hakkı veya geleneksel ürün adından  doğan özel hukuka ilişkin taleplerde, 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı  Türk Borçlar Kanununun zamanaşımına ilişkin hükümleri uygulanır.

 

Lisans alanın dava açması ve şartları

MADDE 158- (1) Sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa inhisari  lisansa sahip olan kişi, üçüncü bir kişi tarafından sınai mülkiyet hakkına  tecavüz edilmesi durumunda, hak sahibinin bu Kanun uyarınca açabileceği  davaları, kendi adına açabilir.

(2) İnhisari olmayan lisans alan, sınai mülkiyet hakkına tecavüz  dolayısıyla dava açma hakkı sözleşmede açıkça sınırlandırılmamışsa, yapacağı  bildirimle, gereken davayı açmasını hak sahibinden ister. Hak sahibinin, bu  talebi kabul etmemesi veya bildirim tarihinden itibaren üç ay içinde talep  edilen davayı açmaması hâlinde, lisans alan, yaptığı bildirimi de ekleyerek,  kendi adına ve kendi menfaatlerinin gerektirdiği ölçüde dava açabilir. Bu  fıkra uyarınca dava açan lisans alanın, dava açtığını hak sahibine  bildirmesi gerekir,

(3) Lisans alan, ciddi bir zarar tehlikesinin varlığı hâlinde ve söz  konusu sürenin geçmesinden önce, ihtiyati tedbire karar verilmesini  mahkemeden talep edebilir. Mahkemenin tedbir kararı verdiği hâllerde talepte  bulunan lisans sahibi dava açmaya da yetkilidir. Bu hâlde ikinci fıkradaki  şartlar yargılama devam ederken tamamlanır,

İhtiyati tedbir talebi ve ihtiyati tedbirin  niteliği

MADDE 159- (1) Bu Kanun uyarınca dava açma hakkı olan kişiler,  dava konusu kullanımın, ülke içinde kendi sınai mülkiyet haklarına tecavüz  teşkil edecek şekilde gerçekleşmekte olduğunu veya gerçekleşmesi için ciddi  ve etkin çalışmalar yapıldığını ispat etmek şartıyla, verilecek hükmün  etkinliğini temin etmek üzere, ihtiyati tedbire karar verilmesini mahkemeden  talep edebilir.

(2) İhtiyati tedbirler özellikle aşağıda belirtilen tedbirleri  kapsamalıdır:

a) Davacının sınai mülkiyet hakkına tecavüz teşkil eden fiillerin  önlenmesi ve durdurulması.

b) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edilerek üretilen veya ithal edilen  tecavüze konu ürünlere, bunların üretiminde münhasıran kullanılan  vasıtalara ya da patenti verilmiş usulün icrasında kullanılan  vasıtalara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini  engellemeyecek şekilde, Türkiye sınırları içinde veya gümrük ve serbest  liman veya bölge gibi alanlar dâhil, bulundukları her yerde elkonulması  ve bunların saklanması.

e) Herhangi bir zararın tazmini bakımından teminat verilmesi.

(3) İhtiyati tedbirlerle ilgili bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda  12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümleri  uygulanır.

İşlem yetkisi olan kişiler ve tebligat

MADDE 160- (1) Gerçek veya tüzel kişiler ile bu kişiler tarafından  yetkilendirilmiş sicile kayıtlı marka veya patent vekilleri Kurum nezdinde  işlem yapabilir.

(2) Tüzel kişiler, yetkili organları tarafından tayin edilen gerçek kişi  veya kişilerce temsil edilir.

(3) Yerleşim yeri yurt dışında bulunan kişiler ancak marka veya patent  vekilleri tarafından temsil edilir. Vekille temsil edilmeksizin asil  tarafından gerçekleştirilen işlemler, yapılmamış sayılır.

(4) Marka veya patent vekili tayin edilmesi hâlinde, tüm işlemler vekil  tarafından yapılır. Vekile yapılan tebligat asile yapılmış sayılır.

 

(5) Kurum gerekli gördüğü hâllerde vekilin yetkisini gösteren  vekaletnamenin aslı ya da onaylı suretinin sunulmasını isteyebilir.

(6) Bu Kanunun uygulanması kapsamında yapılacak tebligatlar, 11/2/1959  tarihli ve  7201 sayılı Tebligat Kanununun 7/a maddesinde düzenlenen elektronik  tebligata ilişkin usullere bağlı olmaksızın, tebligat yapılacak kişinin  onayı alınmak şartıyla ve Kurum tarafından gerçek veya tüzel kişi için  tahsis edilen elektronik posta kutusuna konulmak suretiyle elektronik  ortamda tebliğ edilir. Bu şekilde yapılan tebligatlar, tebligat konusu  belgenin posta kutusuna konulmasını müteakip muhatabın, posta kutusuna ilk  giriş yaptığı tarihte ve her hâlde belgenin posta kutusuna konulduğu tarihi  izleyen onuncu günün sonunda yapılmış sayılır.

(7) Bu Kanunun uygulanması kapsamında yapılacak ilanen tebligatlar, 7201  sayılı Kanunun İlanen tebligatın şekline ilişkin 29 uncu maddesi hükmüne  bağlı kalmaksızın ilgili Bülten üzerinden yapılır. Bu şekilde yapılan  tebligatlar, Bültenin yayımı tarihinden yedi gün sonra yapılmış sayılır.

(8) Kurum, elektronik ortamda yapılacak başvuru ve tebligatla ilgili her  türlü teknik altyapıyı kurmaya veya kurulmuş olanları kullanmaya,  başvuruların, taleplerin ve tebligatların elektronik ortamda yapılması  zorunluluğu getirmeye, elektronik ortamda tebliğ yapılacaklar ile elektronik  ortamdaki başvuru ve tebligata ilişkin diğer usul ve esasları belirlemeye  yetkilidir.

Ücretler, ödenme süreleri ve sonuçları

MADDE 161- (1) Sınai mülkiyet hakkının verilmesi veya tescili ile  ilgili işlemler için ödenmesi gereken ücretlerin ödendiğine ilişkin bilginin  süresi içinde Kuruma sunulmaması hâlinde sınai mülkiyet hakkı başvurusu geri  çekilmiş sayılır.

(2) Sicile kayıtlı sınai mülkiyet hakkıyla ilgili olarak birinci fıkra  dışında kalan işlemler için ödenmesi gereken ücretlerin ödendiğine ilişkin  bilginin süresi içinde Kuruma sunulmaması hâlinde ilgili talep yapılmamış  sayılır.

(3) 15 inci, 18 inci, 20 nci, 23 üncü ve 69 uncu maddeler hariç olmak  üzere, başvuru veya sınai mülkiyet hakkıyla ilgili işlemler için ödenmesi  gereken ücretin eksik ödenmesi durumunda, söz konusu eksik ücret miktarı  Kurum tarafından talep sahibine bildirilir. Bildirim tarihinden itibaren bir  ay içinde eksik ücretin ödendiğine ilişkin bilginin Kuruma sunulmaması  hâlinde birinci ve ikinci fıkra hükümleri uygulanır.

(4) Aksi öngörülmediği sürece, ödenen ücretlerin iadesi yapılmaz ve  ödenmiş olan ücretler Kuruma gelir kaydedilir.

Kararların uygulanması

MADDE 162- (1) Kurul kararlarının iptali veya hükümsüzlük istemli  davalarda verilen kararlar kesinleşmedikçe icra edilemez. Bu hüküm, ilamın  ferileri hakkında da uygulanır.

Hızlı imha prosedürü

MADDE 163- (1) Bu Kanunda yer alan suçlar sebebiyle elkonulan veya  muhafaza altına alman suça konu eşyanın sayısı, ebadı veya niteliği gibi  nedenlerle emanet bürosunda muhafaza edilemeyecek olması hâlinde, Cumhuriyet  savcısının talimatı doğrultusunda numune alınması mümkün olan eşyadan yeteri  kadar numune alınmasını müteakip geri kalan suç eşyası mahallin maliye  teşkilatına gönderilir. Numunelerle birlikte elkonulan eşyanın miktarı,  cinsi, ebadı gibi tüm bilgilerini içeren tutanak Cumhuriyet başsavcılığına  teslim edilir.

 

(2) Birinci fıkra uyarınca numune alınmak suretiyle mahallin maliye  teşkilatına teslim edilen suça konu eşyanın, zarara uğraması veya değerinde  esaslı ölçüde kayıp meydana gelme tehlikesinin varlığı ya da muhafazasının  ciddi külfet oluşturması hâlinde bilirkişi incelemesi yaptırıldıktan sonra,  soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcısının talebi üzerine hâkim, kovuşturma  aşamasında hükümden önce mahkeme tarafından imhasına karar verilir. İmha  işlemleri Cumhuriyet savcısının başkanlığında maliye teşkilatınca  oluşturulan üç kişilik komisyon huzurunda yapılır ve buna dair tutanak  tanzim edilir.

Geleneksel ürün adlarına uygulanacak hükümler

MADDE 164- (1) 146 ncı, 147 nci, 149 uncu, 150 nci, 152 nci, 153  üncü, 154 üncü, 156 ncı, 159 uncu ve 161 inci madde hükümleri geleneksel  ürün adları hakkında da uygulanır.

Yönetmelik

MADDE 165- (1) Bu Kanunun uygulanmasına ilişkin yönetmelikler  Kurum tarafından yürürlüğe konulur.

İKİNCİ KISIM
Diğer Hükümler

MADDE 166- 6/11/2003 tarihli ve 5000 sayılı Türk Patent Enstitüsü  Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının  (a), (e), (i) ve (k) bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“a) Patentler, faydalı modeller, markalar, coğrafi işaretler,  geleneksel ürün adları, tasarımlar ile entegre devre topografyalarının  ilgili mevzuat hükümleri uyarınca tescilini ve bu hakların korunması ile  ilgili işlemleri yapar,”

“e) Sınai mülkiyet alanında Avrupa Birliği, uluslararası kuruluşlar  ve yabancı ülkelerle ilişkileri yürütür, işbirliğinde bulunur,”

“i) Sınai mülkiyet hakları ile ilgili olarak yayınlar yapar,”

“k) Sınai mülkiyet alanında yurt içinde ve yurt dışında kişi ve  kuruluşlara eğitim verilmesine yönelik çalışmalar yapar, görev alanına  giren konularla ilgili eğitim faaliyetlerini ve akademik çalışmaları  destekler,”

MADDE 167- 5000 sayılı Kanunun 7 nci maddesi aşağıdaki şekilde  değiştirilmiştir.

“MADDE 7- Kurumun Danışma Kurulu; Adalet Bakanlığı, Avrupa Birliği  Bakanlığı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal  Güvenlik Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı,  Ekonomi Bakanlığı, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Gümrük ve  Ticaret Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı, Kültür ve  Turizm Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Millî Eğitim Bakanlığı, Millî  Savunma Bakanlığı, Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı,  Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı,  Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu, Türkiye Atom Enerjisi  Kurumu, Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme  İdaresi Başkanlığı, Türkiye İhracatçılar Meclisi, Türkiye Odalar ve  Borsalar Birliği, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği, Türk Tabipleri  Birliği, Türk Veteriner Hekimleri Birliği, Türk Eczacıları Birliği,  Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu ve en fazla üyeye sahip  işçi ve işveren

 

sendikaları konfederasyonlarından birer üye ve Yükseköğretim  Kurulunca üniversitelerden belirlenecek beş üyeden oluşur.

Yönetim Kurulu ihtiyaca göre, Danışma Kurulu toplantılarına uzman  kişileri çağırabilir.

Danışma Kurulu üyeliklerinin süresi iki yıldır. Görev süresi dolan  üyeler yeniden seçilebilir.

Danışma Kurulunun çalışma usul ve esasları yönetmelikle belirlenir.

Danışma Kurulu yılda en az bir kez toplanır. Toplantılara Bilim,  Sanayi ve Teknoloji Bakanı veya görevlendireceği kişi başkanlık eder.”

MADDE 168- 5000 sayılı Kanunun 10 uncu maddesi başlığı ile  birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Fikri Mülkiyet Akademisi ve Sınai Mülkiyet Hakları Eğitim Merkezi  MADDE 10- Fikri mülkiyet haklarına ilişkin eğitim, danışmanlık,  araştırma ve koordinasyon faaliyetlerini yürütmek üzere Fikri Mülkiyet  Akademisi, sınai mülkiyet haklarına ilişkin eğitim faaliyetlerini  gerçekleştirmek üzere Kurum bünyesinde Sınai Mülkiyet Hakları Eğitim  Merkezi kurulmuştur.

Akademi bünyesinde telif haklarına ilişkin eğitim faaliyetleri Kültür  ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları Eğitim Merkezi, sınai mülkiyet  haklarına ilişkin eğitim faaliyetleri de Türk Patent ve Marka Kurumu  Sınai Mülkiyet Hakları Eğitim Merkezi tarafından gerçekleştirilir.  Eğitim merkezlerine ilişkin giderler, ilgisine göre Kültür ve Turizm  Bakanlığı veya Kurum tarafından karşılanır.

Fikri Mülkiyet Akademisinde yürütülecek eğitim ve araştırma  faaliyetlerine ilişkin planlama ve danışmanlık yapmak üzere bir Yürütme  Kurulu oluşturulur. Bu Kurul; Kurumdan bir temsilci, Kültür ve Turizm  Bakanlığı ilgili biriminden bir temsilci, biri sınai mülkiyet hakları  diğeri telif hakları konusunda uzman iki üniversite öğretim üyesi, bir  patent veya marka vekili, telif haklan alanında faaliyet gösteren bir  sektör temsilcisi ve muvafakati alınmak kaydıyla Yargıtay tarafından  ilgili daire üyeleri arasından belirlenen bir üye ve Hâkimler ve  Savcılar Yüksek Kurulunun ilgili dairesi tarafından belirlenen fikri ve  sınai haklar hukuk veya ceza mahkemelerinde görev yapan bir hâkim olmak  üzere sekiz üyeden oluşur. Fikri Mülkiyet Akademisi Yürütme Kurulu  toplantıları Kurum temsilcisi ile Kültür ve Turizm Bakanlığı  temsilcisinin eş başkanlığında yapılır. Yargıtay üyesi ve hâkim üye  dışındaki üyeler ilgisine göre Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Kurum  tarafından görevlendirilir. Üyeler, üç yıl için görevlendirilir. Görev  süresi sona erenler yeniden görevlendirilebilir.

Fikri Mülkiyet Akademisi Yürütme Kurulu ve eğitim merkezlerinin  çalışma usul ve esasları, sekretarya hizmetleri, yapılan hizmetler  karşılığında alman ücretler, eğitim faaliyetlerine ilişkin konular ve  diğer hususlar Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Kurum tarafından müştereken  yürürlüğe konulan yönetmelikle belirlenir.”

MADDE 169- 5000 sayılı Kanunun 11 inci maddesinin birinci  fıkrasının (c) ve (d) bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve aynı  maddeye aşağıdaki bentler eklenmiştir,

“c) Tasarımlar Dairesi Başkanlığı.

d) Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Dairesi Başkanlığı,”

“e) Yenilik ve Tanıtım Dairesi Başkanlığı,

f) Coğrafi İşaretler Dairesi Başkanlığı,

 

g) Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı.”

MADDE 170- 5000 sayılı Kanunun 14 üncü maddesi başlığı ile  birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir,

“Tasarımlar Dairesi Başkanlığı

MADDE 14- Tasarımlar Dairesi Başkanlığı;

a) Tasarımların tescil başvurularının ilgili mevzuat hükümlerine göre  kayıt, dosyalama, araştırma, inceleme, değerlendirme ve tescil  işlemlerini yapar,

b) Tasarımların ve tasarım başvurularının ilgili mevzuat hükümlerine  göre lisans, devir ve sair değişikliklerle ilgili işlemlerini yapar,

c) Tasarımların ilan, tasnif ve sicil işlemlerini yapar,

d) Türk Tasarım Danışma Konseyinin sekretaryasını yürütür,

e) Başkanlıkça verilecek diğer işleri yapar.”

MADDE 171- 5000 sayılı Kanunun 15 inci maddesi başlığı ile  birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Dairesi Başkanlığı

MADDE 15- Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Dairesi Başkanlığı;

a) Avrupa Birliği ile ilgili Kurumun görev alanına giren konularda;  müzakerelere ilişkin hazırlıkları yapar, toplantılara katılır, bu  konularla ilgili olarak Kurum birimleri arasında koordinasyonu sağlar,

b) Kurumun görev alanına giren konularda yabancı ülkeler ve  uluslararası kuruluşlar ile ilişkilerini yürütür, koordinasyonu sağlar,  ikili ve çok taraflı işbirliği anlaşmaları ile bölgesel işbirliği  anlaşmalarının ve protokollerinin hazırlanmasına yardımcı olur,

c) Kurumun görev alanına giren yabancı ülkelerin mevzuatı ile  uluslararası anlaşmaları izler, inceler ve yükümlülüklerin yerine  getirilmesi için gereken çalışmaları yürütür,

d) Başkanlıkça verilecek diğer işleri yapar.”

MADDE 172- 5000 sayılı Kanuna 15 inci maddesinden sonra gelmek  üzere aşağıdaki 15/A, 15/B ve 15/C maddeleri eklenmiştir.

“Yenilik ve Tanıtım Dairesi Başkanlığı

MADDE 15/A- Yenilik ve Tanıtım Dairesi Başkanlığı;

a) Sınai mülkiyet haklarından ülke ekonomisi için değer üretmek  amacıyla gerçek ve tüzel kişilerin sınai mülkiyete konu olan ya da  olabilecek varlıklarım ve kullanım şekillerim tespit etme, ilgili  sektörleri takip etme, etüt çalışmaları yapma ve benzeri faaliyetleri  yürütür,

b) Sınai mülkiyet varlıklarının değeri ve ekonomik etkileri konusunda  çalışmalar yapar,

c) Yeni teknolojilerin tespiti, teknoloji transferi işlemlerine  aracılık gibi ticarileştirme faaliyetlerini yürütür,

d) Yenilik destek faaliyetleri sonucunda elde edilen tüm verileri  toplar, tasnif eder ve kamunun kullanımına sunar,

e) Yenilik destek faaliyetleri kapsamına giren konularda danışmanlık  hizmeti sunar,

 

f) Kurumun görevleri ile ilgili olarak mevzuat, başvuru kılavuzları,  broşürler ve sınai mülkiyet hakları konularını içeren belgesel, kavram  ve tanıtım filmleri ile her türlü ortamda materyal hazırlar, bunların  yayımlanması işlemlerim yürütür,

g) Sınai mülkiyet haklarının tanıtımına ilişkin hedef ve stratejileri  tespit eder, planlamasını yapar ve uygular,

h) Sınai mülkiyet hakları ile ilgili her türlü eğitim faaliyetleri  ile seminer, konferans, sempozyum ve benzeri faaliyetleri düzenler,  fuarlara iştirak hazırlıklarını yürütür,

i) Kurumun bilgi ve doküman birimlerinin faaliyette bulunması için  gerekli işbirliği çalışmalarını yürütür,

j) Başkanlıkça verilecek diğer işleri yapar.

Coğrafi işaretler Dairesi Başkanlığı

MADDE 15/B- Coğrafi İşaretler Dairesi Başkanlığı;

a) Coğrafi işaretler ve geleneksel ürün adlarına ilişkin kayıt,  araştırma, inceleme, değerlendirme ve tescil işlemlerini yapar,

b) Coğrafi işaretler ve geleneksel ürün adlarının ilan ve sicil  işlemlerini yapar,

c) Başkanlıkça verilecek diğer işleri yapar.

Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı

MADDE 15/C- Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı,  sınai mülkiyet hakları ve geleneksel ürün adları ile ilgili işlemlere  ilişkin ilgili dairenin nihai olarak almış olduğu kararlara karşı,  kararın bildirim tarihinden itibaren iki ay içinde işlemlerin tarafı  olan ve karar nedeniyle menfaati etkilenen kişiler tarafından yapılacak  itirazların incelenmesi ve değerlendirilmesi işlemlerini doğrudan Kurum  Başkanına bağlı olarak yürütür.

Yeniden incelenmesi ve değerlendirilmesi talep edilen konuda  kararlar, Daire Başkanı başkanlığında, yeniden incelenip değerlendirme  yapılacak konuda uzman olan ve itiraza konu Kurum kararında görevli  bulunmayan en az iki uzman üyenin katılımı ile oluşturulan Kurul  tarafından alınır.

Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Dairesinin kararları Kurumun nihai  kararlarıdır. Bu kararlara karşı, kararın bildirim tarihinden İtibaren  iki ay içinde Ankara Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinde dava  açılabilir. Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun kararlarının  iptaline ilişkin ilam kesinleşmedikçe icra edilemez. Bu hüküm ilamın  ferileri hakkında da uygulanır. Söz konusu ilamlara ilişkin zamanaşımı  süresi kararın kesinleşme tarihinden itibaren başlar,”

MADDE 173- 5000 sayılı Kanunun 16 ncı maddesinin birinci  fıkrasının (b) ve (c) bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“b) Destek Hizmetleri Dairesi Başkanlığı.

c) Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı.”

MADDE 174- 5000 sayılı Kanunun 18 inci maddesi başlığı ile  birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Destek Hizmetleri Dairesi Başkanlığı

MADDE 18- Destek Hizmetleri Dairesi Başkanlığı;

 

a) 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol  Kanunu hükümleri çerçevesinde, kiralama ve satın alma işlerini yürütür;  temizlik, güvenlik, aydınlatma, ısınma, onarım, taşıma ve benzeri  hizmetleri yapar veya yaptırır,

b) Genel evrak ve arşiv faaliyetlerini düzenler ve yürütür,

c) Kurumun taşınır ve taşınmazlarına ilişkin işlemleri ilgili mevzuat  çerçevesinde yürütür,

d) Kurumun sivil savunma ve seferberlik hizmetlerini planlar ve  yürütür,

e) Kütüphane hizmetlerini yürütür,

f) Başkanlıkça verilecek diğer işleri yapar,”

MADDE 175- 5000 sayılı Kanunun 19 uncu maddesi başlığı ile  birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı

MADDE 19- Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı;

a) Bilgi teknolojilerini takip ederek Kurumun otomasyon  stratejilerini belirler, bilgi güvenliğinin gerektirdiği önlemleri alır,  kamu bilişim standartlarına uygun çözümler üretir,

b) Kurumun bilgi işlem hizmetlerini yürütür,

c) Kurumun internet sayfaları, elektronik imza ve elektronik belge  uygulamaları ile ilgili teknik çalışmaları yapar,

d) Kurumun hizmetleriyle ilgili bilgileri toplar ve veri tabanları  oluşturur,

e) Kurumun mevcut bilgi işlem altyapısının kurulumu, bakımı, ikmali,  geliştirilmesi ve güncellenmesi ile ilgili işleri yürütür, haberleşme  güvenliğini sağlar,

f) Kurum ile dokümantasyon merkezleri ve İşbirliği içinde olduğu  ulusal ve uluslararası kuruluşlar arasında veri aktarımını sağlar,  elektronik haberleşme için gerekli olan teknik koordinasyonu kurar ve  geliştirir,

g) Yurt içi ve yurt dışı kaynaklardan sağlanan sınai mülkiyet  haklarına ilişkin bilgileri elektronik ortamda toplar, değerlendirir ve  ilgili birimlerin kullanımına sunar,

h) Başkanlıkça verilecek diğer işleri yapar.”

MADDE 176- 5000 sayılı Kanunun 20 nci maddesinin birinci fıkrasına  aşağıdaki bent eklenmiştir.

“c) Strateji Geliştirme Dairesi Başkanlığı.”

MADDE 177- 5000 sayılı Kanunun 22 nci maddesi aşağıdaki şekilde  değiştirilmiştir,

“MADDE 22- Hukuk Müşavirliği;

a) 26/9/2011 tarihli ve 659 sayılı Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu  İdareleri ve Özel Bütçeli İdarelerde Hukuk Hizmetlerinin Yürütülmesine  İlişkin Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine göre hukuk birimlerine  verilen görevleri yapar,

b) Başkanlıkça verilecek diğer işleri yapar.”

MADDE 178- 5000 sayılı Kanuna 22 nci maddesinden sonra gelmek  üzere aşağıdaki 22/A maddesi eklenmiştir.

“Strateji Geliştirme Dairesi Başkanlığı

MADDE 22/A- Strateji Geliştirme Dairesi Başkanlığı;

 

a) 5018 sayılı Kanun, 22/12/2005 tarihli ve 5436 sayılı Kanunun 15  inci maddesi ve diğer mevzuatla strateji geliştirme ve mali hizmetler  birimlerine verilen görevleri yapar,

b) Başkanlıkça verilecek diğer işleri yapar.”

MADDE 179- 5000 sayılı Kanunun 23 üncü maddesinin birinci fıkrası  aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, üçüncü ve dördüncü fıkraları yürürlükten  kaldırılmış ve altıncı fıkrasının (b) bendinde yer alan “ve olumlu sicil  almak” ibaresi metinden çıkarılmıştır.

“Kurum Yönetim Kurulu üyeleri; yurt içi veya yurt dışında en az dört  yıllık yükseköğrenim görmüş, mesleki açıdan yeterli bilgi ve on yıl  deneyime sahip kişiler arasından atanır. Adalet Bakanlığı ve Maliye  Bakanlığı temsilcilerinin söz konusu bakanlıklarda on yıl süre ile  çalışmış ve mesleki açıdan yeterli bilgi ve deneyime sahip olması,  Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanının belirleyeceği üyelerden birinin  kamu ve/veya özel sektörde on yıl çalışmış Türkiye Odalar ve Borsalar  Birliği temsilcisi olması şarttır. Bu üyelerin ayrıca, 14/7/1965 tarihli  ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48 inci maddesinin (A)  fıkrasındaki şartları taşımaları zorunludur.”

MADDE 180- 5000 sayılı Kanunun 26 ncı maddesi aşağıdaki şekilde  değiştirilmiştir.

“MADDE 26- Kurumun ihtiyaçları dikkate alınarak Yönetim Kurulunun  onayı ile yurt içinden ve yurt dışından geçici süreyle sözleşmeli olarak  yerli ve yabancı uzmanlar çalıştırılabilir. Bunlara ödenecek ücretin net  tutarı, birinci dereceli Sınai Mülkiyet Uzmanına ödenen aylık ortalama  net tutarı aşmamak üzere Yönetim Kurulunca tespit edilir. Bunların  çalıştırılmasına ilişkin usul ve esaslar, Kurumun önerisi ve Bilim,  Sanayi ve Teknoloji Bakanının teklifi üzerine Bakanlar Kurulu kararı ile  yürürlüğe konulan yönetmelikle belirlenir.

Belli bir uzmanlık gerektiren nitelikteki iş ve hizmetler için  Yönetim Kurulu kararı ile eser sözleşmesi çerçevesinde işlem yapılır,

Kurum, sınai mülkiyet haklarına ilişkin işlemlerin yürütülmesinde  yurt içi ve yurt dışındaki kuruluşların hizmetlerinden yararlanabilir.  Bu suretle yararlanılacak hizmetler için ücretler, Kurumun yapacağı  hizmetlerin karşılığı ücretlerle birlikte Kurum tarafından tahsil edilir  ve ilgili kuruluşlara Ödemeler Kurum tarafından yapılır.

Yönetim Kurulu Başkan ve üyelerine, kamu iktisadi teşebbüsleri  yönetim kurulu başkan ve üyelerine bu görevleri nedeniyle yapılan ücret  ödemesi aynen uygulanır,”

MADDE 181- 5000 sayılı Kanunun 30 uncu maddesi aşağıdaki şekilde  değiştirilmiştir.

“MADDE 30- Sınai mülkiyet hakları ve geleneksel ürün adlan ile ilgili  danışmanlık yapma ve Kurum nezdinde başvuru sahipleri adına işlem yapma  yetkisinde olan gerçek veya tüzel kişiler patent, faydalı model ve  entegre devre topografyası konularında patent vekilleri; marka, coğrafi  işaret ve geleneksel ürün adları konularında marka vekilleri; tasarım  konusunda ise hem patent vekilleri hem de marka vekilleridir.

Gerçek kişilerin patent vekili veya marka vekili olabilmesi için  aşağıdaki şartları taşıması gerekir:

a) Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak.

b) Fiil ehliyetine sahip olmak.

 

c) En az dört yıllık lisans eğitimi veren yükseköğretim kurumlarının  veya bunlara denkliği yetkili makamlarca kabul edilen yurt dışındaki  yükseköğretim kurumlarının birinden mezun olmak.

d) 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 53 üncü  maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile kasten işlenen bir suçtan  dolayı beş yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış  olsa bile Devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu  düzenin işleyişine karşı suçlar, zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık,  dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas,  ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan  kaynaklanan malvarlığı değerlerim aklama veya kaçakçılık suçlarından  mahkum olmamak.

e) Türkiye’de yerleşim yeri sahibi olmak.

f) Patent vekilliği veya marka vekilliği sınavlarında başarılı olmak.

Tüzel kişi patent vekilinin veya marka vekilinin, Türkiye Cumhuriyeti  kanunlarına göre limited veya anonim şirket şeklinde kurulması, işletme  konusunun patent vekilliği veya marka vekilliği faaliyetini kapsaması ve  patent vekili veya marka vekili gerçek kişiler tarafından temsil  edilmesi zorunludur. Gerçek kişi vekil, birden fazla tüzel kişi vekilin  ortağı veya çalışanı olsa dahi vekillik yetkisini sadece tek bir tüzel  kişi vekili temsilen kullanabilir. Vekillik yetkisini bu şekilde  kullananlar, gerçek kişi vekil olarak vekillik yapamaz. Gerçek kişi  vekil, kişisel cezai sorumluluğu saklı kalmak şartıyla, temsil ettiği  tüzel kişi vekille birlikte vekalet verene karşı müteselsilen  sorumludur.

Patent vekilliği ve marka vekilliği sınavları, iki yılda bir Yönetim  Kurulu kararıyla yapılır. Sınava, ikinci fıkranın (a), (b), (c) ve (d)  bentlerinde belirtilen şartları taşıyanlar kabul edilir.

Patent vekilliği veya marka vekilliği sınavlarını kazananların,  patent vekilliği yapabilmeleri için Patent Vekilleri Siciline, marka  vekilliği yapabilmeleri için Marka Vekilleri Siciline kaydolmaları  zorunludur. Sicile kayıt ve kayıt yenilemede yaptırılması gereken  mesleki sorumluluk sigortasının süre ve miktarı Yönetim Kurulu  tarafından belirlenir,

Patent vekilliği ve marka vekilliği ile ilgili sınav ve sicil  işlemlerine ilişkin usul ve esaslar ile patent vekilliğine ve marka  vekilliğine ilişkin diğer hususlar yönetmelikle düzenlenir.

Patent vekilliğine ve marka vekilliğine ilişkin sınav, belge  düzenleme, sicil kayıt ve sicil kayıt yenileme ücretleri Kurum  tarafından belirlenir.

Vekalet konusunda, bu Kanunda hüküm bulunmayan hâllerde 11/1/2011  tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun vekalete ilişkin hükümleri  uygulanır.”

MADDE 182- 5000 sayılı Kanuna 30 uncu maddesinden sonra gelmek  üzere aşağıdaki 30/A maddesi eklenmiştir.

“Disiplin cezaları, ceza uygulanacak fiiller ve disiplin kurulu

MADDE 30/A- Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin ve en fazla üyesi  bulunan vekillikle ilgili kuruluşun görüşü alınarak Kurum tarafından  hazırlanan ve Kurumun resmî internet sitesinde yayımlanan patent  vekilliği ve marka vekilliği meslek kurallarına uymayan tutum ve  davranışlarda bulunanlar ile vekilliğin gerektirdiği görevleri  yapmayanlar hakkında bu Kanunda yazılı disiplin cezaları uygulanır.

Patent vekillerine ve marka vekillerine verilecek disiplin cezaları  ile disiplin cezası uygulanacak fiil ve hâller şunlardır:

 

a) Uyarma: Vekilliğin icrasında ve mesleki tutum ve davranışlarda  daha dikkatli davranılması gerektiğinin yazı ile bildirilmesidir. Meslek  kurallarına uymayan tutum ve davranışta bulunan vekiller hakkında uyarma  cezası uygulanır.

b) Kınama: Vekilliğin icrasında ve mesleki tutum ve davranışlarda  kusurlu olunduğunun yazı ile bildirilmesidir. Uyarma cezası alıp da iki  yıl içinde aynı cezayı gerektiren fiilde bulunan veya vekilliğin  gerektirdiği yükümlülükleri yerine getirmeyen veya Kurum nezdinde  yürütülen herhangi bir işlemde menfaati zıt olan taraflara vekillik  edenler hakkında kınama cezası uygulanır.

c) Geçici olarak vekillik faaliyetinden alıkoyma: Üç aydan az ve bir  yıldan çok olmamak üzere vekillik faaliyetinden yasaklanmadır. Kınama  cezası alıp da beş yıl içinde aynı cezayı gerektiren fiilde bulunan veya  vekaletname aslına aykırı örnek ile vekillik iıak ve yetkilerini  kullanan veya Kuruma ait unvan, internet alan adı ya da diğer tanıtma  vasıtalarım iltibasa meydan verecek şekilde kullanan vekiller hakkında  geçici olarak vekillik faaliyetinden alıkoyma cezası uygulanır.

d) Vekillikten çıkarma: Vekillik faaliyetinden süresiz olarak  yasaklanmadır. Geçici olarak vekillik faaliyetinden alıkoyma cezası alıp  da beş yıl içinde aynı cezayı gerektiren fiilde bulunanlar hakkında  vekillikten çıkarma cezası uygulanır.

İkinci fıkrada sayılan fiil ve hâlleri işleyenler hakkında bu fiil ve  hâllerin işlendiğinin öğrenildiği andan itibaren üç ay içinde  soruşturmaya başlanmadığı, her hâlde cezayı gerektiren fiil ve hâllerin  işlendiği tarihten itibaren iki yıl içinde disiplin cezası verilmediği  takdirde disiplin cezası verme yetkisi zamanaşımına uğrar.

İkinci fıkra kapsamındaki cezaların soruşturmanın tamamlandığı günden  itibaren otuz gün içinde verilmesi zorunludur.

Vekiller hakkında savunması alınmadan disiplin cezası verilemez.  Soruşturma yapanın yedi günden az olmamak üzere verdiği süre içinde veya  belirtilen tarihte savunmasını yapmayan vekil, savunma hakkından  vazgeçmiş sayılır.

Disiplin cezaları verildiği tarihten itibaren hüküm ifade eder ve  derhâl uygulanır.

Disiplin cezası verilmesi veya verilmemesi kararına karşı idari  yargıya başvurulabilir. Kesinleşmiş disiplin kararı sonucunda patent  vekilliğinden veya marka vekilliğinden çıkarılanlar, bir daha patent  vekili veya marka vekili olamaz.

Patent ve Marka Vekilleri Disiplin Kurulu; Bakanlıktan bir üye,  Kurumdan üç üye ile mesleğini en az beş yıl bilfiil icra eden ve  Disiplin Kurulunca verilen bir kararla ikinci fıkrada belirtilen  cezalardan birini almamış olan patent vekillerinden veya marka  vekillerinden üç üye olmak üzere toplam yedi kişiden oluşur. Aynı sayıda  ve aynı esasla yedek üye belirlenir. Tüm üyeler Bilim, Sanayi ve  Teknoloji Bakanı tarafından atanır. Kurum Başkam, patent vekilleri veya  marka vekilleri arasından seçilecek üyeleri Bakanlığa önerirken en fazla  üyeye sahip iki ticaret odası ile en fazla üyesi bulunan vekillikle  ilgili İki demekten görüş alır.

Disiplin Kurulu üyelerinin görev süresi üç yıldır. Üyelerden biri  hakkında 30 uncu maddenin ikinci fıkrasının (d) bendinde belirtilen bir  suçtan dolayı dava açılması hâlinde dava sonuna kadar bu üye  toplantılara katılamaz ve yerine yedek üye gelir. Geçerli bir mazereti  nedeniyle toplantıya katılamayacak üyenin, toplantı tarihinden önce  mazeretini bildirmesi

 

gerekir. Mazereti olmaksızın üst üste iki toplantıya katılmayan veya  seçilme yeterliliğini kaybeden üyenin üyeliği sona erer ve yerine yedek  üye gelir.

Disiplin Kuruluna, disiplin cezasını gerektirir fiillerin tespitinde  izlenecek usule ve disiplin konusundaki diğer hususlara ilişkin usul ve  esaslar yönetmelikle düzenlenir.”

MADDE 183- 5000 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.

“Kadrolar

EK MADDE 1- Bu maddeyi ihdas eden Kanuna ekli (1) sayılı listede yer  alan kadrolar ihdas edilerek 13/12/1983 tarihli ve 190 sayılı Genel  Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin eki cetvellerin  ilgili bölümüne eklenmiştir ve ekli (2) sayılı listede yer alan kadrolar  iptal edilerek 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki cetvellerin  ilgili bölümünden çıkarılmıştır.

190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (I) sayılı cetvelin Türk  Patent Enstitüsüne ait bölümü Türk Patent ve Marka Kurumu olarak, anılan  cetvelde yer alan boş ve dolu Marka Uzmanı ve Patent Uzmanı kadrolarının  unvanı Sınai Mülkiyet Uzmanı, Marka Uzman Yardımcısı ve Patent Uzman  Yardımcısı kadrolarının unvanı Sınai Mülkiyet Uzman Yardımcısı olarak  değiştirilmiştir.”

MADDE 184- 5000 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 3- Bu maddeyi ihdas eden Kanuna ekli (2) sayılı listede  yer alan Enstitü Başkanı, Başkan Yardımcısı ve daire başkanı  kadrolarında bulunanların görevleri bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte  sona erer ve bunlardan Enstitü Başkanı, Başkan Yardımcısı kadrolarında  bulunanlar ekli (1) sayılı liste ile ihdas edilen sırasıyla Türk Patent  ve Marka Kurumu Başkanı ve Türk Patent ve Marka Kurumu Başkan Yardımcısı  kadrolarına, daire başkanı kadrolarında bulununlar bu maddeyi ihdas eden  Kanuna ekli (3) sayılı liste ile ihdas edilen müşavir kadrolarına  atanmış sayılırlar. Bu maddeyi ihdas eden Kanuna ekli (3) sayılı liste  ile ihdas edilen müşavir kadroları herhangi bir nedenle boşaldığı  takdirde hiçbir işleme gerek kalmaksızın iptal edilmiş sayılır.

Bu madde uyarınca müşavir kadrosuna atanmış sayılan personelin yeni  kadrosuna atandığı tarih itibarıyla eski kadrosuna ilişkin olarak en son  ayda aldığı sözleşme ücreti, ücret, tazminat, aylık, ek gösterge,  ikramiye (bir aya isabet eden net tutarı), her türlü zam ve  tazminatları, makam tazminatı, temsil tazminatı, görev tazminatı, ek  ücret, ek ödeme, teşvik ödemesi ve benzeri adlarla yapılan her türlü  ödemelerin (ilgili mevzuat uyarınca fiili çalışmaya bağlı fazla mesai  ücreti ve ek ders ücreti hariç) toplam net tutarının (bu tutar sabit bir  değer olarak esas alınır); yeni atandıkları kadrolara ilişkin olarak  yapılan sözleşme ücreti, ücret, tazminat, aylık, ek gösterge, ikramiye  (bir aya isabet eden net tutarı), her türlü zam ve tazminatları, makam  tazminatı, temsil tazminatı, görev tazminatı, ek ücret, ek ödeme, teşvik  ödemesi ve benzeri adlarla yapılan her türlü ödemelerin (ilgili mevzuat  uyarınca fiili çalışmaya bağlı fazla mesai ücreti ve ek ders ücreti  hariç) toplam net tutarından fazla olması hâlinde aradaki fark tutarı,  herhangi bir vergi ve kesintiye tabi tutulmaksızın fark kapanıncaya  kadar ayrıca tazminat olarak ödenir. Atandığı kadro unvanında isteğe  bağlı olarak herhangi bir değişiklik olanlarla, kendi istekleriyle başka  kurumlara atananlara fark tazminatı ödenmesine son verilir.

Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte Enstitüde patent uzmanı ve marka  uzmanı olarak görev yapmakta olan personel sınai mülkiyet uzmanı  kadrolarına, patent uzman yardımcısı ve marka uzman yardımcısı olarak  görev yapmakta olan personel sınai mülkiyet uzman yardımcısı

 

kadrolarına hâlen bulundukları kadro dereceleriyle başka bir işleme  gerek kalmaksızın atanmış sayılırlar.”

MADDE 185- 17/7/1963 tarihli ve 278 sayılı Türkiye Bilimsel ve  Teknolojik Araştırma Kurumu Kurulması Hakkında Kanunun 21 inci maddesinin  birinci fıkrasında yer alan “endüstriyel tasarım” ibaresi “tasarım” şeklinde  değiştirilmiştir.

MADDE 186- 2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı  (8) sayılı tarifenin “I- İmalat ruhsatları:” bölümünde yer alan “2. Patent  ve faydalı modeller:” bendinin (e) alt bendinde yer alan “Enstitüce” ibaresi  “Kurumca”, aynı bölümün “3. Endüstriyel tasarımlar:” bendinin başlığı “3.  Tasarım:”, bu bendin (k) alt bendinde yer alan “Enstitüce” ibaresi  “Kurumca”, bu bendin (m) alt bendinde yer alan “Endüstriyel tasarım” ibaresi  “Tasarım”, aynı bölümün “4. Markalar:” bendinin (a) alt bendinde yer alan  “Marka başvuru harcı (ilk üç sınıf için)” ibaresi “Marka başvuru harcı (her  bir sınıf için)”, (e) alt bendinde yer alan “Marka tescil belgesi düzenleme  harcı” ibaresi “Marka tescil harcı”, (ı) alt bendinde yer alan “Rehine  işlemi kayıt harcı” ibaresi “Rehin işlemi kayıt harcı”, 0 alt bendinde yer  alan “Enstitüce” ibaresi “Kurumca” ve (1) alt bendinde yer alan  “Uluslararası başvuru harcı” ibaresi “Uluslararası başvurunun bildirim  harcı”, “5. Coğrafi işaretler:” bendinin başlığı “5. Coğrafi işaret ve  geleneksel ürün adı:”, bu bendin (b) alt bendinde yer alan “Coğrafi işaret  tescil belgesi ve sicil kayıt harcı” ibaresi “Coğrafi işaret ve geleneksel  ürün adı tescil ve sicil kayıt harcı”, (c) alt bendinde yer alan “Enstitüce”  ibaresi “Kurumca” ve aynı alt bentte yer alan “coğrafi işaret” ibaresi  “coğrafi işaret ve geleneksel ürün adı” şeklinde değiştirilmiş ve “4.  Markalar:” bendinin

(b) alt bendi yürürlükten kaldırılmıştır.

MADDE 187- 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları  Kanununun;

a) 36 ncı maddesinin “Ortak Hükümler” başlıklı bölümünün (A)  fıkrasının (11) numaralı bendinde yer alan “Marka Uzman Yardımcıları,  Patent Uzman Yardımcıları” ibaresi “Sınai Mülkiyet Uzman Yardımcıları”  ve “Marka Uzmanlığına, Patent Uzmanlığına” ibaresi “Sınai Mülkiyet  Uzmanlığına” şeklinde değiştirilmiştir.

b) 152 nci maddesinin “II- Tazminatlar” kısmının “A- Özel Hizmet  Tazminatı” bölümünün (ğ) bendinde yer alan “Marka Uzmanları,” ve “Patent  Uzmanları,” ibareleri metinden çıkarılmış ve aynı bende “Savunma Sanayii  Uzmanları,” ibaresinden sonra gelmek üzere “Sınai Mülkiyet Uzmanları,”  ibaresi eklenmiştir.

c) Geçici 41 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin on bir  numaralı alt bendinde yer alan “Türk Patent Enstitüsü Kuruluş ve  Görevleri Hakkında Kanunun” ibaresi “Türk Patent ve Marka Kurumu Kuruluş  ve Görevleri Hakkında Kanunun” şeklinde değiştirilmiştir.

d) Eki (I) sayılı Ek Gösterge Cetvelinin “I- Genel İdare Hizmetleri  Sınıfı” bölümünün (d) bendinde yer alan “Türk Patent Enstitüsü Başkanı”  ibaresi “Türk Patent ve Marka Kurumu Başkanı”, (g) bendinde yer alan  “Marka Uzmanları, Patent Uzmanları” ibaresi “Sınai Mülkiyet Uzmanları”  ve eki (II) sayılı Ek Gösterge Cetvelinin “2. Yargı Kuruluşları, Bağlı  ve İlgili Kuruluşlar ile Yüksek Öğretim Kuruluşlarında” bölümünde yer  alan “Türk Patent Enstitüsü Başkan Yardımcısı” ibaresi “Türk Patent ve  Marka Kurumu Başkan Yardımcısı” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 188- a) 6/11/2003 tarihli ve 5000 sayılı Türk Patent  Enstitüsü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun başlığı “Türk Patent ve  Marka Kurumu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun”, aynı Kanunun 1 inci  maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Türk Patent

 

Enstitüsü” ibareleri “Türk Patent ve Marka Kurumu”, “TPE” ibaresi  “TÜRKPATENT”, aynı maddenin ikinci fıkrasında yer alan “TPE” ibaresi  “TÜRKPATENT”, Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde  yer alan “a) Enstitü: Türk Patent Enstitüsünü,” ibaresi “a) Kurum: Türk  Patent ve Marka Kurumunu,”, (b) bendinde yer alan “b) Yönetim Kurulu:  Türk Patent Enstitüsü Yönetim Kurulunu,” ibaresi “b) Yönetim Kurulu:  Türk Patent ve Marka Kurumu Yönetim Kurulunu,”, (c) bendinde yer alan  “e) Danışma Kurulu: Türk Patent Enstitüsü Danışma Kurulunu” ibaresi uc)  Danışma Kurulu: Türk Patent ve Marka Kurumu Danışma Kurulunu,”, (d)  bendinde yer alan “d) Başkanlık: Türk Patent Enstitüsü Başkanlığını,”  ibaresi “d) Başkanlık: Türk Patent ve Marka Kurumu Başkanlığını”,  Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Enstitü” ibaresi  “Kurum”, Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Enstitü”  ibaresi “Kurum”, Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan  “Enstitünün” ibaresi “Kurumun”, ikinci fıkrasında yer alan “Enstitü”  ibaresi “Kurum”, üçüncü fıkrasında yer alan “Enstitünün” ibaresi  “Kuramım”, dördüncü fıkrasında yer alan “Enstitü” ibaresi “Kurum”,  Kanunun 6 ncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Enstitüye” ibaresi  “Kuruma”, ikinci fıkrasının (a) bendinde yer alan “Enstitünün” ibareleri  “Kurumun”, ikinci fıkrasının (b) bendinde yer alan “Enstitü” ibaresi  “Kuram”, ikinci fıkrasının

(c) bendinde yer alan “Enstitünün” ibaresi “Kurumun”, ikinci  fıkrasının (f) bendinde yer alan “Enstitünün” ibaresi “Kurumun”, ikinci  fıkrasının (j) bendinde yer alan “Enstitünün” ibaresi “Kurumun”, ikinci  fıkrasının (1) bendinde yer alan “Enstitünün” ibaresi “Kurumun”, Kanunun  8 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Enstitünün” ibareleri  “Kurumun”, “Enstitüye” ibaresi “Kuruma”, Kanunun 9 uncu maddesinin  birinci fıkrasında yer alan “Enstitünün” ibaresi “Kurumun”, “Enstitüyü”  ibaresi “Kurumu”, ikinci fıkrasında yer alan “Enstitü” ibaresi “Kurum”,  dördüncü fıkrasında yer alan “Enstitü” ibaresi “Kurum”, “Enstitünün”  ibareleri “Kurumun”, “Enstitüde” ibaresi “Kurumda”, Kanunun 11 inci  maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Enstitünün” ibaresi “Kurumun”,  Kanunun 16 ncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Enstitünün”  ibaresi “Kurumun”, Kanunun 17 nci maddesinin birinci fıkrasının (a)  bendinde yer alan “Enstitü” ibaresi “Kurum”, Kanunun 20 nci maddesinin  birinci fıkrasında yer alan “Enstitünün” ibaresi “Kurumun”, Kanunun 23  üncü maddesinin beşinci ve altıncı fıkralarında yer alan “Enstitü”  ibareleri “Kurum”, Kanunun 24 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer  alan “Enstitü” ibaresi “Kurum”, Kanunun 25 inci maddesinin birinci  fıkrasında yer alan “Enstitünün” ibareleri “Kurumun”, “Enstitüye”  ibaresi “Kuruma”, ikinci, üçüncü, dördüncü ve beşinci fıkralarında yer  alan “Enstitünün” ibareleri “Kurumun”, beşinci fıkrasında yer alan  “Enstitü” ibaresi “Kurum”, Kanunun 28 inci maddesinin birinci fıkrasında  yer alan “Enstitü” ibaresi “Kurum”, “Enstitünün” ibaresi “Kurumun”,  Kanunun 29 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Enstitünün”  ibaresi “Kurumun”, Kanunun geçici 2 nci maddesinin birinci fıkrasında  yer alan “Enstitü” ibaresi “Kurum” şeklinde değiştirilmiştir.

b) l 0/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol  Kanununa bağlı (11) sayılı Özel Bütçeli İdareler cetvelinin “B) Özel  Bütçeli Diğer İdareler” bölümünün (25) numaralı alt bendinde yer alan  “Türk Patent Enstitüsü” ibaresi “Türk Patent ve Marka Kurumu” şeklinde  değiştirilmiştir.

c) 22/4/2004 tarihli ve 5147 sayılı Entegre Devre Topografyalarının  Korunması Hakkında Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (c)  bendinde yer alan “a) Enstitü: Türk Patent Enstitüsünü,” ibaresi “a)  Kurum: Türk Patent ve Marka Kurumunu,”, (h) bendinde yer alan  “Enstitünün’ ibaresi “Kurumun”, Kanunun 6 ncı maddesinin üçüncü  fıkrasında yer alan

 

“Enstitüye” ibaresi “Kuruma”, Kanunun 13 üncü maddesinin birinci  fıkrasında yer alan “Enstitüdür.” ibaresi “Kurumdur.”, Kanunun 15 inci  maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Enstitü” ibaresi “Kurum”, ikinci  ve üçüncü fıkralarında yer alan “Enstitüye” ibareleri “Kuruma”, Kanunun  16 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında yer alan “Enstitü”  ibareleri “Kurum”, Kanunun 18 inci maddesinin birinci fıkrasında yer  alan “Enstitü” ibaresi “Kurum”, Kanunun 19 uncu maddesinin dördüncü  fıkrasında yer alan “Enstitüye” ibaresi “Kuruma”, “Enstitü” ibaresi  “Kurum”, Kanunun 21 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “Enstitü”  ibaresi “Kurum”, Kanunun 22 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan  “Enstitüye” ibaresi “Kuruma”, Kanunun 23 üncü maddesinin başlığında ve  birinci fıkrasında yer alan “Enstitü” ibareleri “Kurum”, Kanunun 26 ncı  maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan “Enstitü” ibaresi “Kurum”,  Kanunun 30 uncu maddesinin başlığı ve birinci fıkrasında yer alan  “Enstitü” ibareleri “Kurum”, “Enstitüye” ibaresi “Kuruma”, Kanunun 31  inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “Enstitünün” ibareleri  “Kurumun”, “Enstitü” ibaresi “Kurum”, Kanunun 37 nci maddesinin ikinci  fıkrasında yer alan “Enstitüye” ibaresi “Kuruma”, “Enstitünün” ibareleri  “Kurumun”, üçüncü fıkrasında yer alan “Enstitünün” ibaresi “Kurumun”,  beşinci fıkrasında yer alan “Enstitüce” ibaresi “Kurumca”, altıncı  fıkrasında yer alan “Enstitü” ibaresi “Kurum”, Kanunun 38 inci  maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Enstitünün” ibareleri “Kurumun”,  Kanunun 41 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Enstitü” ibaresi  “Kurum” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 189- 5/12/1951 tarihli 5846  sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 76 ncı maddesinin birinci fıkrası  aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Bu Kanunun düzenlediği hukuki ilişkilerden doğan dava ve işler ile bu  Kanundan kaynaklanan ceza davalarında görevli mahkeme, Sınai Mülkiyet  Kanununun 156 ncı maddesinin birinci fıkrasında belirtilen mahkemelerdir.”

Atıflar

MADDE 190- (1) Diğer mevzuatta Türk Patent Enstitüsüne yapılmış  olan atıflar, Türk Patent ve Marka Kurumuna; Marka Uzmanı ve Patent Uzmanı  ile Marka Uzman Yardımcısı ve Patent Uzman Yardımcısına yapılmış olan  atıflar, Sınai Mülkiyet Uzmanı ve Sınai Mülkiyet Uzman Yardımcısına yapılmış  sayılır.

Yürürlükten kaldırılan mevzuat

MADDE 191- (1) 6/11/2003 tarihli ve 5000 sayılı Türk Patent  Enstitüsü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun 4 üncü maddesinin birinci  fıkrasının (d) bendi ve 13 üncü maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi  yürürlükten kaldırılmıştır.

(2) 22/4/2004 tarihli ve 5147 sayılı Entegre Devre Topografyalarının  Korunması Hakkında Kanunun 39 uncu maddesi yürürlükten kaldırılmıştır

(3) 24/6/1995 tarihli ve 551 sayılı  Patent Haklarının Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, 24/6/1995  tarihli ve 554 sayılı Endüstriyel Tasarımların Korunması Hakkında Kanun  Hükmünde Kararname, 24/6/1995 tarihli ve 555 sayılı Coğrafi İşaretlerin  Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, 24/6/1995 tarihli ve 556 sayılı  Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ve 22/9/3995  tarihli ve 566 sayılı Patent Haklarının Korunması Hakkında 551 sayılı Kanun  Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Hükmünde Kararname  yürürlükten kaldırılmıştır

 

551, 554, 555 ve 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelerin hükümlerinin  uygulanması

GEÇİCİ MADDE 1- (1) Bu Kanunun yayımı tarihinden önce Enstitüye  yapılmış olan ulusal ve uluslararası marka ve tasarım başvuruları ile  coğrafi işaret başvuruları, başvuru tarihinde yürürlükte olan mevzuat  hükümlerine göre sonuçlandırılır. Ancak bu Kanunun yayımı tarihinden önce  Enstitüye yapılmış olup yayımlanmamış coğrafi işaret başvuruları, itiraz  süresi bakımından mülga 555 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümleri saklı  kalmak şartıyla Bültende yayımlanır.

(2) Bu Kanunun yayımı tarihinden önce yapılmış ulusal patent başvuruları  ve faydalı model başvurulan, başvuru tarihinde yürürlükte olan mevzuat  hükümlerine göre sonuçlandırılır. Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten  sonra yapılan ek patent başvurularının sonuçlandırılmasında, ek patent  başvurusu veya ek patentin bağımsız patent başvurusu ya da patente  dönüştürülmesinde, asıl patent başvurusunun başvuru tarihinde yürürlükte  olan mevzuat hükümleri uygulanır. İncelemesiz verilen patentin incelemeli  patent başvurusuna dönüştürülmesinde, patent başvurusunun faydalı model  başvurusuna ya da faydalı model başvurusunun patent başvurusuna  değiştirilmesinde, patent ve faydalı modellerin hükümsüz kılınmasında,  başvuru tarihinde yürürlükte olan mevzuat hükümleri uygulanır. Bu maddenin  yürürlüğe girdiği tarihten önce ulusal aşamaya giren uluslararası veya  bölgesel anlaşmalar yoluyla yapılmış patent başvuruları ve faydalı model  başvuruları, başvurunun ulusal aşamaya girdiği tarihte yürürlükte olan  mevzuat hükümlerine göre sonuçlandırılır.

(3) Mülga 551 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin geçici 4 üncü maddesi  kapsamındaki patentler hakkında aynı maddenin uygulanmasına devam edilir.

(4) Önceki mevzuat hükümlerine göre verilmiş patent ve faydalı modeller  için 99 uncu, 138 inci ve 144 üncü maddeler ile 113 üncü maddenin beşinci  fıkrası ve 121 inci maddenin sekizinci fıkrası hariç olmak üzere bu Kanun  hükümleri uygulanır.

Mevcut yönetmeliklerin uygulanması

GEÇİCİ MADDE 2- (1) Bu Kanunda öngörülen yönetmelikler yürürlüğe  girinceye kadar mevcut yönetmeliklerin hu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin  uygulanmasına devam edilir.

Suç eşyalarının imhası

GEÇİCİ MADDE 3- (1) 1/1/2009 tarihinden önce işlediği suç  nedeniyle mülga 551,554, 555 veya 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelerin  ceza hükümleri uygulanarak haklarında suça konu eşyanın müsaderesine dair  verilen ve kesinleşen kararın infazı gerçekleşmemiş kişilere; eşyanın adli  emanette veya müştekide bulunmasına ya da 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı  Ceza Muhakemesi Kanununun 132 nci maddesinin beşinci fıkrası gereğince  muhafaza edilmek üzere diğer bir kişiye teslim edilmiş olmasına  bakılmaksızın, kararı veren mahkemenin yargı çevresindeki Cumhuriyet  başsavcılığınca resen, sonuçlan açıklanan usulüne uygun meşruhatlı tebligat  çıkarılır. Bu kişilere bir ay içinde mahkemeye başvurarak eşyanın iadesini  talep etme hakları olduğu bildirilir. Bu süre içinde sahipleri tarafından  iade talebinde bulunulmaması veya iade talebinde bulunulmakla beraber  mahkemece verilen iade kararının tebliğinden itibaren bir ay içinde eşyanın  teslim alınmaması hâlinde Cumhuriyet başsavcılığının istemi üzerine kararı  veren mahkeme tarafından eşyanın imhasına karar verilir, İmha kararı derhâl  yerine getirilmek üzere Cumhuriyet başsavcılığına gönderilir.

 

(2) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce mülga 55 i, 554,555 veya  556 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelerin ceza hükümleri uygulanarak  haklarında eşyanın iadesi yönünde verilen kesinleşmiş karar bulunduğu hâlde  eşyayı teslim almayan kişilere, eşyanın adli emanette veya müştekide  bulunmasına ya da Ceza Muhakemesi Kanununun 132 nci maddesinin beşinci  fıkrası gereğince muhafaza edilmek üzere diğer bir kişiye teslim edilmiş  olmasına bakılmaksızın, kararı veren mahkemenin yargı çevresindeki  Cumhuriyet başsavcılığı tarafından resen, sonuçları açıklanan usulüne uygun  meşruhatlı tebligat çıkarılarak iadesine karar verilen eşyayı bir ay içinde  teslim almaları istenir. Bu süre içinde sahipleri tarafından teslim  alınmayan eşya hakkında, Cumhuriyet başsavcılığının istemi üzerine kararı  veren mahkeme tarafından imha kararı verilir. İmha kararı derhâl yerine  getirilmek üzere Cumhuriyet başsavcılığına gönderilir,

(3) Bu madde gereğince yapılacak imha işlemleri, Cumhuriyet savcısı  başkanlığında, emanet memuru ve iki zabıt kâtibinden oluşan komisyon  tarafından yerine getirilir ve buna ilişkin tutanak tanzim olunur.  Komisyonda hangi zabıt kâtiplerinin yer alacağı adalet komisyonlarınca  belirlenir. İmha edilen eşya için hak sahibine herhangi bir ödeme yapılmaz.  İmha masrafları, eşya sahibinden tahsil edilmek şartıyla yargılama gideri  olarak Hazine tarafından karşılanır.

İptal yetkisinin mahkemeler tarafından kullanılması

GEÇİCİ MADDE 4- (1) 26 ncı madde hükmü yürürlüğe girene kadar,  iptal yetkisi, anılan maddedeki usul ve esaslara göre mahkemeler tarafından  kullanılır.

(2) 26 ncı maddenin yürürlüğe girdiği tarihte mahkemeler tarafından  görülmekte olan iptal davaları mahkemeler tarafından sonuçlandırılır.

(3) Mahkemelerin bu madde hükmüne göre vermiş olduğu kararlar  kesinleşmesinden sonra mahkeme tarafından Kuruma resen gönderilir.

Yenileme talepleri

GEÇİCİ MADDE 5- (1) 23 üncü maddenin ikinci fıkrası ile 69 uncu  maddenin dördüncü fıkrası yürürlüğe girene kadar yenileme talepleri  bakımından, mülga 554 ve 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelerin ilgili  hükümleri uygulanır.

Görülmekte olan davalar

GEÇİCİ MADDE 6- (1) Bu Kanunla yürürlükten kaldırılması öngörülen;

551 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 146 ncı,

554 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 58 inci.

555 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 30 uncu,

556 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 71 inci.

maddeleri uyarınca kurulmuş ihtisas mahkemeleri, bu Kanunun 156 ncı  maddesinin birinci fıkrası uyarınca kurulan mahkemeler olarak kabul edilir  ve bu mahkemelerde derdest olan davaların görülmesine devam olunur.

Yürürlük

MADDE 192-(1) Bu Kanunun;

a) 26 ncı maddesi yayımı tarihinden itibaren yedi yıl sonra,

 

b) 23 üncü maddesinin ikinci fıkrası ve 69 uncu maddesinin dördüncü  fıkrasında düzenlenen yenileme taleplerinin yapılması gereken süreye  ilişkin hükümleri ile 46 ncı maddesinde düzenlenen amblem kullanım  zorunluluğuna ilişkin hükümleri yayımı tarihinden itibaren bir yıl  sonra,

c) Diğer hükümleri yayımı tarihinde, yürürlüğe girer.

Yürütme

MADDE 193- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

Sosyal medyada paylaşın


Facebookta Paylaş | Tweetle

Copyright © Uğurlu Gümrükleme 2018.

  by: Design ilhanc